Teknoloji siyasetin sahnesinde neden doğru yerde olamıyor?

Teknoloji siyasetin sahnesinde neden doğru yerde olamıyor?
Birçok siyasi kimlik, tweet atarak ya da instagram hikâyeleri ile mesajlar vermeye çalışarak teknolojinin tüm nimetlerini en verimli hali ile kullandığını zannediyor.

Birgül FAZLI


Dünya üzerindeki tüm iş yapış şekilleri çok uzun süredir teknolojik platformlar üzerine taşındı. Biz de ülkece, teknolojiye iyi ayak uydurduk. Çok az bir zaman kalsa da seçim öncesindeki yine en önemli sorulardan biri, "Bu teknoloji denilen şey, siyasetin sahnesinde neden doğru yerde değil?" olmalıdır.

Teknoloji, pasif değildir, onu kullanan sınıfın niteliğine göre, yeniden nitelik kazanır, nitelik kazandırır. 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi gecesi bize gösterdi ki, herhangi bir teknoloji felaketi, sınıfına itibarını bile kaybettirebilir. 

İyi bir fikir olduğunu düşündüğüm ve benim gibi "Bilişim yaratıcıları"nı heyecanlandıran, "CHP Adil Seçim Platformu" deneyiminin 24 Haziran gecesi yaşattığı hezimet,  teknolojinin gücünü bilen bir grubu derinden etkilemiştir.

Üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen, o gecenin yarattığı hayal kırıklığı çok büyük oldu. Üzeri hiç örtülemedi. Ama nedense konu, hep gelip "Adil Seçim Platformu"ndaki sorunlara ve sonuçlarına takıldı. Gündemimizde bir kara delik misali takılı kaldı. Eleştirmiyoruz, örnekliyoruz ve teknolojinin doğru ve verimli kullanılmasına dikkat çekmeye çalışıyoruz. 

Adil Seçim Platformu, aslında buzdağının görünmeyen yüzünde, organize emeklerin, iş güçlerinin olduğu, saha operasyonunun hızla ve proaktif olarak yapıldığı bir sürecin başarı ile yönetilmesini sağlamıştı. Sandık güvenliğinin sağlanması, kişilerin iyi bir disiplinde çalışması, kararlılığı, bilgilerin doğru kanallardan aktarılması, kimsenin tahmin bile edemeyeceği, mükemmel bir Teknoloji lojistiği başarısı vardı arkasında. Ama o gece ne oldu, bu sistem neden akamete uğradı bilmiyoruz. Sanki trafolara kedi girmiş gibiydi.

Bütün bu özverinin farkına kim varabildi? Ya da kim o akşam tüm bunları takdir edip alkış tuttu? Hepimiz mobil telefonlarımızın içindeki, bu uygulamadan neden hiçbir veri alamadığımıza takıldık kaldık. Hatta özü sözü bir açıklamalar bile durumu kurtaramadı. 

Dikkati yeniden buraya çevirmek isterim, teknoloji doğru ve verimli kullanılırsa, siyaset sahnesinde itibar da kazandırır, seçim de kazandırır, nitelik de kazandırır.

Bakarsanız, Türkiye siyasetini yeniden baştan sona değiştirebilecek kapasitedeki birçok siyasi kimlik bile, tweet atarak ya da instagram hikâyeleri ile mesajlar vermeye çalışarak teknolojinin tüm nimetlerini en verimli hali ile kullandığını zannediyor. Anlık gündemle açılmış konu başlıkları, binlerle ölçülen takipçi sayıları, paylaşılan her içeriğin, durumun altına yazılmış yorumlar bir anda gündemi takip eden veya gündeme yön veren kişiler olarak algılanmamızı sağlamaz. 

SANAL HAYAT GÜZELDİR…

Sosyal medya fenomeni olmak güzeldir. Kişisel şovlar yapmak güzeldir, paylaşımlarınızın dilden dile dolaşması güzeldir, aile hayatınıza kadar şeffaflık, dürüstlük mesajları vermek, insanların sizi bu şekilde algılamalarını sağlamak güzeldir. Sanal hayat güzeldir, rahattır kendinizi olmadığınız kadar büyük bile hissettirebilir. Siyasetin içinde bu faaliyetlerin kurumsallaşması ve aynı dilden, aynı mesaj ve algı üzerinden ağız birliği etmesi gereklidir. 

Otobüsün tepesinde, ya da bir mahalle konvoyu ile aday tanıtmanın zamanı geçti. Ya da bütün delegeleri bir salona toplayıp, "körler sağırlar birbirini ağırlar" deyişini haklı çıkaran geleneksel hareketler yapmanın da zamanı geçmiştir. 

Siyaset ciddi, proaktif ve çağın hızının üzerinde bir durumdur.

Özellikle ülkemizde hızla her dakika değişen gündemin nabzını tutmak, sahayı anlık koklamak, özellikle de sokaktaki seçmenle iletişim halinde olmak, cesaret ister, Siyasetin bu koşullarına ancak, hızıyla teknoloji ayak uydurabilir,

Efektif olur, 
Kamuoyu yaratır, 
Gündemi güncel tutar, 
Davranış ve tutum sergiler, 
Sirayet eder, 
Dalga dalga yayılır...

Bunu da ancak bilinçli kurumsallaşmış bir teknoloji kullanımı ile yapabilirsiniz. Dağınık ve ancak kendi kendine değişen gündemin için de yer edinmek için, sosyal medya ile ne kadar yakın ilişki içinde olsanız da, sabun köpüğü gibi olursunuz. 

Su soruyu sormakta fayda var, PEKİ SİYASET NASIL DİJİTAL DÖNÜŞECEK? 

Bir soru daha var aklımda, benim atadan kalma oy verdiğim sadık seçmen kitlesinde yer aldığım siyasi partim beni tanıyor mu?

Yıllardır CHP’ye oy veririm, sadık bir seçmen kitlesi içinde yer alan, bir kişiyim ve ailemde öyle. Şimdiye kadar bir anket çalışması için ne kapımı çalan oldu, ne de bir mail atıp siz kimsiniz, neden bize oy veriyorsunuz, faaliyetlerimizi biliyor musunuz diyen oldu. Benim seçmen olarak dijital ortamda alışkanlıklarımı sınıflayan, kısaca seçmen analizimi yapan biri oldu mu?

Maddeler halinde özetliyorum;

1. Son genel seçimlerde YSK verilerine göre, CHP’ye oy veren 12 milyon üzeri seçmenin, yine YSK verilerine göre oy kullanan 48 milyon üzerindeki aktif seçmenin acil olarak interaktif iletişim kurulabilecek elektronik posta adreslerinin bir veri platformunda toplanması ve düzenlenmesi ve güvenli bir ortamda saklanması gereklidir.

2. Kişiye özel seçim faaliyetleri ile ilgili aktivitelerin, elektronik ortamda yapılması. Bu elektronik posta üzerinden olur, seçmenlerin davet edileceği elektronik bir web ortamı üzerinden olabilir, hedeflediği kitleye ulaşabilecek ve anlık tepkilerinde alınacağı şekilde tasarlanmış bir ortamda seçim faaliyetleri anlatılabilir, bunun yapay zeka ile anlamlandırılmasına değinmiyorum bile. Sonuçları muazzam olur.

3. CHP’nin YouTube üzerindeki kanalına 20 bin kişi bile abone değil, neden görsel medya daha etkin kullanılmasın,

4. Ön seçimler yapılmadı, sebeplerini bilmiyoruz, maliyet diyelim ya da az zamanda organize olamadılar diyelim, ön seçimde oy kullanacak tüm partililer TC kimlik numaraları ile, bir web sayfasından ön seçim oylamasına katılabilirdi.

5. CHP Mobil uygulaması görünürde harika ama içerik olarak yetersiz, hala 2018 seçim bildirgesi yer alıyor, daha çok özen ve dikkatle akıllı telefonlarımızın ucundan "an itibari" ile olabiliriz.

6. Önümüzdeki yerel seçimler için söyleyelim, tüm belediye başkan adayları, internet üzerinde insanların sıklıkla uğradığı mecralarda, seçim sloganlarıyla icraatlarını anlatabilirler. 

7. En önemlisi, seçim gecesi sahadan gelen oyların, uçtan uca bir platform üzerinden, koltuğunda oturan seçmene anlık olarak ulaştırılmasıdır.

Bu iş partiler adına bir "Dijital dönüşüm" projesi olarak anılmalıdır ve paralel çalışmalarla, Teknoloji ile siyaset eşdeğer hale getirilmelidir. Partilerin aynı kurumsal yapılarda olduğu gibi, üst yönetiminde desteğini alarak, teknoloji birimlerinin iş bilir ve aktif kişilerden oluşması ve bunun ciddi bir ekip işi olduğu algılanması sağlanmalıdır. Endüstri 4.0 artık siyasetin içinde de olmalıdır.

Uzun soluklu ve köklü bir siyasetin yolu artık, teknolojiyi siyaset gündemine adapte etmekten geçer. Teknolojinin, temiz yüzü, unutmayın ki, size her koşulda seçim bile kazandırabilir.

Öne Çıkanlar