'O' fotoğraf

Bazen bir fotoğraf sadece fotoğraf değildir diyeceğimiz paylaşımla gündeme gelen CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, parti içindeki karmaşanın bir yüzü.

CHP’nin içi karışık. Nasıl olmasın? "Anayasaya aykırı" demesine rağmen kaldırılmasına "evet" dediği "dokunulmazlık" her an dokunabilir. Belediyeleri "kayyum" kıskacında, sosyal demokrat/ulusalcı yarılması keskinleşiyor, "mahalleler arası gezinelim" derken, sürekli olarak sağ siyasete kendini onaylatma çabası yoklamalarda beklenen sonucu vermiyor. Bildiğimiz CHP diyeceğim ama bu kez durum biraz farklı.

Sosyal demokrat çizgisi ile varolmuş, insan hakları konusundaki çabaları ile bilinen Canan Kaftancıoğlu’nun bir kanadı rahatsız ettiği açıkken, parti içindeki kaynayan kazanda sağ eğilime aslında CHP’nin temellerine yatırım yapanlar da kabak gibi kendisini ortaya döküyor.

Bazen bir fotoğraf sadece fotoğraf değildir diyeceğimiz paylaşımla gündeme gelen CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, parti içindeki karmaşanın bir yüzü. Ama CHP’yi yazmak değil amacım, amacım bir fotoğraftan yola çıkarak, "Utancı" devrimci bir duygu olarak tanımlayan filozofların ruhları çınlatarak biraz CHP içindeki duruma dikkati çekmek... Maltepe Belediye Başkanı’nın "hamili kart yakınımdır" mesajı içeren fotoğrafına geçmeden önce, reel siyasetin tornasından çıkan belediye başkan tipinin hemen hemen bütün partilerde olduğunu söylemek isterim. Kimi CHP belediye başkanlarının içinde bir "Melih Gökçek" yattığını görüyoruz. Belediye başkanlığını aşan ilişkiler kurmak Sarıgüllerin, Gökçeklerin ardılları tarafından da türetiliyor. Belli ki bu tip belediye başkanlarının içinde bir gün "Çare Sarıgül" benzeri hareketi yapabilecek güç devşirme hırsı yatıyor. Bu güçlenmeyi siz her türlü güçlenme diye okuyun.

CHP’nin yerel hizmet dışında gözü dışarıda belediye başkanlarından biri olmaya aday gibi duran Ali Kılıç’ın partisine dönük iktidar baskısı artarken, iktidarın "siyaset yapıcı" isimlerinden İçişleri Bakanı ile fotoğrafını paylaşmasına gelelim. "Zamanlama manidar"la açıklanan bir kısmı olsa da, Malatya’da Alevilerin evlerine çarpı işareti konulmasının ardından verilen soru önergesine hala yanıt vermeyen İçişleri Bakanı ile fotoğrafını paylaşması, "camiye de, kiliseye de giderim" liberalliği ile de açıklanamayacak bir fotoğraf.

Tunceli/Dersimli ayrımında "Tunceli" kanadına daha yakın duran Ali Kılıç’ın, tehditle istifa ettirildikten sonra herhangi bir soruşturmanın açılmadığı AK Partili belediyeler gerçeği varken, rant savaşının neresinde durduklarından bağımsız CHP’li belediyelere dönük müfettiş bombardımanını, Kemal Kılıçdaroğlu’na "Bittin sen" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile çektirdiği fotoğraf ile savuşturmaya çalıştığı anlaşılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bir isim olduğu bilinen Ali Kılıç’ın, CHP içindeki karışıklıkta bazı riskleri satın aldığı da anlaşılıyor.

CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın "240 milyon lira rant var" diyerek dikkati çektiği İller Bankası arazisi ile ilgili bakanlık projesine onay veren Ali Kılıç, o fotoğrafı  bazı köşe yazarlarının dediği gibi " Siyaseti ezeli bir düşmanlık olarak algılamadığı için" değil, siyasi ve toplumsal yeniden kuruluşta CHP’nin sağ siyasetine uyum göstermek için paylaştı.

Bir röportajında "Ben sinirleri alınmış bir siyasetçiyim" diyen Ali Kılıç’ın, siyaseten geniş bir insan olduğunu AK Parti Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya da anlamış olacak ki, o fotoğrafla ilgili olarak "Ben de belediye başkanı olarak görev yaptım. Devletin cumhurbaşkanı,başbakanı ya da devletin bakanları ile bir araya gelmek ya da ilçelerine geldiği zaman karşılamak devletin nezaket kuralları içerisindedir" sözlerini kullanmış ve makul gördüğünü ifade etmişti. Ali Kılıç da Erol Kaya’ya benzer cümleler kurmuş, "Sonuçta bizler bu ülkenin yöneticileri bu ülkenin vatandaşlarıyız. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı da başbakanı da sandıkla geldikten sonra bizim her zaman başbakanlarımız, cumhurbaşkanlarımızdır" demişti. Seçimle gelenin sarsılmaz, sorgulanmaz siyasetine, yani sandık mutlaklığına inandığını ifade eden Ali Kılıç, zorlama olmayan bir dolaylama ile CHP’nin nasıl bir yol ayrımında olduğuna da işaret ediyor...

CHP’nin geniş tabanının ise böyle anlamadığını gelen yorumlardan çıkarsamak mümkün. 

Taşların radikal olarak oynayacağı siyasi iklimde, CHP’nin kendi içinde kaynayan kazanını harlayacakların Şubat ayındaki kongrede mağlup mu yoksa galip mi olacağını göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi