'Türkiye Suriye'de olduğu müddetçe savaş bitti diyemeyiz'

'Türkiye Suriye'de olduğu müddetçe savaş bitti diyemeyiz'
Tev-Dem Yürütme Meclis Eş Başkanı Aldar Xelil ile Kuzey Suriye Federasyonu'nun Soçi görüşmelerine katılımı ve Suriye'deki savaşın sona ermesini ve çözüm tartışmalarını konuştuk.

Gamze KAFAR

Aldar Xelil: Şuanda Suriye Rejimi ve muhalif güçler Cenevre'de bir ittifak yapmak istiyorlar. Ancak bunun başarılı olacağına inanmıyoruz. Çünkü bu yaklaşım ittifak ve çözüm için değildir. Biz çözüm görüşmelerinin içinde olmadıkça, ne karar alınırsa alınsın şüphesiz bu karar bizi bağlamayacak ve düzen sağlanmayacak. Bu yüzden de çaresizler.

Rusya, Kuzey Suriye yönetimine Soçi görüşmelerine katılması yönünde resmi bir davette bulunuldu mu?

'PYD OLARAK SOÇİ'YE KATILMAYI DOĞRU BULMADIK'

Rusya böyle bir açıklama yaptığında PYD ismiyle bizim katılımımızı talep ettiler. Ancak biz bunu doğru bulmadık. Çünkü burada bir yönetim sistemi var. Burada Kürtler, Süryaniler ve Araplar bu sistemde yer alıp, birlikte demokratik bir sistem inşası gerçekletiriyorlar. Biz tek bir parti ismiyle katılmayı doğru bulmadık. Böylelikle bazı görüşmeler ve diyaloglar oldu. Rusya tarafından da gözüken o ki Rusya, Türkiye ve diğer dış güçlerle görüşmüş. Sonuç olarak kabul edilen bizim Demokratik Özerklik Yönetimi olarak katılmamız oldu. PYD olarak değil burada bulunan Demokratik Özerklik Yönetimi olarak Soçi görüşmelerine katılacağız.

'BU ŞEKİLDE SURİYE'DEKİ PROBLEM ÇÖZÜLMEZ'

Cenevre'nin sekizinci turu başladı. Ancak Kuzey Suriye Federasyonu'ndan doğru kimse bu görüşmede yer almadı. Bu bölgeyi nasıl etkiliyor?

Birleşmiş Milletiler Suriye'deki sorunun çözülmesi için bir grubu görevlendirdiklerinde bunu bilmeliler. Bir ülkede bir sorun varsa bütün taraflar bu sorunun çözümü için bir arada olmalı. Bir ülkede bir problem çözülürken bölgede etkili olan güç hazır değilse, sorunun çözümü mümkün değildir. Bundan dolayı Cenevre'de yapılan görüşmelerde biz olmazsak çözüm de mümkün değildir. Çünkü Suriye topraklarının yüzde yirmi beşinden fazlasını biz yönetiyoruz. Demokratik bir projeyi uyguluyoruz ve etkimiz var. Suriye'de öncül güçlerdeniz. Başlıca güç yer almadan nasıl çözüm geliştirilebilir? Eğer böyle düşünüp, hareket ederlerse çözüm bulamazlar. Ele aldıkları tablo geneli yansıtmıyor ya da çözüm projeleri demokratik değil.  Ayrıca bu durum sadece bazı tarafları öne çıkarmak istedikleri, sadece bazı tarafların hesabına göre hareket ettikleri anlamına da geliyor. Böyle yapmaları Suriye'deki problemi çözmez. Böyle sadece kendi problemlerini Baas Rejimi ile çözebilirler. Ancak Suriye sorunu çözüme kavuşmaz, olduğu gibi kalır. Yine bir taraf kenarda kalır ve bu tarafta etkili olan bir güç ve çözüm tartışmalarında yer almayan bir taraftır.

'SURİYE VE MUHALİFLER CENEVRE'DE İTTİFAK YAPMAK İSTİYOR'

Bu esasta şuanda yapılan görüşmeler ve çabalar başarıyı sağlamayıp, krizi daha da derinleştirip, Suriye'de var olan çelişkileri büyütecek. Şuanda Suriye Rejimi ve muhalif güçler Cenevre'de bir ittifak yapmak istiyorlar. Ancak bunun başarılı olacağına inanmıyoruz. Çünkü bu yaklaşım ittifak ve çözüm için değildir. Biz çözüm görüşmelerinin içinde olmadıkça, ne karar alınırsa alınsın şüphesiz bu karar bizi bağlamayacak ve düzen sağlanmayacak. Bu yüzden de çaresizler. Eğer gerçekten de çözümü istiyorlarsa bizim de bu görüşmelere katılmamız gerekiyor. Bizim bu görüşmelerde birincil rol oynamamız ve Suriye için sunduğumuz projenin tartışılması gerekiyor. Bu projenin üzerinden de Suriye'nin geleceği inşa edilmeli.

