'Treni çalıp götürselerdi kimsenin haberi olmayacaktı'

'Treni çalıp götürselerdi kimsenin haberi olmayacaktı'
Çorlu'daki tren faciasında 4 yakınını kaybeden ve kızının tabutunu tek başına taşırken görüntülenen Melih Kurtuluş kaza yerinde tanık olduklarını Artı Gerçek'e anlattı.

Rıfat DOĞAN


ARTI GERÇEK- Edirne Uzunköprü-İstanbul Halkalı seferini yapan, içinde 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treninin 5 vagonu, 8 Temmuz günü, Çorlu'da raydan çıkarak devrilmişti. Kazada 24 kişi yaşamını yitirirken, 341 kişi de yaralanmıştı. Kazada yakınlarını kaybedenlerden biri de küçük kızının tabutunu taşırken görüntülenen Melih Kurtuluş'tu. Kazada eşi Derya ve kızı Beren ile baldızı Emel Duman ve kızı Bihter Bilgin’i kaybeden Kurtuluş yaşadıklarını Artı Gerçek'e anlattı. "Kazada ihmal olduğu kesin. Hukuki süreç başlatacağım" diyen Kurtuluş’un Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

'İLK BAŞTA İNANAMADIM'

- Kazayı ilk duyduğunuzda neler hissetiniz? 


İlk başta inanamadım ve kazanın boyutunu anlayamadım. 'Tren nasıl kaza yapar, böyle bir şey nasıl olabilir?' diye sordum kendi kendime. 'En fazla önüne bir şey çıkar ona çarpar' dedim. Yanımdaki biri trendeki yakınından haber almıştı ve "Çok sayıda ölü ve yaralı varmış" diyordu. O da trenin yerini öğrenmeye çalışıyordu. Ölüm haberini duyunca o anda bittim zaten. 'Nasıl çok sayıda ölü varmış?' diye sordum ama adam da kendi yakınlarının derdine düşmüştü. 

AMBULANS DÖNDÜ DOLAŞTI, BEN DE PEŞİNDEN

- Ne yaptınız o anda? Nasıl ulaştınız? 

Trenin yerini görebilecek bir sistem yok. O derece ilkel bir sistem. Kaybolsa, treni çalıp götürseler kimsenin haberi olmaz. Sorduğum kişi ‘biz trenin yerini göremiyoruz’ dedi. ‘Tren çok yakınmış’ diye haber geldi. Bulunduğumuz yerden gözümüzü karartarak yola çıktık. Tren raylarının etrafını dolaşarak gideriz diye düşündük. Yolda bir ambulans gördüm, peşine takıldım. Ambulans da bilmiyormuş trenin yerini. O da döndü dolandı, ben de. 

‘MAHŞER YERİ GİBİYDİ’

- Olay yerine ulaşmanız ne kadar sürdü?

En sonunda sivil bir polisle karşılaştım, tren raylarına yakın bir yerde. Ona ‘trenin yerini biliyor musunuz?’ diye sorduğumda, kendisine konum geldi. Ondan konum aldım ve olay yerine gittim. Oraya ulaşmam yarım saat sürdü. Kazadan sonra ilk ulaşanlardanım. Mahşer yeri gibiydi. Herkes bir tarafa dağılmış, her şey ortalığa saçılmıştı. Oğlumu çıkarmışlardı, onu gördüm. O kurtuldu diye moral buldum ve o kurtulduysa diğerleri de kurtulmuştur diye umutlandım. Hep bir umut vardı içimde. Oraya vardığımda sanırım 17.30’du. Gece yarısına kadar orada bekledim. Bizimkileri oradan çıkarmışlar ama bana haber vermemişler. Söyleyememişler. Kimse zaten söylemezdi, herkes orada can acısıyla yakınlarının çıkarılmasını bekliyordu.



- Sonra? 


Çıkarıldıktan sonra hastaneye götürülmüşler. Biz halen yaralı zannediyorduk ama gidince söylediler. Hastanede teşhis ettik. Canımız ciğerimiz gitti. Eşim Derya ve kızım Beren Kurtuluş, baldızım Emel Duman ile kızı Bihter Bilgin hayatını kaybetmişti. Dört kaybımız var. 

OĞLUMU TRENE BİNDİRMEK İÇİN GİTTİLER

Eşiniz, kızınız ve akrabalarınız nereye gidiyordu?

