Elçi cinayetinde iki şüpheli

Elçi cinayetinde iki şüpheli
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, öldürülmesinin 3. yılında anıldı. Dört Ayaklı Minare'nin önüne karanfil bırakan meslektaşları, tespit ettikleri iki şüpheliyi savcının önüne getirecek.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK - Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin merkez Sur ilçesinde 28 Kasım 2015'te çatışmalarda zarar gören tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptıktan sonra öldürülmesinin üzerinden 3 yıl geçti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada bir ilerleme olmadığı gibi, dosyada tek bir şüpheli dahi yok. Elçi’nin vurulduğu sırada, o sokakta silah kullanan polislerin ise tanık sıfatı ile ifadesi alındı. Avukatlar ise silah kullandığı tespit edilen kişilerin şüpheli olarak ifade vermesi gerektiğini belirtiyor. Avukatların bu yönlü talebi ise karşılanmadı.

İLGİLİ HABER: ADALET BAKANI'NA TAHİR ELÇİ SORUSU

POLİS YOĞUN ÖNLEM ALDI

Tahir Elçi katledilişinin 3’üncü yılında Diyarbakır’da anıldı. Diyarbakır Barosu tarafından düzenlenen anma etkinliğine Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Selçuk Mızraklı ve Musa Farisoğulları, İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, Hakkâri, Şırnak, Van, Antep başta olmak üzere Bölge Baroları, Ankara Barosu yöneticileri ve TBB Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Anma programı kapsamında sabah saat 10.00’da Adliye önünde bir araya gelinecek, oradan Tahir Elçi’nin vurulduğu dört ayaklı minareye kadar yürüyüş düzenlenecekti. Avukatların toplanacağı Diyarbakır adliyesi önünde polis sabahın erken saatlerinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda TOMA, zırhlı araç ve çevik kuvvet ekibi adliye önünde konuşlandırıldı.

OHAL’DEN BU YANA İLK DEFA YÜRÜYÜŞ YAPILDI

Diyarbakır’da OHAL’den bu yana yürüyüşlere izin verilmiyordu. Tahir Elçi anması için planlanan yürüyüşe ise izin verildi. Avukatlar, açtıkları pankartlarla Diyarbakır Adliyesi önünden dört ayaklı minareye kadar yürüdü. Bu yürüyüş OHAL süresi ve sonrasında Diyarbakır’da bir ilk oldu. OHAL döneminden bu yana ilk defa Diyarbakır’da bir yürüyüş gerçekleşmiş oldu.

POLİS HALKIN YÜRÜYÜŞE KATILMASINA İZİN VERMEDİ

Yürüyüş boyunca ‘Tahir Elçi Ölümsüzdür’ ve ‘Tahir Elçi burada, katiller nerede’ sloganlarını atan avukatlar, ‘Devletin aydınlatamayacağı cinayet yoktur, aydınlatmadığı cinayet vardır’ pankartı taşıdı. Yürüyüş boyunca çevik kuvvet, yürüyen kitlenin yanında ve önünde tek sıra halinde yürüdü. Polis, dışarıdan halkın kitlenin içine girmesine izin vermedi. Yürüyüş sloganlarla Tahir Elçi’nin vurulduğu dört ayaklı minarenin önüne kadar devam etti. Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokağa gazeteciler de üst aramasından geçirilerek alındı. Dört Ayaklı Minare’nin önünde Tahir Elçi’nin vurulmadan hemen önce, yaptığı son konuşma dinletildi.

'BURAYLA BARIŞMAMIZ KADAR SIRT ÇEVİRMEMİZ DE ZOR'

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare'nin sesini insanlığa duyurduktan hemen sonra, onun gölgesinde vurulduğunu hatırlattı.  "Bir mekâna ölüm kokusu sinmişse, orayla barışmak kadar oraya sırt dönmek de zordur" diyen Aydın, "Sevgili Tahir Elçi, üç yıl önce ayaklarından vurulan Dört Ayaklı Minare’nin sesini insanlığa duyurduktan hemen sonra, gölgesinde vuruldu. O günden beri, Dört Ayaklı Minare bizlerin, bizler de dört ayaklı minarenin hüznünü içimizde yaşamaktayız. İşte bizim de, Tahir Elçi’nin dostlarının da burayla barışması kadar, buraya sırt çevirmesi de zordur" dedi.

