Adalet Nöbeti Ankara'da: Adaletten alacaklı herkes için varız
ARTI GERÇEK - İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesi davasıyla başlayan ve uzun süre devam eden Adalet Nöbeti, artık her ay başka bir kentte yapılıyor. Adalet Nöbeti'nin bu ayki durağı Ankara oldu.
Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, sadece savunma hakkı için değil aynı zamanda yaşam hakkı, kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakkı, hayvan hakları için de nöbetteydi. 30 baronun başkan ve temsilcilerinin katıldığı eylemde Tahir Elçi, tutuklu avukatlar ve İstanbul'da polislerin darp ettiği avukat Sertuğ Sürenoğlu'nun fotoğrafları taşındı.
Ankara Baro Başkanı Avukat Erinç Sağkan, yaptığı açıklamada insanların 2019'da yapay bir Ortaçağ'a razı edilmeye çalışıldığını belirterek, kadın cinayetlerinden çocuk işçiliğine, iş cinayetlerinden tren kazalarına, Batıkent'te katledilen köpeklere kadar bir dizi toplumsal soruna dikkat çekti.
'ADALETSİZLİK RAPORUNDA SAYI OLMAYI REDDEDİYORUZ'
Sağkan, "Şimdiye kadar tuttuğumuz her Adalet Nöbeti'nde verdiğimiz matematiksel veriler bir azalma eğilimine girmediler. Hatta istatistikleşen cinnet, cinayet ve şiddet bir önceki Adalet Nöbeti'ne göre daha da arttı. Ama biz artık bu veriler daha da artmasın diye buradayız, istatistikleşmemek için susmuyoruz. Çünkü bizler, bir ülkenin adaletsizlik raporunda 'sayı' olmayı reddediyoruz. Reddettikçe birleşiyor, birleştikçe daha çok haykırıyor, haykırdıkça Mustafa Kemal Atatürk'e ve çocuklarımıza olan borçlarımızı ödemeye bir nebze daha yaklaşıyoruz" diye konuştu.
'ADALETTEN ALACAKLI HERKES İÇİN VARIZ'
"Bu ülkenin adaletinden alacağı olan herkes bugün burada. Bizlerse sadece onların ses telleri, bedenimizi ödünç verdiğimiz maddi varlıklarıyız" diyen Avukat Sağkan, Rabia Naz'ı, Şule Çet'i, Çorlu tren cinayetinde katledilen Arda Sel'i, Soma'yı, Türkan Saylan'ı, Gezi'de ağzına biber gazı sıkıldığı için dil kanserinden ölen Mehmet İstif'i, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'yi, Selçuk Kozağaçlı ve tutuklu avukatları, Ensar'da tecavüze uğrayan çocukları, Aylan bebeği, soğuktan donarak ölen Ayaz'ı, istismar mağduru N.Ç'yi, katledilen köpekleri, kesilen ağaçları hatırlattı.
Sağkan, şöyle devam etti:
"Bizler, onlar ve saymanın mümkün olmadığı adaletten alacaklı herkes için vardık, varız ve hep var olacağız. Hep birlikte, yılmadan, daha da büyüyerek kazanacağız ve adaleti de umudumuzu ve kararlılığımızı harç yaparak ellerimizle yeniden bizzat inşa edeceğiz."
ÇORLU TREN KAZASI VE SURUÇ DAVALARINA ÇAĞRI
Ardından konuşan Tekirdağ Baro Başkanı Sedat Tekneci, Çorlu tren kazasında yaşamını yitirenlerin ailelerinin bugün Çorlu Adliyesi önünde adalet nöbetine başladığını hatırlattı. Hazırlanan iddianamede sadece 4 görevlinin sorumlu tutulmasını eleştiren Tekneci, TCDD'nin üst düzey yöneticilerinin yargılanması gerektiğine işaret etti. Tekneci, 3 Temmuz'da görülecek duruşma için dayanışma çağrısı yaptı.
Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel ise 34 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı'nı hatırlattı. Israrlı taleplerine rağmen sanıkların duruşmaya getirilmemesini eleştiren Öncel, 9 Mayıs'ta görülecek duruşmaya duyarlılık çağrısında bulundu.
Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun, KHK'li belediye başkanlarına mazbata verilmemesini eleştirirken, Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, yargının baskı aracı olarak kullanıldığını söyledi, "Biz susmayacağız" dedi. Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Habibe Danışman Deyar ise hapishanelerde binlerce kişinin sürdürdüğü açlık grevlerine ses verilmesi çağrısı yaptı.
Avukatlar, bir sonraki Adalet Nöbeti'nin Hatay'da yapılacağını duyurarak nöbeti sonlandırdı.
