‘İnşaat sektöründe iki sınıfın da sırtı duvara dayanmış durumda’

‘İnşaat sektöründe iki sınıfın da sırtı duvara dayanmış durumda’
Almanya’nın Köln kentinde tutuklu 3. Havalimanı işçileri ve sendikacılarla dayanışma etkinliği düzenlendi.

ARTI GERÇEK - İnşaat İşçileri Sendikası Avrupa Temsilciliği, Almanya’nın Köln kentinde Alman Sendikalar Birliği (DGB) binasında 3. Havalimanı direnişine katıldıkları için tutuklanan işçi ve sendikacılarla dayanışma etkinliği düzenledi.

Panel biçiminde yapılan etkinliğe konuşmacı olarak İnşaat-İş temsilcisi Murat Can Çoban, sendika avukatlarından Kazım Bayraktar ve Almanya’da inşaat işçilerinin de örgütlü olduğu IG BAU sendikasının Köln-Bonn şube başkanı Mehmet Perişan konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmalardan önce 3. Havalimanı direnişini ve İnşaat-İş Sendikası’nı anlatan bir sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi. 

Panelde konuşan Avukat Kazım Bayraktar tutuklu sendikacı ve işçilerin selamını getirdiğini belirterek başladı konuşmasına. Bayraktar, 3. Havalimanı direnişinin nasıl başladığını ve hangi aşamalardan geçtiğini, cezaevinde tutuklu işçi ve sendikacıların kendisine aktardıkları üzerinden anlattı. 

Bayraktar konuşmasında şunları dile getirdi:

Sahada başladı herşey. Sabah saat 07.30’da yağmur altında uzun süre servis beklemekten usanan işçiler duruma tepki göstermeye başlıyorlar. Sloganlar atılmaya başlıyor. Slogan seslerinin işçi barakalarına ulaşması üzerine birden işçiler sel gibi meydana akıyor. Fezlekeye göre 10 bin, sendikacıların tespitine göreyse 20-25 bin işçi toplanıp eylem başlatıyor. İnşaat-İş üyesi işçilerin haber vermesi üzerine şantiyeye ulaşan sendika temsilcileri, öbek öbek toplanmış işçilerle eylem üzerine görüş alış verişi yapıyor. Önerilerde bulunuyorlar. 

KADİR SAMSUNLU TALEPLERİN KABUL EDİLDİĞİNE DAİR İMZA ATMAYA YANAŞMADI

İGA patronları ilk elde sendikayla görüşme talep ediyor. Sendika görüşmeye işçilerle birlikte katılacağını beyan ediyor. Sendikacılar farklı bölümlerden işçilerin temsilciler seçerek görüşmelere katılmasını istiyor. İşçiler kendi aralarında seçtiği 19 temsilciyi ve sendikacılarla görüşme masasına oturuyorlar. Masada kaymakam, jandarma komutanı ve İGA CEO’su Kadir Samsunlu var. Samsunlu 'taleplerinizi yazın' diyor. O 15 talep orada kağıda yazılıyor. ‘Siz işbaşı yapın bunları çözeriz sorun değil’ deniliyor. Fakat işçi temsilcileri ve sendikacılar taleplerin kabul edildiğine dair yazılı taaddüt istiyorlar. Kadir Samsunlu imza atmaya yanaşmıyor.

İMZA ATILANA KADAR İŞ BAŞI YAPILMAMASI KARARI ALINIYOR

Bunun üzerine taleplerin kabul edildiğine dair imza atılana kadar iş başı yapılmaması kararı alınıyor. İşçilerin öfkesi bu görüşme sonrası daha fazla artıyor. İşçilerin insan yerine konulmamaya duydukları öfke kabından taşıyor. Camlar ve çerçeveler indiriliyor, arabalar taşlanıyor. Sendikacılar öfkeyi örgütlü bir direnişe evriltmeye, üretimden gelen gücün kullanılmasının esas alınmasına yöneltmeye çabalıyorlar. Fakat bu çok mümkün olmuyor. Jandarma ve polis orantısız güç kullanıp işçilere saldırıyor. Gazlı, tazyikli su saldırısı üzerine işçiler barakalara çekiliyorlar.