Tahir Elçi’nin de 1990’lı yıllarda başlayıp günümüze kadar devam eden faili meçhullere, gözaltında kayıp ve işkencelere, köy yakmalara, zorunlu göçlere ve ağır yaşam hakkı ihlallerine sırt çevirmediğini belirten Aydın, şunları söyledi: "Söylediği bir cümle, şer odaklarını rahatsız etti. Önce ifadeye çağırdılar Tahir başkanı. Sonra birileri bunu yeterli görmemiş olacak ki daha çağrı kâğıdı yeni Diyarbakır’a gelmişken, yakalama kararı çıkardılar. O, Botan halkına mahsus mağrurluk ile karşıladı yakalama kararını. ‘Buyurun gelin’ dedi ve yüzlerce yoldaşının yanından alıp götürdüler Tahir’i. ‘Ben görüşlerimi ifade ettim’ dedi ama tek bir adım geri atmadı. Hemen arkasından sekiz sütuna manşet ettiler onu, linç kültüründen beslenenler birbiriyle yarıştılar. Beğenmedikleri fikirlerin sahiplerine yapıştırılan ‘terörist’ yaftası, Tahir Başkana da yapıştırıldı. O, bu yaftaya inat, bir dünya kültür mirası olan Dört Ayaklı Minare’ye sıkılan kurşunlara siper olmak için buraya geldi. Bir dünya kültür mirası olan ve her gün yavaş yavaş yok edilen tarihi ve kültürel mirasın korunması pahasına canın verdi.

'CİNAYETİ AYDINLATACAĞIZ DEDİLER, GÖRÜNTÜLER SİLİNDİ'

Dönemin iktidar sahipleri, 'bu cinayeti aydınlatacağız' dediler. Dediler ama üç yıl oldu bir arpa boyu yol gidemediler. 3-5 kovanı bile toplayamadılar. Bazı kamera görüntüleri ortadan kayboldu, bazı kameralar bozuldu, bazı görüntüler de her nedense silindi. Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan rapor, bugüne kadar bizlerden ısrarla gizlendi ve gizlenmeye de devam ediliyor. Sözler bir kez daha tutulmadı ve failler aramızda dolaşmaya devam ediyor. Tahir Elçi dosyası da, binlerce faili meçhul dosyasının tozlu rafları arasında unutulmak ve unutturulmak istenmektedir. Ama buna izin vermeyeceğiz. Tahir Elçi’nin inadı ile takip edeceğiz, soruşturacağız ve failleri yargı önüne çıkaracağız."

Aydın’ın konuşmasının ardından avukatlar Tahir Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare’nin önüne karanfil bıraktı.

"O KATİLLERİN YAKASINA YAPIŞACAĞIZ"

Artı Gerçek’e konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tahir Elçi’nin bu toprakların ve bu toplumun yetiştirdiği en önde gelen insan hakları savunucusu olduğunu söyledi. Elçi’nin adının cezasızlıkla mücadele ile anıldığına dikkat çeken Tanrıkulu, "Aradan 3 yıl geçti, soruşturmada henüz bir şüpheli bile yok. Bütün deliller karartıldı. Boş kovanlar toplanmadı. Mardin Kebap Evinin içeriye bakan bütün kameralar çalışıyor, dışarıya bakan kamera kapalı. Sokaktaki kameranın 13 saniyelik bölümü, tam da Tahir’in vurulduğu andaki bölümü yok ortada. Dışardan mı müdahale oldu, gerçekten mi çekemediler o konuda bile bir inceleme yapılmadı. Soruşturma sonuçta Tahir’in mücadele ettiği cezasızlıkla karşı karşıya kalmış durumda. Ama şunu bilsinler, Diyarbakır Barosu kurumsal olarak bununla mücadele edecek kararlıktadır. Katiller bilsinler, bir gün mutlaka onların yakalarına yapışacağız ve adil bir biçimde hesaplarını soracağız" diye konuştu.

"TAHİR ELÇİ’NİN VURULMASI TESADÜF DEĞİL"

Artı TV yayınına bağlanan Hukukçu Orhan Kemal Cengiz ise Tahir Elçi’nin cinayetinin Hrant Dink ile olan benzerliğine dikkat çekti. Kirkor Zöhrab, Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetleri arasında çok önemli benzerliklerin olduğunu ifade eden Cengiz, "100 yıldır Türkiye'de halklar arasında köprü olan barış için Umut olan, bu ülkenin çok kültürlü çok sesliliğini temsil eden insanlar hep katledildi. Bu insanlar temsil ettikleri değerlerin tam tersi imiş gibi sunulup, birer nefret objesine dönüştürülüp ondan sonra vuruldular.  Yani sevgili Tahir'in vurulması Tabii ki bir Tesadüf değildi.  Biliyorsunuz çok ciddi bir nefret kampanyası yürütüldü üzerinden" dedi.

"TAHİR ELÇİ’NİN KORUNMASI GEREKİYORDU"

Cengiz, Tahir Elçi’nin vurulduğu sırada polisin ihmaline de dikkat çekti. Hakkında yürütülen linç kampanyasından dolayı Elçi’nin hedef olduğunun bilinmesine rağmen polisin önlem almadığını hatırlatan Cengiz, "Başka bir ülkede olsa Tahir Elçi risk altında sayılırdı. Bu kadar nefret objesi haline getirilmiş biri korunmalıydı. Tam tersine polisin konuşmalarına baktığınızda, dosya öncesinde güvenlik için yapılan toplantılara baktığımız, oradaki grubu bir kriminal grup gibi gören bir mantalite görüyorsunuz. O günden bu yana aynı mantığın devam ettiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"İKİ KİŞİ TESPİT EDİLDİ"

Diyarbakır Barosu, ses ve görüntü analizinin yapılması için kamera görüntülerini Londra Üniversitesi'ne göndermişti. O görüntülerin analiz edildiğini belirten Cengiz, Tahir Elçi’nin vurulduğu sokakta silah kullanan polislerden iki kişi üzerinde odaklanıldığını söyledi. Bu kişilerin mevcut dosyada tanık sıfatı ile ifade verdiğini belirten Cengiz, avukatların en son bu iki kişi ile ilgili raporu savcının önüne getirerek, şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alınmasını isteyeceğini söyledi. Cengiz, bu konu ile ilgili gerekli açıklamanın raporun hazırlanmasının ardından Diyarbakır Barosu tarafından yapılacağını söyledi.

Diyarbakır’daki anma programı kapsamında Tahir Elçi’nin mezarı ziyaret edildi.  Mezarlık ziyaretine Elçi’nin ailesi, HDP milletvekilleri  ve meslektaşları katıldı.

ANKARA'DA TAHİR ELÇİ'Yİ ANMAK İSTEYENLERE ENGEL

Tahir Elçi'yi ölümünün 3. yıl dönümünde anmak için Ankara Adliyesi önüne gelen avukatlar, polislerce engellendi. Artı Gerçek Ankara muhabiri Derya Okatan'ın aktardığına göre avukatlar uzun süre, açıklama yapabilmek için polis yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdi. Ancak çevik kuvvet avukatların önünü kapattı. Polisin avukatlara dağılmaları yönünden yaptığı uyarıya avukatlar, 'Tahir Elçi ölümsüzdür' sloganıyla karşılık verdi. Bunun üzerine polis avukatları iterek Adliye binası içine sokmaya çalıştı. Polisin avukatlara saldırısı bir süre devam ederken, Adliye binasına sürüklenen avukatlar içeride slogan atmaya devam etti. Çevik kuvvet de adliye binasına girerken, vatandaşlar adliyeye başka kapıdan alınıyor. 

Öne Çıkanlar