Reyiz yağdanlığının ibretlik sonu

Hafta pek neşeli başladı canım. İlk materyal, Ümraniye yenilgisini alan kanaryalardı. Ve sosyal medya bülbülleri derhal başladı şakımaya.

Bir sigara paketi, üzerinde şu vecize:

"Fenerli olup kahırdan öleceğinize beni içip ölün daha iyi."

Ardından Akhisar deplasmanında kartal taraftarının, tüm futbolcuları tribüne çağırıp alkışlaması, Burak'ı ise es geçmesiydi. Bununla da yetinmediler, adama "hırsız" diye bağırdılar...

Bu sıfat kimi yorumcuya göre, futbolcunun, kılına bile dokunulsa kendini yere atarak penaltı çalma numarasına duyulan öfkenin tezahürüydü...

Bendenizin de katıldığı bir görüş daha vardı: 

Çaptan düştüğünün farkında olan otuzüçlük Burak'ın, "Bak Hido cukkayı ne güzel götürüyor. Ben de reyize yağlama yaparsam, benim de başıma devlet kuşu kondururlar heyooo" diye raks figürleri sergilemesiydi...

Gelelim Galatasaray'a (Bu arada maçı unuttuk. Dakika 25; iki Sinan, bir Onyekuru'yla durumu 3-0 yapan aslanların atakları bitmek bilmiyor)...

Efendim, Fatih Terim yönetime çok kızmış, Ozan'ı neden sattınız diye.

Yönetim de demiş ki, "Adam satmazsak nasıl transfer yapacağız..."

Herhalde gelecek sezonu kastediyorlar.

Neyse, konumuz bu değil.

Konumuz şu:

Terim ve yönetim bir senaryo yazmış, onu sahneliyor. Yerseniz.

Toparlarsak...

Toplam yaşları üç yüz elliyi bulan üç kulübün de derdi Bonaparte abinin "mangır" üçlemesinden yoksun olmaları...

Ar damarları çatlamış olmalı ki, görevi, ülke ekonomisinin yegâne kurtarıcısı olarak gördüğümüz çiftçiyi desteklemek olan Ziraat Bankası'ndan medet umuyorlar.

Ama yazın bir kenara; bu terazi, bu sıkleti kaldırmaz...

Peki 45 dakikası 3-0 bitmiş maçın ikinci yarısından ne bekleyeceksiniz.

Ama beklemek lazımmış.

59'da yine Onyekuru dördüncüyü, iki dakika sonra da beşinciyi atınca, metro yolcusu seyirciler, "Tatil günü hanımla papaz olmayalım; altıncıyı da evde izlerim" diyerek ufaktan yay vaziyetine geçti...

Özetle, Galatasaray'da görevini yapamayan yoktu.

Yoktu da, karşısında da takım yoktu.

Ankaragücü için bir sıfat bulmaya çalışıyorum.

Mum ışığı, keçiboynuzu, gölgesine hayrı olmayan ağaç?..

I-ıh.

Hepsi zayıf kalıyor...

Ve eyyy yengânımın gadrinden korkup erken tüyenler.

Maçın en şık hareketini kaçırdınız kardeşler.

85'te Ndiaye'nin muhteşem volesiyle gelen golü. Şimdi Katarlılar görüntüyü gönderene kadar Ersin'in doksan dokuz dakika süren azzz sonra muhabbetini dinleyin bakalım.

Size bu ceza azzz bile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi