Gerekçe 'darbenin tekrarlanma şüphesi'

Gerekçe 'darbenin tekrarlanma şüphesi'
11 gazetecinin tahliye talebinin ret gerekçesi olarak darbenin tekrarlanma riski ve örgüt yapısının çözümlenmesinin önüne geçme şüphesi.

Fatma YÖRÜR

İSTANBUL - Tutuklu yargılanan 13 gazeteciden Cihan Acar ile Bünyamin Köseli tahliye edildi, diğer sanıkların tutukluk hallerinin devamına karar verildi.

Karara tepki gösteren Murat Aksoy'un eşi Şehriban Aksoy, "Olmaz olsun böyle adalet lanet olsun" ifadelerini kullandı.

TRT’den Türk Solu’na, Haber Türk’ten Yeni Şafak’a mensup ve aralarında Murat Aksoy, Atilla Taş ve Abdullah Kılıç’ın da olduğu gazeteciler 31 Mart gecesi FETÖ üyeliği suçlamasıyla tahliye oldukları ilk duruşma ardından saatler sonra ‘darbenin medya yapılanması’ olarak yeniden gözaltına alınarak tutuklandı.

SORUMLULAR KAYIP GAZETECİLER TUTUKLU haberi için tıklayınız

Geçtiğimiz iki gün 11 gazetecinin savunma verdiği duruşmada bugün kalan savunmalarla devam ediliyor. Savunmalar Ali Akkuş ile başladı.

'BİZ BURADA GAZETECİLİĞİ SAVUNUYORUZ' haberi için tıklayınız

Ali Akkuş, Zaman Gazetesinin ve ‘FETÖ’ örgütü çıkarlarına çalıştığı iddiasına ilişkin burada profesyonelce çalıştığını ve örgüt çıkarları üzerine hiçbir iş yapmadığını savundu.

"Sonradan terör örgütü bağlantılı olduğu ortaya çıkan bu yapıyla hiçbir ilgim yoktur. Himmet ödemesi, Bank Asya üzerinden para yatırma ve benzeri yöntemlerle örgüte yardım etmedim. Kurban kesimlerimi bile Akabe Vakfı’na ve Yeryüzü Doktorları Derneği için kestiğimi savunma dosyama ekledim. Bu iddianamede bana yöneltilen suçlamaların hepsinden bir önceki duruşmada tahliye oldum. Aynı dava üzerinden iki ayrı yargılama yapılamayacağı için de dosyaların birleştirilmesini ve tahliyemi talep ediyorum."

Mahkeme Başkanı’nın ne zamandan beri Zaman Gazetesi'nde çalıştığı sorulan Akkuş:

"Mesleğe Kanal 7’de başladım. 1995’te Zaman’da başladım. Kayyumdan sonra kendi isteğimle ayrıldım. Tazminatımı ödemedikleri için o kadar geç ayrıldım. Tazminatım gasp edildi."
Savunma için söz alan Yetkin Yıldız, iki ayrı suçlamayla yargılandığı iki iddianamenin aynı olduğunu söyledi.

'FUAT AVNİ HABERİNİ SADECE BİZ YAPMADIK'

"İddianamede yer alan iddialardan birinde Fuat Avni’nin twitlerini haberleştirmek birinde Bank Asya hesaplarıydı. Ben nedenle burada olduğumu biliyorum. Savcı bizim tahliyemiz ardından itiraz etti, aynı suçlamayla bir tarafta ‘örgüt üyeliği’nden yargılanıyorum burada aynı suçlamayla ‘darbe organize etmek’ten. HTS kayıtları yer alan iddianame zaten örgüt üyeliğinden bu isnatları inceleyip tahliye etmiş. Tahliye ardından savcı bana gözaltında yeniden sordu: 'Fuat Avni haberini neden yaptın?' diye. Kala kaldım. Bunları duruşmada savunmuş ve tahliye olmuştum. Ayrıca bu haberleri o dönem sadece biz yapmadık. Ahmet Hakan’dan Emin Çölaşan’a pek çok gazeteci yaptı."

"İddianamede yurtdışına neden çıktın deniliyor? Benim eksikliğimdir gazeteci olarak ben hiç yurtdışına çıkmadım. Pasaportum yok. İddianamede bana 'neden yurt dışına çıktın?' deniliyor. Birincisi çıkmadım. İkincisi yurt dışına çıkmak neden ve nasıl suç olabilir."

"Gazeteciler burada kimle neden görüştün sorularını cevaplıyor. Bununla bir doktora hastayı niye muayene ettin sorusu arasında fark yok."

'ÇİFTE STANDART VİCDANLARI YARALIYOR'

Yetkin Yıldız, aynı işi ve haberi yapan gazetecilerden bazılarının özgür olduğunu kendilerininse aylardır tutuklu olduğunu dile getirerek bu çifte standardın vicdanları yaraladığını söyledi.

"Ben AİHM’ye başvurmadım. Türkiye’deki hukuka güvenmek istiyorum."

"Beni bırakın gerekirse her gün gelip imza vereyim ama ailemiz zor durumda kalıyor. Üç çocuğum var, karım çalışıyor onlara bakan kimse yok. Ev hapsi verin gerekirse ama çocuklarıma bakayım. İnsanlara muhtaç olmayıp çalışıp aileme bakayım. 15 Ağustos evlilik yıl dönümümüzdü buradan onu sevdiğimi söylemek istiyorum."

