Nazlı Ilıcak: 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün terör örgütü olduğunu anladım

Nazlı Ilıcak: 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün terör örgütü olduğunu anladım
Darbeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanan Ilıcak savunmasında, Cemaat ile çizgilerinin farklı olduğunu, kendisinin Barış Sürecini desteklediğini ve KCK operasyonlarına karşı çıktığını söyledi

Gülten SARI

GÜNCEL- Ahmet ve Mehmet Altan'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada"darbeye teşebbüs ve örgüte üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlamasıyla hakkında üç kez müebbet hapis cezası istenen gazeteci Nazlı Ilıcak savunmasının ikinci gününde ömrünün darbelere karşı mücadele ile geçtiğini söyledi.

Gülen grubu ile ortak hareket ederek darbeye zemin hazırlama iddialarıyla ilgili savunma yapan Ilıcak, "Cemaat ile çizgilerimiz varklı. Ben Barış Süreci taraftarıydım. Hiç eleştirmedim. Oslo Süreci'ne karşı çıkmadım. KCK tutuklamalarını onaylamadım. Çizgimiz tamamen farklı" diye konuştu.

Ilıcak, Darbe Planı Semineri  ve Balyoz Darbe Planı hakkında TV'de yaptığı yorumlar nedeniyle, "FETÖ'yü aklama" suçlamasıyla karşı karşıya kaldığını ancak liderlerin gece yarısı operasyonuyla iktidardan uzaklaştırmaları planını eleştirmekle 'FETÖ' arasında nasıl bir bağ kurulduğunu anlamadığını söyledi.

İlk duruşma izlenimi için tıklayınız: https://www.artigercek.com/adalet-komedisinden-hukuk-pornosuna

"HAKAN FİDAN VE HANEFİ AVCI KONUSUNDA DA CEMAAT İLE AYRIŞTIK"

Gülen grubu ile görüş ayrılıklarına dair örnekler vermeyi sürdüren Ilıcak, Hakan Fidan'ın 2012'de soruşturmaya çağrılması sırasında da sivil bir kişinin MİT'in başında olmasını, asker bir kişinin olmasına tercih etmesi nedeniyle görüş ayrılıklarına düştüklerini söyledi. 

"Ben sivilleşmeden, askerin sivil denetim altında olmasından yanayım. Ben nasıl darbeyi savunabilirim ki?"
'FETÖ' ile hareket ettiğim söyleniyor. Benim kendi aklım, dirayetim var. Ben FETÖ'yü vs aklamıyorum."
Sözkonusu fikir ayrılıklarına dair Ilıcak, Gülen grubu aleyhine kitap yazan Hanefi Avcı'nın Oda TV ve Devrimci Karargah davaları nedeniyle cezaevinde olmasını da doğru bulmadığını, bunu eleştirdiğini ifade etti.

"Cemaat, Hanefi Avcı'ya düşmandı. Oysa ben tutukluluğunun sona ermesi için yazdım. Hatta Oda TV davasında, Ahmet Şık ve Nedim Şener tahliye edilirken Avcı'nın da salıverilmesini destekledim. Onu örgüt üyesi gibi görmedim ve tahliye edilmemesindeki sebep ne diye sorguladım."

"TSK'NIN YARI YARIYA 'FETÖ'YE TESLİM OLDUĞUNU BİLEMEZDİM"

"Darbe planlarının yapıldığı bu seminer izinsiz yapıldı. Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman da, 'Zor Yılların Sessizliği' kitabında semineri eleştirdi. Buradan 'FETÖ'yü akladığım sonucu nasıl çıkarılabilir ki? 15 Temmuz darbesinin gerçekleştiğini görene kadar 'FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri [TSK] içinde bu denli yapılaştığını, TSK'nın yarı yarıya teslim olduğunu, generallerin yarısını 'FETÖ'cü olduğunu asla tahmin edemezdim" diye konuştu.

"Darbeye destek olma" iddialarını reddeden Ilıcak, Ertuğrul Özkök, Rauf Tamer, Ahmet Hakan, Nuray Mert ve Ayşe Kulin'in kendisinin demokrasi mücadelesi hakkında kaleme aldığı makalelerden bazı bölümler okudu. 

Ilıcak, Özkök'ün, "Milletvekilliğini kaybetme pahasına, Meclis'ten itile kakıla çıkartılan, Fazilet Partisi'nin erkek vekillerinin bile sahip çıkmadığı Merve Kavakçı'ya başı açık bir kadın milletvekili olarak Nazlı Ilıcak sahip çıktı" satırlarını da hatırlattı.
"Darbe deyince tüyleri diken diken olan Nazlı Ilıcak, şimdi darbe suçlamasıyla içeride. Buna kargalar bile güler ama ben gülemiyorum" satırlarını içeren Ayşe Kulin yazısına da atıfta bulunan Ilıcak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Savcı, hükümet yetkilileri hakkında tehdit ve hakaretvari söylemlerde bulunarak askeri darbeye zemin hazırladığımı, hükümet liderlerinin kısa süre içinde ülke yönetiminden gideceği ve yargılanacağını, bu söylem kapsamında darbenin gerçekleştiğini söylüyor. Hiçbir zaman 'darbe olacak' gibi bir cümle sarf etmedim ki."

