HEP'den HDP'ye Kürt siyasetinin demokrasi mücadelesi II

HEP'den HDP'ye Kürt siyasetinin demokrasi mücadelesi II
Kürtler, HADEP'in kapatılması ve seçim yasaklarına karşı 1998 yılında DEHAP'ı kurarak önlem aldı.

Aydın BOLKAN


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HADEP'in kapatılması için 29 Ocak 1999'da Anayasa Mahkemesi'ne iddianame sundu. Ayrıca partinin 18 Nisan seçimlerine katılmaması için de Anayasa Mahkemesi'nden önlem alınmasını istedi. Kürtler, HADEP'in kapatılma ve seçim yasaklarına karşı 1998 yılında DEHAP'ı kurarak önlem aldı. Kurulan DEHAP'ın  Genel Başkanlığı'na Veysi Aydın getirildi.

İLGİLİ HABER: HDP'DEN HDP'YE KÜRT SİYASETİNİN DEMOKRASİ MÜCADELESİ -I-

HADEP YERELDE İKTİDAR OLDU

HADEP 3 Şubat 1999 tarihinde Parti kapatma iddianamesine karşı Anayasa Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi sundu. 15 Şubat'ta Abdullah Öcalan Türkiye'ye getirildi. 21 Mart'ta bir çok kentte Newroz'un kutlanmak istenmesine karşı sert müdahaleler yapıldı. Bir çok kentte sokağa çıkma yasakları ilan edildi.Bozlak ile bazı parti yöneticileri Ankara Güdül cezaevinde tutuklu iken bazı yöneticileri de firardaydı.

Bu koşullar da 18 Nisan 1999 tarihinde hem genel hemde yerel seçimlere "Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz" sloganıyla katılma kararı aldı. Seçimde yaşanan  engeller, baskılar ve ihlallere rağmen halk HADEP'e sahip çıktı. Tutuklu olmayan parti yöneticileri tarafından yürütülen seçim çalışması sonrasında, HADEP yerel seçimlerde bir büyükşehir (Diyarbakır), 6 il belediyesi (Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van) olmak üzere toplam 37 belediye kazandı.Genel seçimlerde, parti toplam 34 milletvekili çıkardı; ancak yüzde 10 barajı nedeniyle Meclis'e giremedi.

18 Nisan 1999 seçimlerine gidilirken DEHAP'da HADEP'in iddiasının olmadığı bazı bölgelerde seçime girdi. Yine HADEP'in seçimlere sokulmaması durumunda bazı  illerde bağımsız milletvekili başvuruları da yapıldı. Fakat  bu kararın alınmasında sonra yaşanan bazı sıkıntılar ve engeller nedeniyle grup kuracak sayıda yeterli başvuru gerçekleşemedi.
Ankara 1 No'lu DGM'ce verilen cezaların 28 Haziran 1999'da  Yargıtay tarafından onanması üzerine, HADEP Genel Başkanı Bozlak ve birçok parti yöneticisi siyasi yasaklı oldu.19 Temmuz 1999'da Bozlak partiden istifa etti. Ahmet Turan Demir, HADEP Genel Başkan Vekilliği'ne getirildi. 8 Eylül 1999'da HADEP 1.Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa Ahmet Turan Demir seçildi.

BELEDİYELERE DE BASKI

19 Şubat 2000'de HADEP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, Siirt Belediye Başkanı M. Selim Özalp, Bingöl Belediye Başkanı Feyzullah Karaaslan, sokakta, jandarma tarafından gözaltına alındılar. Belediye binaları jandarma ve polis tarafından arandı. Her üç ilde de gözaltıları protesto edenlerden çok sayıda insan gözaltına alındı. Üç belediye başkanı, tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi'ne kondu. Bir hafta sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler.

27 Eylül 2000'de Demokrasi Hareketi Girişim Grubu, HADEP'e katıldı.50 kişilik bir grupla HADEP'e katılan Demokrasi Hareketi, çalışmaları düzenlemek üzere Sedat Aslantaş, Kemal Birlik, Münir Ceylan, Naci Kutlay, Mehmet Metiner, Altan Tan ve Canip Yıldırım'ı görevlendirildiğini açıkladı. 26 Kasım 2000'de Ankara'da yapılan HADEP 4. olağan büyük kongresinde Genel Başkanlığa tek aday olan Murat Bozlak seçildi.

1999 yılında Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla PKK'liler 1 Ağustos 1999'dan itbaren Türkiye sınırları dışına çıkmaya başladı. PKK'nin eylemsizlik kararına karşı Türkiye  uzun bir dönem Kürt sorununun çözümüne ilişkin düzenleme yapmadı. Türkiye AB müzakere süreci nedeniyle DSP-ANAP ve MHP koalisyonu idam cezasını kaldırdı.

2001 yılında çıkartılan Rahşan Affı sonrasında, yaşanan tartışmalardan kaynaklı olarak 'yardım ve yataklık'  suçlamasıyla yapılan yargılamalar ve cezalar düşürüldü. TCK 312 ve bazı maddelerde değişiklikler yapıldı.

HADEP 1 Eylül 2001'de Ankara'da merkezli 1 Eylül Dünya Barış günü mitingi yapma kararı aldı. Hükümet bunu yasakladı. tüm illerde HADEP il ve ilçe örgütleri ablukaya alındı. İstanbul Zeytinburnu İlçe binasında polisin müdahalesi üzerine çatıya çıkan Zeynel Durmuş yaşamını yitirdi:

HADEP'E ÖRGÜTLENME ENGELİ 2000'DEN SONRA DA SÜRDÜ

PKK'nin silahlı güçlerini sınır dışına çekmesi ve  çatışmasızlık ortamında da HADEP'in örgütlenmesi bir çok ilde engellendi. 25 Ocak 2001 HADEP Şırnak İli Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış, çağrıldığı jandarma Komutanlığına gittikten sonra, kendisinden bir daha haber alınamadı. İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz, aynı konuyla ilgili jandarma komutanlığına gitti ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Silopi'ye giriş çıkışlar yasaklandı. Bu dosyada AHİM Türkiye'yi mhkum etmesine karşın sorumlular yargı önüne çıkarılmadı.
2000 yılından itibaren bölgede görkemli Newrozlar, şölen havasında kutlanmaya başlandı fakat  2002'de Mersin'de Newroz kutlamalarına izin verilmedi. HADEP üyeleri Mehmet Şen ve Ömer Aydın yaşamlarını yitirdi. HADEP 2002'de  Sosyalist Enternasyonal'e kabul edildi.

KÜRT SİYASETİ DEHAP'LA 2002 SEÇİMLERİNE GİRDİ

Kürtler 3 Kasım genel seçimlerine DEHAP çatısı  altında  Emek ve Barış blokuyla gitti.  DEHAP, 24 Ekim 1997'de HADEP'in kapatılmasına karşı önlem olarak kuruldu. Veysi Aydın Genel Başkanlığa getirildi. 9 Mayıs 1998'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Veysi Aydın'ın üyeliğini düşürdü.Bunun üzerine DEHAP 1.Olağanüstü kongresi yapıldı. Genel Başkanlığa Mehmet Abbasoğlu seçildi.

HADEP'in kapatma davası riski  nedeniyle DEHAP'la seçimlere katılma kararı alınınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu 7 Ekim 2002'de Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) DEHAP'ın seçimlere girmesinin engellenmesi için başvuruda bulundu. 27 Ekim'de, seçime bir hafta kala, YSK, DEHAP'ın seçimlere katılmasına karar verdi.

3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerde HADEP, demokrasi ve emek güçleriyle birlikte DEHAP listelerinden seçime girdi. HADEP Genel Başkanı Bozlak ve Akın Birdal, dönemin AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, TCK 312 maddesi uyarınca seçimlerde aday olamadı. Yüzde 6,23 oy alarak 50'nin üzerinde milletvekili çıkardı. Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle meclise milletvekili gönderemedi. 3 Kasım seçimleri sonrasında  CHP lideri Baykal ile Erdoğan 312 madde üzerinde anlaşınca, Siirt Doğanlı köyünde kullanılmayan oylar gerekçe gösterilerek Siirt seçimleri iptal edildi. Siirt seçimleri yeniden yapılarak, Erdoğan'ın milletvekili olması sağlandı.

Yargıtay Savcısı'nın suç duyurusu üzerine 21 Ocak 2003'de DEHAP'ın eski dört yöneticisi hakkında, Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nde, resmi belgelerde birden fazla sahtecilik iddiasıyla dava açıldı.

13 Mart 2003'de Anayasa Mahkemesi HADEP'in,  "terör odağı haline gelmesi" gerekçesiyle, oybirliğiyle kapatıldığını açıkladı. 26 Mart'ta 35 HADEP'li belediye başkanı DEHAP'a geçti.
2 Nisan 2003'de DEHAP, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme önerilerini içeren bir deklarasyon yayınladı. 29 Nisan 2003'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ek bir iddianame ile, "yasadışı bir örgütün odağı olduğu" iddiasıyla DEHAP'ın temelli kapatılması için ikinci kez Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

6 Haziran 2003'de Özgür Parti kuruldu ve  Ahmet Turan Demir Genel Başkan oldu. 8 Haziran 2003'de DEHAP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi yapıldı. Tuncer Bakırhan Genel Başkanlığa seçildi. 10 Haziran'da DEHAP, her iki iddianameye karşı cevaplarını Anayasa Mahkemesi'ne sundu.

26 Haziran'da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Genel Başkanlar Mehmet Abbasoğlu, Veysi Aydın ile eski Genel Sekreterler Nurettin Sönmez ve Ayhan Demir'i, TCK 342/1 ve 80.maddelerinden 2'şer yıl hapis cezasıyla  cezalandırdı.

22 Eylül 2003'de  Genel Başkan Tuncer Bakırhan ve Özgür Parti Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, gözaltına alındı. Bir gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. 10 Ekim'de Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda çözüm önerilerinin bulunduğu yol haritası, Bakırhan tarafından açıklandı.

2004'DE YEREL SEÇİMLERE SHP ÇATIISNDA GİRDİ

29 Ocak 2004'de DEHAP, SHP, ÖDP, EMEP, SDP ve Özgür Parti, 28 Mart yerel seçimlerinde ortak hareket etmek üzere "Demokratik Güç Birliği" kurduklarını açıkladılar. 28 Mart 2004: Yerel seçimler yapıldı. SHP, DEHAP, Özgür Parti, SDP, ÖDP, EMEP bloku, 5 il, 33 ilçe, 31 belde belediye başkanlığı kazandı. 8 Nisan 2004'de DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kapatma davası için son sözlü savunmayı Anayasa Mahkemesi'nde yaptı. 19 Kasım 2005'de DEHAP 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde kendini feshederken, 26 Haziran 2007'de de  Özgür Parti feshedildi.

DTP MÜCADELEYE YENİ BİR SOLUK OLDU

Eski DEP milletvekillerinin 1996 yılında yaptığı başvuruyu 2001 yılında sonuçlandıran AİHM, DGM'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle, Türkiye'yi mahkum etti. Kamuoyunda 2. Uyum Paketi olarak bilinen kanunla DEP'li vekiller 2003'te avukatları aracılığıyla yeniden yargılanma isteminde bulundular. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, "Gelinen safha ve cezaevinde geçen 10 yıl 3 ay 8 günlük süreyi" dikkate alarak tahliye kararı verdi. Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak, 9 Haziran 2004'te serbest bırakıldı.