SAVCI TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINI İSTEDİ

Savunmalar ardından Savcı Mustafa Ortanca mütalaasında, "İddianamede yer alan iddiaların bir arada değerlendirilmesini, iddiaların kuvvetli suç şüphesi ve katalog suçlar arasında olduğu, hukuki yakınlık nedeniyle dosyaların birleştirilmesini, ayrıca aynı örgüte mensubiyetle çok sayıda sanığın yurt dışına kaçtığı göz önüne alınarak, tutuklu sanıkların tutuklu hallerinin devamını talep ediyorum" dedi.

‘KANITLARIN EGEMENLİĞİNİ KORKUNUN EGEMENLİĞİ YENMİŞTİR’

Sanık savunmalarının ardından geçilen avukat savunmalarında Avukat Mustafa Avlağıı: Yargı millet adına verdiği bir kararı uygulatamaz hale gelmiştir. O karar cezaevi kapısından geri dönmüştür. 21. Yüzyıla girişini coşkuyla kutladığım ülkemde kanıtların egemenliğini korkunun egemenliği yenmiştir.

Ben Demokrat Partili bir ailenin çocuğuyum, ailemin evinde hala Menderes’in resmi durur. Darbeleri savunacak değilim. Ben burada yasaları savunuyorum.

Cihan Acar’ın Avukatı Gülşah Kaya savunmasına, "İddianame emektir" diyerek başladı. "Bu iddianamede emek göremedik. Darbeye teşebbüs ile başlayan iddianame, anayasal düzeni değiştirmekle devam ediyor" diyen Avukat Kaya: "Bir terör tanımı yapılmış tanım wikipedia’dan copy paste ama ona da erişim engeli var."dedi. Dosyaya ilişkin sorunlu noktaları sıralayan Kaya: "Bu dosyada bir kumpas davası olabilir mi acaba?" diye sordu. "Dosyada sayfalarca 15 Temmuz anlatılırken Ben Cihan Acar’ı bulamadım diyen Kaya bu ülkedeki iddianamelerin yüzde 40’ı düşüyor. Bu da ülkede iddianamelerin ne kadar özensiz yazıldığını göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Cihan Acar’ın avukatlarından Mustafa Söğütlü "Ciddi bir yargılama yapılmıyor." diyerek başladığı savunmasında "Kararlar siyasi olarak veriliyor" dedi. Avukat Söğütlü, "Dosyaların birleştirme kararına katılmıyorum. Bu dosyanın bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu iddianamede bırakın suç unsurunu gözaltı unsu bile yok" dedi.

Atilla Taş avukatı Ali Deniz Ceylan savunmada "Bu dava bir garabet" diyerek, "Bir gece yarısı açılmış bomboş bir soruşturma. Adil yargılama hakkının ciddi olarak ortadan kalktığı için bu davanın ciddiye alınmayacağı kanaatindeyim. Ortada bir cenaze var bu cenazeyi kaldırmak zorundayız" diye devam etti.

HAKİM ETKİN PİŞMANLIK ÖNERDİ

Hakim Taner Akıncı ara karardan önce: Adil olma yükümlülüğümüz var. Biz AİHM’ye değil vicdanımıza hesap veriyoruz. Biz yargılama gücünü kullanıyoruz adil olmak zorundayız.
Hakim Etkinlik pişmanlık talebinde bulunan var mıdır? Sorusunu sordu. Yanıt alamadı. Karar için mahkemeye ara verildi.

İKİ GAZETECİ TAHLİYE EDİLDİ

Duruşmada Mahkeme Hakimi dosyaların ilk iddianame ile birleştirilmesine karar verirken sanıklardan sadece Bünyamin Köseli ve Cihan Acar'ı tahliye etti. Tutuksuz yargılanacak Köse ve Acar'a yurt dışı çıkış yasağı ve ayda iki kez imza atmak suretiyle adli kontrol şartı getirildi. Diğer 11 sanık ise tutuklu olarak yargılanmaya devam edecek. Duruşma 24 Ekim'de görülecek.

11 GAZETECİNİN TAHLİYESİNE RET GEREKÇESİ AÇIKLANDI

11 gazetecinin tahliye talebinin ret gerekçesi olarak verilen ara kararda, darbenin tekrarlanma riski ve örgüt yapısının çözümlenmesinin önüne geçme şüphesi yer aldı.

Tutuklu yargılanma gerekçesi olarak düzenlenen dosyada, sanıkların: "Kuvvetli suç şüphesi altında olmak, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ/PYD tarafından teşebbüs edilen kanlı darbe girişimi nedeniyle ve işin arz ettiği önem ve isnat olunan suçların vasfı ve mahiyeti itibarıyla ceza miktarının yüksek olduğu göz önünde bulundurularak, aynı örgütten yurt dışına kaçan çok sayıda kişi bulunması nedeniyle tutuklu yargılanmaya karar verilmiştir."

"FETÖ/PYD’nin halen çözülmeye devam eden gizli yapısı ve bu örgüte mensubiyeti ve örgütün işlediği suçlar veya işlemeye teşebbüs ettiği suçlara iştirakle yargılanan ve haklarında kuvvetli şüphe sebepleri var kabul edilen kişilerin terör örgütünün çözülmesinin önüne geçilmesine matuf  olumsuz davranış biçimlerinin önüne geçilmesi nedeniyle ve yukarda zikredilen menfur olayların tekrarının yaşanmaması ve kamu güvenliği milli menfaatler korunması amacıyla örgütün yapısı ve niteliği gereği bu örgüt ve yapısına iştirakle yargılanan sanıkların mevcut delil durumu itibarıyla tahliyeleri reddedilmiştir."

Öne Çıkanlar