Umut etmekten yorulanların sevinci

CHP’nin kazandığı başarının çapı Türkiye siyasetinde büyük bir değişimin habercisi. Şimdi gelecek için hayal kurulabilecek istisnai bir zaman. Yıllar sonra ilk defa umut etmek çok kolay ve çok güzel.

Türkiye’nin demokrat kitlesi için seçim akşamı hayal dahi edilemeyecek kadar güzel bir gündü. Sanıyorum önceki geceki başarıyı CHP yöneticileri bile tahmin etmiyordu. CHP, seçimin odağındaki İstanbul’da başa baş bir mücadele sonucu kıl payı bir zafere razıyken, tarihinin en büyük başarılarından birini kazandı. Pek çok yeni belediye başkanlığı elde etti, Türkiye genelinde aldığı oy oranıyla birinci parti oldu.

10 ay önce genel seçimlere giderken beklenen tam da böyle bir sonuçtu. Önce parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp sonra da yerel yönetimlerde büyük bir zafer kazanmak bekleniyordu. Bunun için her tür koşul vardı. Ama Mayıs 2023 seçimleri, AKP’ye muhalif herkes için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Öyle büyük bir hayal kırıklığı ki yerel seçimlerden de pek çok kimse umudunu kesmişti.

NE DEĞİŞTİ?

Peki o zaman olmayan neydi, şimdi olan ne? 10 ayda Türkiye’de ne değişti? Aslında Türkiye’de hiçbir şey değişmedi. Ekonomi daha da kötüleşti, AKP’nin baskıcı iktidarı daha da yoğunlaştı. Ama esas değişim CHP içinde yaşandı. Parti, Türkiye’ye değişim mesajı verdi.

Bir önceki seçimde alınan sonucu, şimdiki sonuçla karşılaştırdığımızda görüyoruz ki mesele Kılıçdaroğlu’ymuş. Seçmen kitlesi, Kılıçdaroğlu’na güvenmedi, onu Erdoğan yerine iktidara getirip Türkiye’nin yönetimini ona emanet etmeyi tercih etmedi. Bunun sebepleri çok konuşuldu. Yıllarca CHP’yi yöneten, ana muhalefet partisi olarak ayakta tutan Kılıçdaroğlu, kişiliği ve politik duruşuyla CHP’lileri ve pek çoğumuzu ikna ediyordu. Ama onu Cumhurbaşkanlığına taşıyacak kadar geniş kitleleri ikna edemediğini gördük. Türkiye onu büyük bir lider olarak görmedi. Seçim en çok bu nedenle kaybedildi. Fakat bu mağlubiyetin ardından Türkiye’nin siyasi partilerinde pek görülmeyen bir şey yaşandı ve CHP, düzenlenen kongrede kazanacağından emin partiye hakim genel başkanı görevden alıp yerine ‘değişim’den söz eden Özgür Özel’i getirdi.

Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Özel yönetimi partinin tüm karar organlarını yeniledi. Yerel seçimlere de yepyeni aday listeleriyle girdiler. Çok az yerde eski belediye başkanları tekrar aday gösterildi. İmamoğlu’nun belediyedeki üst düzey bürokratları İstanbul’un ilçelerinde, pek çok genç isim Türkiye’nin önemli yerlerinde aday gösterildi. Yeni bir siyasi kadro oluşturuldu. Parti içinde yıllardır çalışan, yönetimde yer almış, parti organlarında görevler üstlenmiş sayısız isim geri plana çekilmek durumunda kaldı.

Bu durum derin kırgınlıklar yarattıysa da yeni yönetimin aleyhinde çalışan bir parti içi muhalefet ya da CHP’nin o yıpratıcı hizipleri kendini göstermedi. Eskiler sessizce geri plana çekildiler ve pek çok yerde yeni adayları desteklediler. Ve böylece CHP adayları beklendiği gibi başarılı oldu. Parti tarihinin en büyük seçim başarılarından birini kazandı.

Özgür Özel’in adını koyduğu ‘Türkiye koalisyonu’ gerçekleşti. Kılıçdaroğlu’nun kurduğu altılı masanın dağılmış olmasına rağmen, AKP’den kurtulmak isteyen tüm muhalif seçmenin kendilerini destekleyeceğini hesap eden Özgür Özel yönetimi haklı çıkmış oldu. Bir önceki seçimde İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda katkısı olan İyi Parti de HDP de (yeni adıyla DEM) kendi adaylarını çıkarttılar. Ama anlaşılıyor ki bu partilerin destekçileri, bir miktar AKP’li ve belki de MHP’li seçmenle birlikte oylarını İmamoğlu’na verdiler. Bu durum Ankara’da ve Türkiye’nin birçok başka kentinde de böyle yaşandı.

