Bankalardan sonra kurumlar da kaçıyor

EKONOMİ - İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının (Brexit) ardından merkezi Londra'da bulunan Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) Amsterdam'a, Avrupa Bankacılık Otoritesi'nin (EBA) ise Paris'e taşınması kararı alındı. Toplamda bin civarında personel Londra'dan iki Avrupa başkentine taşınacak.

27 AB üye ülkesi arasında yapılan oylama sonrası Milan, Amsterdam'ın ardından, Dublin de Paris'ten sonra en fazla oy alan şehirler oldu. Taşınmanın ne zaman başlayacağı belirsiz olsa da, çalışanların şehir değiştirmesine Brexit tarihi Mart 2019'da başlanıp haziran ayına kadar devam edilecek. İki kurum için alınan karar, Brexit'e hazırlık için Brüksel'in attığın ilk ciddi adım olarak değerlendiriliyor. 

BANKALARDAN GÖÇ DALGASI

Kurumların öncesinde bazı bankalar da Brexit sürecinde taşınma kararı almıştı. Daha önce, "Hard Brexit" senaryosunda bine yakın çalışanını Londra'dan Paris'e taşımayı planladığını açıklayan HSBC, bu planı geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme getirmişti.

HSBC Finans Direktörü Iain Mackay, "Binden az kişiyi de taşıyabiliriz ancak en fazla bin çalışan düşünüyoruz" demişti. Bu ifade, HSBC'nin İngiltere'deki gidişat için karamsar bakış açısını yansıtmış oldu. HSBC'nin İngiltere'de 43 bin çalışanı var.

UBS ise 250 çalışanını taşımayı düşünüyor. İngiltere'de yaklaşık 16 bin çalışanı bulunan JP Morgan'ın CEO'su Jamie Dimon da, 4 bine yakın çalışanını taşıyabileceklerini söylemişti. 6 bin çalışanını Londra'da istihdam eden Goldman Sachs ise ekim ayında Frankfurt'ta bin kişi kapasiteli bir ofis kiraladı.

Tahminlere göre Brexit nedeniyle Londra'da bankacılık alanında 10 bin, finans alanında ise 20 bin kişilik istihdam yok olabilir.

PARİS FİNANSIN MERKEZİ OLUR MU?

Kararla birlikte artık Paris, üye ülkelerin bankacılık sektörünü düzenleyen kurumlarının AB kurallarını doğru bir şekilde uygulayıp uygulamadığını denetleyen kurum EBA'nın yeni ev sahibi olacak. Bunun yanı sıra Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasa Otoritesi  (ESMA) de Paris'te yer alacak.

Uzmanlara göre, EBA'nın Paris'e taşınması, Mayıs 2017'de göreve gelen ve Paris'i AB'nin finans merkezi yapmayı hedefleyen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron için zafer niteliğinde. Kararın ardından Twitter hesabından açıklama yapan Macron, "Karar, Fransa'nın çekiciliğinin kabul edilmesi anlamına geliyor. Ülkemiz adına mutlu ve gururluyum" dedi. 

Paris accueillera l’Autorité bancaire européenne ! C’est la reconnaissance de l’attractivité et de l’engagement européen de la France. Heureux et fier pour notre pays.

— Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron) 20 Kasım 2017

Financial Times'ın ulaştığı bir AB yetkilisine göre Paris sürpriz kent oldu. Çünkü Paris, en düşük finansal paketi teklif eden kentlerden biriydi.

Frankfurt'tan sonraki en güçlü aday Viyana, EBA'nın garantisi için en cömert teklifi sunarak 25 yıl kira almayacağını duyurdu. Paris ise EBA hazinesine tek seferlik 1,5 milyon euro finansal destek aktaracağını söyledi.

AB'deki bankacılık sektörüne yönelik tehdit analizi ve bankaların finansal krizler karşısında ne kadar güçlü olduğunu denetleyen testler yürüten ve 2011'de kurulan EBA'nın 159 çalışanı bulunuyor.

İLAÇ AJANSI'NA TALEP DAHA FAZLAYDI

Avrupa Birliği Konsey oylamasında Avrupa İlaç Ajansı'na yönelik talep EBA'dan daha fazlaydı. 900'den fazla kişiyi istihdam eden EMA'ya ev sahipliği yapmak için Almanya, Hollanda, Yunanistan, İspanya, Slovakya, Belçika, Romanya, Danimarka, İrlanda, Finlandiya, Fransa, İtalya, Portekiz, Bulgaristan, İsveç, Malta, Avusturya, Polonya ve Hırvatistan dahil 19 üye ülke başvurdu. 