Uzun zamandır trene binmek istiyorlardı. Oğlum da küçük, 3 yaşında. Sırf onu trene bindirmek için gittiler, yoksa gidilen yerin, yapılan şeyin önemi yoktu. Lüleburgaz’a alışverişe gidiyorlardı. Bizim arabamız da var zaten, istediğimiz zaman, istediğimiz yere gidiyoruz. Burada amaç oğlumuzun trene binmesi, çocuğun bu heyecanı yaşamasıydı. Ama onu yaşayamadık, canımız yandı.

ORADAKİ RAYLARIN ALTI UZUN SÜRE BOŞTU  

- Ailesini, yakınlarını kaybeden biri olarak kazanın oluşuyla ilgili bilgi alabilme şansınız oldu mu? Yetkililerle görüşebildiniz mi? 

Ben kazanın yerini gördüm. Bu olayın akademik bir açıklamaya ihtiyacı yok. Herkes gördü. Kameralar çekti. Fotoğraflar ortada. Söylenene göre kondüktör o boşluğu görünce telaşlanıp fren yapıyor. Frene basınca vagon raydan çıkıyor. Olayın evveliyatı var. Anladığım kadarıyla oradaki rayların altı uzun süre boşalmış şekilde duruyor. Son yağmur ve akan suyla birlikte altı iyice boşalıyor ve o boşluk genişliyor. Bu olay 50 dakikalık yağan bir yağmurla olacak şey değil. Dediğim gibi bu işin evveliyatı var. Daha öncesinde burası daha ciddi yağmurlar gördü. 

- Olaydan sonra devlet yetkilileri baş sağlığına geldi mi?

Oldu. Olayı araştırdıklarını söylediler. Biz de cenazelerimiz nedeniyle daha hukuki bir süreç başlatmadık ama bundan sonra ilk işimiz o olacak. Bakacağız. Kim böyle bir şey düşünebilir, hayal edebilir ki! Uçağa bindirsen dersin ki uçak düşebilir. Araca binse kemeri takın dersin. Gemiye binsen hava durumuna bakarsın. Fırtına rüzgar olacak mı olmayacak mı? Ama bu tren, nasıl kaza yapabilir, kimin aklına gelebilir?

BEN BİREYSEL OLARAK ACIMI YAŞIYORUM

- Siz acınızı yaşarken başka bir tarafta da devlet töreni vardı. Yakınlarını kaybeden insanlar acılarını yaşamamışken bu törenin iptal edilmemesine dönük tepkiler oldu. Bu konuda neler söylemek isterseniz? 


Bu bizim yasımız ve ciddi bir mesele. Cumhurbaşkanı beni aradı sağolsun, başsağlığı diledi ve bakanları görevlendirdiğini söyledi. Vali de geldi, il emniyet müdürü de geldi. Bakış açısına göre değişir ama benim bunu bu şekilde görecek takadım yok. O olayın bambaşka bir yönü. Kimi insanlar iptal edilmesini kimi yas ilan edilmesini düşünüyor. Bu devlet meselesi. Ben şimdi bireysel olarak acıma bakıyorum, canım yanıyor. Bu boyutunu düşünecek halde değilim. 

BURADA İHMAL OLDUĞU ÇOK NET, HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATACAĞIM

Hukuki bir süreç başlatmayı düşünüyor musunuz? 

Tabii ki başlatacağız. Bir olay ihmal varsa olur, ihmal olmasa olay da olmaz. Burada net olan şey ihmal olması. Kazanın yağmurdan kaynaklandığı yönünde söylentiler, açıklamalar dolaşıyor. Doğruluğundan emin değilim ve gerçekten böyle bir şey söylemişler midir bunu da bilmiyorum ama muhtemelen kaçamak cevap vermek için söylemişlerdir. Yani 'yağmurdan dolayı tren raydan çıktı' demek, 'bu ülkede yağmur yağan her yerde tren raydan çıkabilir, kaza yapabilir' anlamına geliyor. Yani yağmurun şiddeti, boyutuna bakılıyorsa İngiltere’de toplu ulaşım raylı sistem üzerine ve her gün yağmur yağıyor, onların da trene binmemesi lazım, eğer bu mantıkla hareket edeceksek. Dolaysıyla böyle bir saçma bir söz olamaz. Burada ihmal olduğu çok net. Bunun tartışmaya açık hiçbir tarafı yok. 

Öne Çıkanlar