Jandarma sendikacıların peşine düşüyor. İşçilerden onları kendilerine teslim etmelerini istiyorlar. İşçiler direniş içerisinde öncü olarak benimsedikleri sendikacıları koğuşlarda saklayıp, teslim etmiyorlar. Jandarma ve polis daha fazla yığınak yaparak saldırı hazırlığına girişiyorlar. Gece 01.00 sularında koğuşların kapıları koçbaşılarıyla kırılarak saldırı başlıyor. 600’e yakın işçi gözaltına alınıyor. Gözaltı kaydı olan işçi sayısı 404. Fakat kayıtlara geçmeyen gözaltılar da yaşanıyor.

Gözaltında alınan işçi ve sendikacılarla avukatlar görüştürülmedi. Avukatlar olarak ilk görüşmeyi ancak gözaltının 3. günü akşamı yapabildik. Bu kendi yasalarına bile aykırı. Gözaltında birçok işçiye işkence ve kötü muameleyle beraber "avukat istemiyoruz" kağıdı imzalatılmış. 

NOKTA KARARLA HAKİM ATANMIŞ

Savcı hiçbir işçinin ifadesini dahi almadı. Dosyayı hiçbir şekilde incelemeden kafasında belirlemiş herşeyi. 43 kişiyi aynı gece mahkemeye sevketti. Herşey önceden hazırlanmış. Hakim o gece oraya tayin edilmiş. Tutuklama kararından sonra başka yere sevk edilmiş. Nokta kararla gelen hakim, nokta kararla oradan alınıyor. Bu hukuksal değil, siyasal bir karardır.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İKİ SINIFIN DA SIRTI DUVARA DAYANMIŞ DURUMDA

Daha sıkı bir dayanışmaya ihtiyacımız var. 3. Havalimanı işçileri sınıfın birikmiş öfkesini gösterdiler. Sermaye ve devlet de bu öfkeden duyduğu korkuyla, hiçbir hukuka sığmayan şekilde vahşi bir biçimde saldırdı.  

İnşaat sektöründe iki sınıfın da sırtı duvara dayanmış durumda. İşçi artık elinde kalan son şeyi olan canıyla duvara dayanmış durumda, inşaat patronlarıysa krizle birlikte daha fazla kar hırsıyla duvara dayanmış durumda. İGA ortaklarından biri konkordato ilan etti. 

SENDİKANIN FİİLİ DİRENİŞ ÇİZGİSİ

İnşaat-İş sendikasını farklı kılan başından beri hak gasplarını fiili direnişlerle karşılamış olmaları. Eylemlerini bunun üzerine kurdular. İşçilerin haklarını, mahkeme koridorlarına taşıyıp oralarda süründürmeden, patronun karşısına geçip taleplerinin karşılanmasını isteyerek haklarını sokakta savundular.

Daha sonra söz alan İnşaat-İş temsilcisi Murat Can Çoban ise sendikanın bugüne kadar gerçekleştirdikleri eylemlerden örnekler anlattı. Örgütlü oldukları şantiyelerde işçi eğitimi atölyeleri kurduklarını ifade etti. Ortaya koydukları sendikal çizgiyle işçilerle beraber girdikleri 200 direnişin 195’ini kazandıklarını vurguladı.

IG BAU sendikasından Mehmet Perişan ise konuşmasında Almanya ve Avrupa’daki örgütlenmeye değinerek, 3. Havalimanı işçileriyle dayanışma içerisinde olmaya devam edeceklerini söyledi. 

Etkinlik soru cevap bölümü ve dayanışma, tutuklu işçi ve ailelerine sahip çıkma, onlara kart mektup yazıp gönderme vurgusuyla sonuçlandırıldı.

 

Öne Çıkanlar