Seçime doğru geniş alanda uzun paslaşmalar

Manzara CHP ile İYİ parti arasında bir rezonans olacağını ortaya koydu. Ancak bu Cumhurbaşkanlığı için ortak bir adaya kadar gider mi, şu an bunun yanıtı yok.

AKP-MHP Türkçü –İslamcı blokunun erken denemeyecek, baskın da denemeyecek, bir tür panik seçim kararı almasıyla birlikte siyaset hayli hareketlendi. MHP lideri Bahçeli’nin çıkışı üzerine alınan bu kararda iktidar açısından en çok hangi manzaranın etkili olduğunu henüz bilemiyoruz. "Ekonomik kriz derinleşmeden seçime gidelim, yoksa yanarız" mı dediler, "Öyle erken bir seçim yapalım ki muhalefet ortak aday çıkaramasın" mı dediler, yoksa "İYİ Parti seçime giremesin yoksa MHP sıkıntı yaşar" mı dediler, şimdilik meçhul. Kesin olan ise şu: İktidar açısından her şey yolunda idiyse neden seçime gittiler? Belli ki büyük bir mesele var, iktidarlarını tehlike altında görmekteler. Muhalefet açısından çok önemli bir fırsat bu, aslında.

Beri yandan bilhassa muhalefet cephesinde siyaset içinde olanlar erken bir seçimin görünürde olduğunu söyleyip durmakta idiler. Yani onlar açısından sürpriz bir hamle olmasa gerek. Dolasıyla daha hazırlıklı olmalarını beklerdik. Oysa hafta boyunca görünen biraz dağınık bir hava idi. Ancak bu yazının yazıldığı Pazar günü itibariyle CHP bir atak yapmış vaziyette.

Bilindiği üzere İYİ Parti’nin seçime girip girmeyeceği henüz belli değil idi Pazar sabahı itibariyle. Ancak bir gün önceki Kılıçdaroğlu-Akşener görüşmesinin sonucu olsa gerek, 15 CHP’li vekil aniden İYİ Parti’ye katılma kararı aldı. Böylece eğer İYİ Parti’ye bir zorluk çıkarılacaksa bunun aşılması planlanıyor. Zira böylece İYİ Parti’nin artık Meclis’te grubu oldu ve (yeni bir engel çıkarılmazsa) seçime katılmasının önünde bir engel kalmadı.

Bu tablo elbette ilerisi için de bir ipucu veriyor. Zira seçime giderken muhalefet açısından ana denklem şu idi: CHP İYİ Parti ve Saadet Partisi ile birlikte mi hareket edecek, yoksa HDP ile mi? CHP söz konusu olunca ikinci seçeneğin hiç de gerçekçi olmayacağı ortada idi ancak teknik olarak yine de her şeyin masada olduğu bir dönemdeyiz, dolayısıyla safça olsa da geçerli bir soru idi bu.

Manzara CHP ile İYİ parti arasında bir rezonans olacağını ortaya koydu. Ancak bu Cumhurbaşkanlığı için ortak bir adaya kadar gider mi, şu an bunun yanıtı yok. CHP "solcu gibi olmayan ama sol görünümlü , İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin de hayır demeyeceği" bir adayda mı ısrar eder, yoksa (diyelim ki ikinci turda) iyi oy alırsa Akşener etrafında bir toplaşma mı olur, henüz belli değil. Saadet Partisi ile Abdullah Gül arasındaki zemin yoklaması nereye varır, Gül evet derse CHP ve İYİ Parti’de kartlar yeniden mi karılır, o da belli değil. Aslında CHP’nin sol görünümlü aday fikri olup olmadığı bile belli değil, zira Reuters Cuma günü CHP açısından İlhan Kesici isminin gündemde olduğunu yazmaktaydı.

Muhtemelen CHP ve onun içindeki/çeperindeki sol muhalefet açısından asıl karar "Sağ adayla AKP’den oy koparmak" ya da "Sol görünümlü aday ile en azından sol oyları ve CHP tabanının küstürmemek" sarkacında gidilip gelindikten sonra alınacak.

HDP açısından da belirsiz bir durum var gibi görünüyor. Selahattin Demirtaş aday yapılacak mı yapılmayacak mı? Bunu sezmek kolay değil, her iki seçeneğin de eşit derecede güçlü olduğunu söyleyenler var. Bir yandan ise tabanın bir kısmı ve HDP’nin birlikte yürüdüğü sol siyaset bu kadar tereddütün bile saçma olduğunu ve Demirtaş dışında bir ismi düşünmenin haksızlık olduğunu düşünüyor. Haksız değiller. HDP yönetimi ise bir ihtimal Selahattin Demirtaş açısından rejimin yeni bir siyasi /hukuki engel çıkarma ihtimalini düşünüyor olsa gerek.

Bu elbette kritik bir durum. Siyasi nedenlerle hapse atıldığı ayan beyan ortada olan bir siyasetçinin hele hele bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 10 civarında oy almış bir siyasetçinin, diğer muhalefet partilerince böylesine yalnız bırakılması Kürt meselesi açısından hayli açıklayıcı. CHP, İYİ Parti için gösterdiği hassasiyetin (ki önemlidir) onda birini Selahattin Demirtaş için de gösterseydi belki de bambaşka bir yerde olurduk. Maç sürüyor ama herkes kendi adamına pas veriyor ne yazık ki.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi