Aksakallı niye tasfiye edildi?

Aksakallı niye tasfiye edildi?
Kahraman olarak nitelendirilen Özel Kuvvetler Komutanı Aksakallı niçin tasfiye edildi diye soruluyor. Erdoğan kahramanlık ya da cesurluktan çok sadakatle ve körü körüne itaatle ilgili.

Silahlı kuvvetlerdeki son atama ve istifalar üzerine yazılan değerlendirmelerin ortak noktası şu:

Erdoğan ordu üst kademesini yeniden dizayn ediyor.

Bazı aklıevveller ise hala durumun magazinsel çığırtkanlığında.

"15 Temmuz kendi kahramanlarını mı yemeye başladı" diye başlık döşenebiliyor.

Bunların amacı belli. Silahlı kuvvetler üzerinde oynanan iktidar oyununu hamaset üzerinden başka tarafa çekebilmek.

Konu, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın kızak sayılacak bir göreve atanarak tasfiye edilmesiyle ilgili.

Özel Kuvvetler generali bunun üzerine istifa etmiş. (İstifadan vazgeçmesi için uğraşıyorlarmış ama neticede artık o görevden ayrılmış bulunuyor)

Korgeneral Sakallı’nın yerine bir Tuğgeneral atanmış üstelik.

Sadece tasfiye edilen komutan değil, onun komuta ettiği, övüle övüle yere göğe sığdırılamayan kahramanlar birliği,‘Özel Kuvvetler’ de aşağılanmış oluyor böylece.

Yandaş medyaya bakarsanız "15 Temmuz Darbesi Özel Kuvvetler sayesinde" engellenmiş. Üstelik aynı Özel Kuvvetler,"Suriye sınırının öteki tarafında da çok önemli operasyonlar yapmış, Kürt şehir ve kasabalarının bombalanıp yerle bir edilmesi ve yüzlerce sivilin katledilmesi operasyonlarında ve bölgede PKK ile yürütülen çatışmalarda da önemli başarılar göstermiş bir seçme birlik"miş. Subay ve astsubaylardan oluşan ve sadece Genelkurmay Başkanı’ndan emir alan, adı üzerinde ‘Özel’ bir yapılanma.

Kimilerine göre ‘Kahraman’ diye görülen bu generali insanlık dışı olayların ve yüzkarası işkencelerin sorumlusu olarak ananlar da var.

Bu generali bir de Kürtlere sormak gerek.

Özel Kuvvetler legal bir güç ama devletin her türlü illegal operasyonunda uygulayıcı olarak kullanılıyor.

Bu güç, Suriye iç savaşının başlamasından bu yana AKP’nin sahadaki bütün kirli ilişkilerinde, operasyonlarında MİT’le birlikte kullanılıyor.

Erdoğan dış politikasının görünmez silahlı gücü olarak görev yapıyor.

Aynı şekilde 15 Temmuz Darbesi’nde de kilit bir rol oynadığı söyleniyor.

Gerçi daha sonra mahkemelerde değişik sanıkların dile getirdikleri bazı iddialar o gece Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda nelerin olup bittiğine ilişkin kafa karışıklıklarını arttırıyor.

Buna rağmen General Aksakallı, İktidar medyası tarafından kahraman olarak kabul ediliyor. Erdoğan’ın da bu kahramanı çok takdir ettiği biliniyor.

ERDOĞAN İÇİN ÖNEMLİ OLAN KAHRAMANLIK DEĞİL

Öyleyse böyle bir kahraman niçin tasfiye edildi?

Burada önemli olan kahramanlık değil. Erdoğan kahramanlık ya da cesurluktan çok sadakatle, bağlılıkla ve körü körüne itaatle ilgili.

Bunca tasfiyeye ve düzenlemeye rağmen silahlı kuvvetlere ilişkin tereddütleri ve kuşkuları azalmış değil.

Son yapılan tayinler, terfiler ve tasfiyeler bunu gösteriyor.