Tam da Suriye için savaşın sonlandığı bir süreçte çözüm tartışmaları gündeme gelmişken, Türkiye'nin İdlib'e girmesiyle birlikte Afrin'e yönelik olası bir müdahale gündeme geldi. Son yapılan MGK toplantısında Afrin' yönelik bir operasyonun sinyalleri de verildi. Afrin'e yönelik bir operasyon olursa bu siyasi çözüm görüşmelerini nasıl etkiler?

'TÜRKİYE SURİYE'DE OLDUKÇA KRİZ DAHA DA DERİNLEŞECEK'

Türkiye hükümeti ve ordusu ya da Erdoğan'ın hükümeti ve ordusu diyelim burada yaşanan devrim sürecinden bu yana her zaman Suriye halkına karşı çalıştı. Her zaman karmaşa ve çelişkileri derinleştirmek için çok kötü bir rol üstlendi. Hatta Erdoğan'ın kendisi El Nusra ve IŞİD'i Suriye'ye getirip, onları destekledi. Şimdi de silahlı diğer grupları destekliyor. Erdoğan'ın kendisi Cerablus'u ve Bab'ı işgal etti. Şimdi de İdlib'e gelip, Afrin'e saldırıyor. Bunların hepsi karmaşayı derinleştirmek içindir. Erdoğan, Kuzey Suriye'de demokrasi deneyiminin gelişmesi ve IŞİD'in yenilmesinden sonra Suriye açısından siyasi tartışmaların yapıldığını gördüğü için bu şekilde karmaşa yaratmaya çalışıyor. Eğer Türk ordusu ve ona bağlı güçlerin varlığı Suriye'de devam ederse, bu var olan krizin daha da derinleşeceği anlamına gelip, savaş ve gerilemenin yaşanacağını gösterir. Hatta şuanda bu durumda Suriye'de savaşın bittiğini de söyleyemeyiz. Çünkü Türk ordusu ve ona bağlı güçler burada olmaya devam ettikçe, Suriye'de huzur ve istikrar da sağlanamayıp, var olan sorun daha da büyür. Şimdiye kadar IŞİD vardı. Şimdi de Türkiye IŞİD'in kaldığı yerden devam ediyor. Bu Türkiye'nin Suriye'de kötü bir rol oynadığının göstergesidir. Aynı zamanda Suriye'de barış ve çözümün olmasını da kabul etmiyorlar. Afrin'e saldırılarının bir amacı demokrasi projesini bozmakken, bir diğer amaçları ise Suriye'de siyasi bir çözümün gelişmesini engellemektir.

'SOÇİ GÖRÜŞMELERİ CENEVRE GÖRÜŞMELERİNİ DESTEKLEMELİDİR'

Şubatta yapılması planlanan Soçi görüşmelerine koalisyonun katılmayışı ve sadece Türkiye, Rusya ve İran'dan oluşan üçlü zirve çözüm tartışmaları için yeterli mi?

Umut edilen herkesin katılmasıdır. Etkili olan bütün güçlerin katılması gerekiyor. Herkesin bir araya gelip bir anlaşmaya varılması gerekiyor. Örneğin Suriye'nin parçalanmaması, Suriye'nin bütün halkların olduğu ve genel Suriye açısından bir anayasanın hazırlanması konusunda anlaşmaya varmamız gerekiyor. Genel konularda anlaşmamız gerekiyor. Anlaştığımız şeyler aynı zamanda Cenevre görüşmelerine de güç vermeli. Yani Cenevre, Soçi'nin alternatifi değil. Bundan dolayı koalisyon, muhalif ve diğer güçler, hatta Araplar da Soçi'yi desteklemeli ve bu şekilde Cenevre'yi de güçlendirmeliyiz. Eğer diğer güçler katılmazsa olumlu bir etki yaratmaz. Bu bir araya gelme zeminini oluşturmaz. Ve bu durum da çözümü engeller.

Öne Çıkanlar