EMA oylamasında ne büyük sürprizi ise Slovakya'nın başkenti Bratislava yaşadı. Çünkü EMA çalışanları arasında yapılan ankette, Bratislava'ya taşınmak isteyenlerin oranı yüzde 70'in üzerinde çıktı.

1995'te kurulan Avrupa İlaç Ajansı, Avrupa Birliği içerisinde 40'tan fazla merkeze sahip.

İNGİLTERE KABİNESİ BREXIT FATURASINI GÖRÜŞTÜ

Öte yandan, İngiltere Başbakanı Theresa May, dün kabinesinin önde gelen isimleriyle yaptığı toplantıda, İngiltere'nin Brexit ayrılma paketinin parçası olarak Avrupa Birliği'ne ödenecek para miktarını ele aldı.

Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, "İngiliz hükümeti, AB ile müzakerelerde her şey üzerinde uzlaşmaya varılana kadar hiçbir şeyi kabul etmeme pozisyonunu devam ettiriyor. İngiltere ve AB'nin birlikte ilerlemeleri gerekiyor" ifadelerine yer verildi.

May'in bakanlarla yaptığı toplantıda İngiltere'nin AB'ye ödemeye istekli olduğu miktara ilişkin spesifik bir rakam ifade edilmedi. The Independet gazetesi ise, May'in AB'ye teklifi iki kat artırarak 40 milyar sterline çıkarılabileceğini öne sürdü.

ÖNERİ ZİRVEDEN ÖNCE SUNULACAK

İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond, ülkesinin Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılmasından doğacak tazminat konusundaki önerilerini, aralık ayında yapılacak AB zirvesinden önce sunacaklarını söyledi.

Brexit yanlıları tarafından AB'ye fazla yumuşak davranmakla eleştirilen Hammond, "Anlaşmalar uyarınca borçlu olduğumuzun tartışılmadığı konular var, miktarları tartıştığımız noktalar var, bir de ödeme yapılıp yapılmayacağı tartışılan alanlar var. Elbette İngiliz vergi mükellefleri için en uygun olacak anlaşmayı sağlamak için çok mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Tazminat konusunun çözümlenememesi, Brexit sonrası İngiltere ile AB arasında geçerli olacak ticaret ilişkilerinin şimdiden belirlenmesi için gösterdiği çabaları zora sokuyor. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Theresa May, yaptığı ilk teklif olan 20 milyar euroyu artırmaya hazır olduğunun işaretini verdi ancak AB'nin isteğinin bunun üç katı olduğu biliniyor.

AB'DEN KREDİ NOTU İÇİN ONAY ŞARTI

Bu arada, Avrupa Birliği'nin piyasa denetçi kurumu olan Avrupa Sermaye Piyasaları Otoritesi (ESMA) AB dışından verilen kredi notlarının AB içinde kullanımına kısıtlamalar getirdi. Bu adım, İngiltere'nin AB'den çıkışından sonra, Londra'daki üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun geleceğini yakından ilgilendiriyor.

Yeni kurallara göre AB dışında derlenmiş bir kredi notunun AB içinde regülasyon amaçlarıyla kullanılabilmesi için, ESMA tarafından yetkilendirilmiş bir kredi derecelendirme kuruluşunun onayından geçmesi gerekiyor.

Dünyanın en büyük derecelendirme kuruluşları olan ve "üç büyükler" olarak adlandırılan Moody's, Standard&Poor's ve Fitch'in Avrupa merkezleri Londra'da. İngiltere'nin Mart 2019'da AB'den çıkmasıyla yabancı kurumlar olarak muamele görecekler ve verdikleri kredi notlarının bir AB kurumu tarafından onaylanması zorunlu olacak.

ESMA'nın onay kuralları güncellemesi Ocak 2019'da yürürlüğe girecek. Yeni düzenlemeye göre ESMA, yatırımcıların korunması için derecelendirme rejimlerini daha yakından müdahalelerle denetleyecek.

ESMA Başkanı Steven Maijoor, "Güncellenen kurallar ESMA'nın AB kredi derecelendirme kurumlarından, onay verdikleri kredi notları hakkında bilgi isteme yetkisi olduğunu ve bu yetkiyi kullanacağını gösteriyor" dedi. ESMA, AB dışındaki derecelendirme kuruluşlarından, en az AB standartları kadar sıkı değerlendirme koşullarına riayet ettiğini göstermelerini ve teyit etmelerini isteyebilecek. Bunu yapmayan AB merkezli kuruluşlara para cezası uygulanabilecek.