Bu anlayışa göre oluşturmak istediği komuta kademesinde şu anda en fazla güvendiği isim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar. 

Bu düzenlemeleri onun yaklaşımlarını ve öngörülerini dikkate alarak yapıyor.

Korgeneral Zekai Aksakallı ile Hulusi Akar’ın ilişkilerinin geçmişte de pek iyi olmadığı söyleniyor. Ayrıca Aksakallı’nın 15 Temmuz Darbesi ile ilgili olarak Darbe Araştırma Komisyonu’nda dile getirdiği Akar’a yönelik eleştirileri var.

"Darbe girişimi öğrenildikten hemen sonra bir emir yayınlayıp bütün askeri personelin kışlalarında kalmasını sağlasaydı hiçbir şey olmazdı" diyor.

Yani bu kadar insanın boşuna öldürüldüğüne işaret ediyor.Akar, hem bu nedenle hem de başka nedenlerle çok yoğun olarak eleştiriliyor ve darbe gecesine ilişkin verdiği çelişkili bilgilerle 15 Temmuz Darbesi’nin karanlık kutularından biri olarak görülüyor. Aksakallı ise darbeyi engelleyen bir kahraman olarak ön plana çıkıyor.

Bu kadar ön plana çıkan biri öyle bir bürokratik ve hiyerarşik yapıda pek sevilmez.

Netice olarak Erdoğan, Aksakallı’yı destekliyor olsa bile Akar’ın talebini geri çevirmedi ve generali tasfiye etti.

DÜŞÜK RÜTBELER KOMUTAN, DİĞERLERİ EMEKLİ

Sadece bu da değil.  Diğer kuvvet komutanlıklarında da dikkat edilirse hep düşük rütbe ya da düşük kıdemli olanları göreve getirerek onların komuta kademesi içinde fazla etkinlik kazanmaları da engellenmiş oldu.

Hatta Özel Kuvvetler gibi kritik birliklerin komutanlık rütbesi de düşürülerek o birliklerin bundan sonra güçlü komutanlarla çok fazla ön planda olmalarının, fazla güçlenmelerinin önüne geçilmesi de muhtemel nedenler arasında sayılabilir.

Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Adnan Özbal’ınDeniz Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesi üzerine Özbal’dan daha kıdemli olan Donanma Komutanı Koramiral Kösele ile Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Şükrü Korlu istifa etmişti.

Jandarma Genel Komutanlığı’nda da böyle oldu. Orgeneral Yaşar Güler’in Kara Kuvvetleri Komutanı olmasıyla boşalan Jandarma Genel Komutanlığı’na Korgeneral Arif Çetin atandı. Çetin’den daha kıdemli olan Jandarma Genel Komutan vekili Korgeneral Ata Kalkan da görevinden ayrılıp, emekliliğini istedi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın son gecikmeli tayinlerinin yayınlandığı kararnamesiyle de çoğu tümgeneral ve korgeneral olan 20 generalin emekliye sevkedildiğini öğreniyoruz. Ayrıca görev yerleri değiştirilen bazı generallerin ise istifa etme kararında oldukları ileri sürülüyor. Üstelik bunların hemen hepsi kontrollü darbeye karşı çıkmış ve FETÖ’cü olmadığı kesin olarak bilinen komutanlar.

Buna rağmen tasfiye edildiler.

Sebebi çok basit: Erdoğan bunlara da güvenmiyor.

Böylece Erdoğan’ın orduda, 15 Temmuz’dan bu yana giriştiği tasfiyelerle kendi ordusunu kurma yolunda Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akarla birlikte yürümeye devam edeceği ortada.

Bu yapıda Akar, bastırılmış, sindirilmiş, hiyerarşi ve gelenekleri altüst edilmiş bir yapı içinde daha güçlü ama Cumhurbaşkanına sıkı sıkıya bağlı bir genelkurmay başkanı portesi çiziyor.

Genel fotoğrafa bakarsak da bu durum, korkunun dağları beklediğini gösteriyor.

 

Öne Çıkanlar