Eski DEP'lilerin  serbest bırakılması demokratik Kürt siyasetinde yeni arayışı da birlikte getirdi. DEP milletvekilleri, Kürt siyasal partilerinin eski genel başkanlarının da olduğu Demokratik Toplu Hareketi oluşumuna gidildi.  Kürt illeri ve metropollerde halk toplantıları başlatıldı. Hareketin koordinasyonu ise Hatip Dicle Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak, Murat Bozlak, Ahmet Türk, Tuncer Bakırhan, Ahmet Turan Demir ve Feridun Yazar tarafından yürütüldü. İl koordinasyonları oluşturuldu. Seçilen delegeler ile Ankara'da bir toplantı yapılarak kurucular kurulu belirlendi. DTP 9 Kasım 2005'te Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un Eşbaşkanlığında kuruldu, 25 Haziran 2006'da 1. Büyük Kongresi'ni gerçekleştirdi. DTP'nin kuruluşunun ardından toplanan DEHAP Kongresinde kendini feshetme kararı aldı.

YENİDEN ÇATIŞMALI SÜREÇ BAŞLADI

1 Haziran 2004'de PKK ateşkesi bitirdiğini "meşru savunmaya" geçtiğini açıkladı. Bölgeden dönem dönem çatışma haberleri yeniden gelmeye başladı. 2000 yılında başlayan çatışmasızlık sürecinin devam etmesi için bir grup aydın 2005 yılında Başbakan Erdoğan ile görüştü.

Erdoğan bu görüşmenin ardından Diyarbakır'da TOKİ evlerinin açılışında 'Kürt sorunu vardır. Benim sorunumdur' açıklaması yaptı. Bu açıklama bölgede büyük bir yankı buldu. Fakat Mart 2006 yılında Kulp-Şenyayla bölgesinde bir grup PKK'linin kimyasal silahla öldürüldüğü iddiası yeni gerilimleri de beraberinde getirdi. Diyarbakır'da 28 Mart'ta yapılan cenaze törenine katılanların engellenmesi ve  silah kullanılması nedeniyle üç gün boyunca kent genelinde protestolar yaşandı. Bu protestolarda aralarında çocukların da olduğu 10 kişi silahla vurularak öldürüldü.

28 Mart olaylarından sonra bölgede bir sessizlik dönemi yaşandı. Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yaşanan kriz erken seçimi de beraberinde getirdi. Bu dönem AKP'ye açılan kapatma davası, Cumhurbaşkanlığı seçiminde  367 zorunluluğu, AKP'nin mağdur olduğu algısını da beraberinde yarattı.

ORHAN DOĞAN YAŞAMINI YİTİRDİ

Yaşamını Kürt halkının özgürlük mücadelesine adayan DEP eski Milletvekili Orhan Doğan, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 2007 yılında Doğubeyazıt Belediyesi tarafından düzenlenen 6'ncı Ehmedê Xanî Kültür Sanat ve Turizm Festivali'nin kapanış konuşmasında kalp krizi geçirdi. Doğan, tüm müdahalelere rağmen 29 Haziran 2007 günü 52 yaşında hayatını kaybetti.

KÜRTLER MECLİS'TE İLK KEZ GRUP KURDU

Genel seçimlere gidilirken Kürt illerinde  şöyle bir algı oluşmuştu : 'HDP Meclis'e gidecek, AKP'yle Kürt sorununu çözecek' DTP'de bu seçimlerde bu algının kırılması  çabası içine girmedi. Bir anlamda AKP'ye uzatılan zeytin dalıydı.

Bağımsız  'Bin Umut' adaylarıyla girilen seçimlerde 24 bağımsız aday parlamentoya girdi. DTP Meclis'te grup kurdu. Bu seçimde HDP Diyarbakır'da yüzde 42 oy alırken AKP yüzde 41 oy aldı.  Diyarbakır'da AKP'nin aldığı en yüksek oydu. Sonraki seçimlerde  AKP Diyarbakır'da yüzde 35'i aşamadı. Seçimlerden bir kaç ay sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 16 Kasım 2007'de kapatma davası açtı. Seçimlerde tek  başına iktidar olan AKP politikaları bölgede çatışmaların da yoğunlaşmasını ve baskıları da beraberinde getirdi. Yine bu dönem yapılan sınır dışı operasyonlard DTP sert tepki gösterdi.

2008 yılı Mayıs ayında milletvekilleri ve belediye başkanlarının katılımıyla Diyarbakır'dan Ankara'ya barış yürüyüşü gerçekleştirildi. Bu etkinlik bir çok yerde yasaklandı.
29 Mart 209 seçimlerine gidilirken, bölgede gerilim de üst düzeye ulaştı. Erdoğan ve AKP'lilerin Diyarbakır ve bölge gezileri protesto edilmeye başlandı. AKP tıpkı 90'lı yıllarda izlenen baskıcı politikaları adım adım uygulamaya koydu.

SEÇİMLERDEN BAŞARIYLA ÇIKAN DTP'YE KISKAÇ OPERASYONLARI

29 Mart yerel seçimlerine 'Özgür yaşamla Özgür Kentlere' sloganıyla katılan DTP 99 belediye başkanlığı kazandı. Bölgede yerel seçimlerde,  DTP yerel iktidarını bir anlamda yeniden pekiştirdi. Bu seçimde Erdoğan, AKP  örgütlerine Diyarbakır ve İzmir'i alın talimatını da  vermişti.

Yerel seçimlerinin ardından, 2008 yılından itibaren, İçişleri Bakanlığını denetimine alan Fetö'cülerin  başlattıkları hazırlıklar kapsamında  14 Nisan 2009 tarihinde "KCK operasyonu" adı altında Kürt siyasetçiler ve insan hakları savunucularıu süreç 2012 yılı sonnuna kadar devam etti. Diyarbakır merkezli başlayan operasyonlar daha sonra Van, İstanbul. Adana, Mersin, İzmir gibi kentlere sıçradı.Bu operasyonlar kapsamında 6 bini aşkın Kürt siyasetçi gözaltına alındı 2 bine yakın siyasetçi tutuklandı. Bu tutuklamalar ile DTP'nin çalışmaları engellenmeye çalışıldı. 

Bir yandan tutuklamalar devam ederken, Ekim 2009'da Habur'dan gelen barış grubunun serbest bırakılması yeni çözüm umutlarını yeniden yeşertti. 26 Aralık'ta Diyarbakır'da aralarında DEP eski milletvekili Hatip Dicle ve belediye başkanlarının gözaltına alınması, Adliye önünde kelepçeli fotoğraflarının servis edilmesi ise operasyonların merkezi ve planlı olduğunu ortayaya koyuyordu. DEP eski  milletvekili Hatip Dicle 2004 yılında tahliye olduktan 5 yıl sonra bu kez DTK Eşbaşkanı sıfatıyla cezaevine konuldu. Tutuklananlar arasında çok sayıda belediye başkanı ve merkez yöneticisi de bulunuyordu. Bir yandan tutuklamalar ile legal Kürt siyasetini zayıflatma hedeflenirken, diğer yandan devlet ile PKK arasında Oslo'da görüşmeler de devam ediyordu.

Seçimlerden hemen sonra Anayasa Mahkemesi DTP kapatma davasını gündemine aldı. Anayasa Mahkemesi, 11 Aralık 2009 tarihinde oybirliğiyle DTP'nin kapatılmasına karar verdi. 37 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirilirken, Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliğinin düşürülmesi kararlaştırıldı. DTP'nin kapatılması büyük tepki toplarken, DTP'liler sine-i millete dönme kararı için Amed'e geldi. Ardından sivil toplum örgütleri gibi birçok çevre ile yapılan görüşmelerin ardından demokratik siyasete devam kararı aldı.
BDP Grubu'nda iki milletvekilin düşmesi ile sayı 19'a düşünce SDP Genel Başkanı Akın Birdal, ÖDP eski Genel Başkanı Ufuk Uras ile EMEP Genel Başkanı BDP'ye katıldılar.

Devam edecek...

Öne Çıkanlar