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Türkiye siyasetinde yeni bir dönem başlıyor. CHP’nin başarısı AKP’ye muhalif olan tüm siyasi kesimlerin ortak başarısı. CHP ilk defa, Özgür Özel’in sözleriyle ‘yüzde 25’lik cam tavanı paramparça etti’; oyunu çok artırdı. Bu merkez solun genişlemesinden çok ‘merkez koalisyonun’ büyümesi olarak yorumlanabilir. CHP’nin, seçim kazanan yeni yönetimi de buna uygun bir siyaset izleyecek. İmamoğlu’nun da Özgür Özel’in de Mansur Yavaş’ın da zafer konuşmalarında herkesi kucaklamaktan bahsetmelerinin, ‘bu seçimin kaybedeni yok’ demelerinin, zafer kutlaması yapılmasını istemelerinin sebebi bu.

Türkiye’deki kutuplaşmayı kırmayı, AKP’yi yıllardır iktidarda tutan kemikleşmiş seçmen kitlesini dağıtıp oradan da oy alabildikleri yeni bir siyaset oluşturmayı hedefliyorlar. CHP’nin yeni liderlerinin konuşmalarında mutlaka Kılıçdaroğlu’nu anmaları da anlamlı. Sadece, partiye yıllarca hizmet etmiş saygın bir siyasetçiyi onurlandırmak için değil, onunla birlikte hareket etmiş ve şimdi kendilerini bir kenara itilmiş hisseden CHP’lileri küstürmemek için de böyle davrandıklarını düşünüyorum. Yani, AKP ile CHP arasındaki kutuplaşmayı eritmek isterken kendi partileri içinde bir kutuplaşmaya neden olmamak için de özen gösteriyorlar.

Bu seçimde CHP’nin kazandığı başarının çapı Türkiye siyasetinde büyük bir değişimin habercisi. Dün gece sosyal medyada esen ‘devrim’ coşkusunun nedeni de bu. Yıllardır her seçimde hayal kırıklığına uğrayan, kendisini yalnız ve ötekileştirilmiş hisseden, ülkesine küsen milyonlarca insan bu seçimde ilk kez rahat bir nefes aldı. ‘Kazanmak güzelmiş’ diyen Sözcü TV sunucusu Fatih Portakal’ın da ‘yıllar sonra ilk defa morarmadık’ diyen komşum da aynı duygu içindeler. Umut etmekten yorulmuş insanların duygusal yanı ağır basan mutluluğu bu yaşanan.

Aslında Türkiye’nin yönetimi değişmedi; kazanılan devletin değil kentlerin yönetimi. Yani Türkiye’nin atmosferi bu seçimden sonra hemen büyük bir değişim yaşamayacak. Ama sosyal demokrat belediyecilik anlayışı çok daha fazla yerde kendini gösterecek. Daha güzel, daha uygar, ayrımcılık gözetmeyen, evrensel ilkelerle hemşerilerine hizmet veren bu anlayış gündelik hayatımızı güzelleştirmeye devam edecek. Gündelik hayatımız daha kolay ve daha medeni bir hal alırken, Türkiye’nin geleceği için de önemli adımlar atılacak. Şimdi gelecek için hayal kurulabilecek istisnai bir zaman. Yıllar sonra ilk defa umut etmek çok kolay ve çok güzel.


Cem Erciyes: Gazeteci, yayıncı. 1971 doğumlu Cem Erciyes, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe 1992’de Dünya Gazetesi’nde başladı. Dünya Kitap dergisi ve kültür sanat sayfalarında çalıştı. 1997 yılında Radikal’e geçti. Kültür Sanat Editörü ve Radikal Kitap Eki Yayın Koordinatörü, Ek Yayınlar Yönetmeni gibi görevler üstlendi… 2016 yılında Doğan Kitap’ın yayın direktörlüğünü üstlendi. Halen bu işi yapıyor. Çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. TRT’de, Açık Radyo’da kültür sanat ve tarih programları hazırladı, sundu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cem Erciyes Arşivi