Oysa somut bir veri yok buna dair. Katıldığım programdaki hangi söylemim tehdit ve hakaret içerir? Acaba ben 'askeri darbeye zemin hazırlanıyor' dedim mi? Ben neden darbe isteyeyim? 2013 yılına kadar ben zaten AKP'nin yanındayım; sonra yollarımız ayrıldı. Geçmişte yol arkadaşlığı yaptığım Erdoğan'a böyle bir nefret yorumu yapmama ne sebep olabilir?

Ancak benim daha sonra muhalif çizgiye geçtiğim doğrudur. Buna rağmen, Gezi Parkı protestoları sırasında Erdoğan'a hakaret yazılarıyla ilgili eleştirilerde bulundum. Hesap verilebilir olmak siyasi iktidarların görevidir. Demokrasilerde her zaman herkes, gazeteciler de dahil, gün gelir hesap verir. 

Balyoz kumpasını aklamaya çalıştığım suçlaması var. Bir plan semineri var bir de balyoz darbe planı var. O söylediğim cümleler plan seminerindeki konuşmalar. Bir gece yapılacak özel operasyonla liderleri toplayacağız deniliyor o seminerde. Bu balyoz darbe planına dair değil.

"YANLIŞ YAPTIĞIM OLMUŞTUR AMA YALAN SÖYLEMEM"

Balyoz ve Ergenekon konusunda Iıcak şunları söyledi: "Türkiye'de böyle birşey yok demek memleketimiz için yanlıştır. Bu örgütler tamamen yok denemez. Derin devlet, özel harp, kontrgerillayı araştırmak isteyen Doğan Öz bir suikaste kurban gitmiştir. Biz bunları unutarak hiçbir şey yok diyemeyiz. Biz 28 Şubat'ı yaşadık. Erdoğan'ın iktidara gelmek isterken önünün nasıl kesildiğini gördük. İnternet andıcı vs bunlar sahte denilmedi. TSK'nın hükümeti karalamak için kurduğu kara propaganda siteleri mevcuttu ve Taraf'ta bu konuda bir haber çıkması üzerine bu siteleri kapattılar."

"15 TEMMUZ'DA FETÖ'NÜN TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU YÜZDE YÜZ ANLADIM"

"15 Temmuz günü bu grubun terör örgütü olduğuna yüzde yüzde emin oldum. Ancak maalesef batı dünyasında hala bu konuda tartışma var" diyen Ilıcak sözlerini şöyle sürdürdü: "O güne kadar örgütün gerçek yüzünü fark edemedim. Bu da benim özeleştirim. Cemaat işini geç fark ettim. İtiraf ediyorum; bir inadım tuttu mu burnumun dikine giderim. Benim geç fark etmemin başka bir sebebi var. Ben dindar kesimlere daima duyarlı oldum. Askeri vesayet dindar kesimle, başörtülülerle uğraşıyordu. Onlar dindarları ezmesinler derken, dindarların din istismarı yapıp dini, kendi çıkarları için kullandıklarını fark edemedim. Gözüme sokuluncaya kadar ben bunu maalesef fark edemedim. FETÖ ile göbek bağım yok. İddianameye göre ne yazmışsam ne etmişsem göbek bağım FETÖ ile kesilmiş gibi lanse edilmişim. Buna razı değilim. Kesinlikle itiraz ediyorum. Amaçlarımız uymuyor herşeyden önce. Aynı menzilde yürüyemeyiz FETÖ ile. Benim kaçmam söz konusu olamaz. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet talebine rağmen tahliye ve beraatimi talep ediyorum. 
 

ALTANLAR, ILICAK VE 15 KİŞİ AYNI DAVADA YARGILANIYOR

Dava kapsamında savcılık, Ahmet ve Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmak" ve "Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya çalışmak" suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlamasıyla da 15 yıla kadar hapis cezası talep ediyor.

Ahmet Altan hakkında kapatılan Taraf gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptığı dönemde çıkan bazı haberler, üç köşe yazısı, 14 Temmuz tarihinde katıldığı bir televizyon programında yaptığı yorumlar, HTS kayıtları ve tanık ifadeleri gerekçe gösterilirken, Mehmet Altan hakkında ise iki köşe yazısı, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la 14 Temmuz’da katıldığı televizyon programı, tanık ifadeleri, HTS kayıtları ve evinde bulunan altı adet 1 dolar delil olarak sunuluyor.

İddianamede diğer 13 kişi hakkında darbe suçlamalarına ek olarak "Terör örgütü yöneticisi olma" veya "Terör örgütü üyeliği" suçlamaları yöneltilirken Tibet Murat Sanlıman ise "Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" ile suçlanıyor.

Davada Altan kardeşler ve Ilıcak’a ek olarak Ekrem Dumanlı, Emrullah Uslu, Tuncay Opçin, Abdülkerim Balcı, Şemseddin Efe, Osman Özsoy, Faruk Kardıç, Fevzi Yazıcı, Mehmet Kamış, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek, Bülent Keneş, Ali Çolak ve Tibet Murat Sanlıman sanık olarak yargılanıyor.

Altanlar ve Ilıcak’la birlikte Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek tutuklu olarak yargılanırken Tibet Murat Sanlıman ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Geri kalan 10 kişi hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.

Öne Çıkanlar