'Türkiye ekonomide olduğu gibi dış politikada da sıkışıyor'

'Türkiye ekonomide olduğu gibi dış politikada da sıkışıyor'
Karar yazarı Taha Akyol, dış politikadaki sorunların ekonomiyi nasıl olumsuz etkilediğini yazdı.

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, Türkiye’nin ekonomide olduğu gibi dış politikada da sıkıştığını belirtti.  Akyol, "Türkiye ekonomide olduğu gibi dış politikada da sıkışıyor. Seçim gerilimleri bu sorunlara etkin ve programlı çözümler getirilmesini en azından geciktiriyor" dedi. 

Taha Akyol’un, "Türkiye sıkışıyor" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

Dış politika, ekonomi ve iç politika sorunları birbirini olumsuz etkiliyor.  

Gelin, bu sorunlarımız üzerinde kuşbakışı bir gezinti yapalım. 

 AMERİKA İLE RUSYA ARASINDA 

Türkiye, Amerika’dan teknoloji transferi ve uygun fiyatla Patroit adlı füze savunma sistemini alamadığı için 2017’de Rus S-400 sistemini almak için Moskova ile anlaştı.  

Ağustos 2017’de Amerika’da "ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası" çıkarıldı. Şimdi bu gerekçeyle Amerika Türkiye’yi s-400’den vazgeçmesi için sıkıştırıyor. Ortak olduğumuz yüksek teknolojili F-55 savaş uçağı projesinden Türkiye’yi dışlayacağı, dahası, Türkiye’ye ekonomik ambargo uygulayabileceği yolunda ABD kaynaklı haberler çıkıyor. 

Son zamanlarda ABD ile bir orta yol bulunduğu anlamında haberler yoğunlaşmıştı ki, Putin İdlib’de Esat’ı saldırıya geçirdi. 

Erdoğan ile Putin arasında 18 Eylül’de Soçi’de sağlanan mutabakata aykırı olan bu saldırı, Türkiye’de haklı olarak yeni göç dalgası endişesi yarattı. 

Putin’in de S-400 anlaşmasının geçerliliğini teyid ettirmek için İdlib kartıyla Ankara’yı sıkıştırdığını söyleyenler var. 

Ankara S-400’den vazgeçilmeyeceğini defalarca açıklarken, ABD’yi de "S-400 bizim yönetimimizde olacak, NATO sistemlerine zarar vermeyecek" şeklinde ve tabii ayrıntılı gerekçeleri anlatarak ikna etmeye çalışıyor. 

Türkiye’nin S-400’lerden başka seçeneği yoktu, bu konuda Türkiye haklıdır. Fakat… 

ABD ve Avrupa’da her zaman Türkiye karşıtları oldu ama her zaman Türkiye’yi aktif olarak destekleyenler de çoktu. Şimdi niye bu ikinciler yok veya pek az?  

Dış politikamızı gözden geçirirken buna dikkat etmeliyiz; ekonomi de bunu gerektiriyor. 

EKONOMİDE SIKIŞMA 

AK Parti iktidarı 16 yılda 13 seçim yapıldığını ve her seçimden zaferle çıktığını söylüyor.   

Doğru fakat bu, özellikle 2015’ten itibaren artan dozda seçim ekonomisi uygulandığının da beyanıdır. 

İnşaat ve tüketim ekonomisin teşvik edilmesinin yanında, seçim dönemlerinde kesenin ağzının iyice açılması, bütçe açıklarının, borçların ve cari açığın büyümesi bugünkü krizi hazırladı. 

Rakamlar ve tarafsız iktisatçıların anlatımları bunu gösterdiği gibi Sayın Binali Yıldırım da bunu şu sözlerle ifade etmişti: 

"Geçmişte fazla açılmıştık şimdi biraz toparlayacağız" (14 Aralık 2018)  

Fakat 2019’da hem mahalli seçimler için hem ekonomik krizin ağırlığını biraz olsun hafifletmek için "fazla açılma" devam etti. İşte, ilk dört aylık bütçe açığı geçen yıl 23.2 milyar liraydı, bu yıl 54.5 milyar liraya çıktı!  

Dün Merkez Bankası yıl sonu dolar tahminini 6.20’den 6.43’e, enflasyon beklentisini ise yüzde 16.23’ten yüzde 16.68’e çıkardı. İş dünyasının tahminleri, daha endişeli… 

Döviz ve dış kaynak deyince ABD ve AB son derece önemlidir. Devlet adamlarımız finansman ve yatırım aramak için Londra ve Washington’a gidiyor zaten.
 

Öne Çıkanlar