Yeni Gazetecilik!?

Tom Wolfe'un dünya değiştirmesi münasebetiyle 'Yeni Gazetecilik' bir daha gündemde. Balzac, Zola, Yaşar Kemal...

Bu aralar, Mayıs 68'in ellinci yaşgünü nedeniyle çıkan dergileri, ekleri karıştırırken, bu muhteşem hadisenin gazetecilik mesleği üzerine etkilerini araştırmaya/düşünmeye başlamıştım ki, ABD'de ''Yeni Gazeteciliğin'' kurucu babalarından Tom Wolfe, sizlere ömür, Balzac'la Zola'nın yanına göçtü. 

68'in Fransa'daki gazetecilik mesleğine doğrudan yansıması Libération gazetesi. Kurucusu Serge July,  Le Figaro hatta Le Monde gibi nispeten aristokrat yayınlara göndermede bulunurken, ''Biz gazeteyi sokağa çıkaracağız, sokağı da gazetenin yüreğine yerleştireceğiz'' demişti. Böylelikle Libération muhteva ve dil olarak hem fabrikalara, köylere, yoksulların, gençlerin, esrarkeşlerin, hayat kadınlarının evlerine girdi, hem de Hükümet, Meclis, Üniversite gibi takım elbiseli kravatlı mecralarda ağzı bozuk isyancıların, muhaliflerin sesi, gözü, kulağı oldu.

İlk kez 1973 yılında Tom Wolfe'un piyasaya sürdüğü ''Yeni Gazetecilik'' tanımı/kavramı, aslında 68'in ABD medyasına bir hediyesi. Habercilik, röportaj yazarlığı ile romancılığı birleştiren bir tür Yeni Gazetecilik. Genelde birinci tekil şahıs kullanılıyor, hiç kurgu yok, yani realist bir romancı gibi yazıyor gazeteci, günlük ayrıntılara özel önem veriyor, şahsi kanaatlerini de yazıya eklemekten çekinmiyor. Uzun da yazabiliyor. Yeni Gazetecilik aslında bir ihtiyaç. Çünkü anglo-sakson gazeteciliğin ikinci büyük ülkesi ABD'de, Washington Post da, New York Times ya da Los Angeles Times da, ''Facts and figures'' (Olgular ve rakamlar) ilkesine sadık, İngiliz serinkanlılığını muhafaza eden, nispeten düz, renksiz, hareketsiz, kısa habercilik yapıyordu 68'e kadar. Pek cazip değildi özellikle genç okurlar için. New York Times'ın takma adı ''The Gray Lady'' (Saçlarına ak düşmüş hanımefendi ya da Amerikan Kızılhaç'ında çalışan gönüllü hemşire!) idi.

14 Mayıs günü 88 yaşında vefat eden Tom Wolfe, gökten zembille inmemiş, 60'lı yılların sonunda, çevresinin sıkıcılığını/monotonluğunu görmüş, Balzac ve Zola hayranı olan bu muhafazakar ama aykırı kalem, ele aldığı kişi ya da konu ile birlikte ''çok uzun zaman'' geçirip roman gibi uzun röportajlarla farklılık yaratmayı başarmıştı. Tom Wolfe'a bu nedenle ''Balzola'' adını takmışlar zaten.

Bu arada Emile Zola'nın gazetecilik hakkında tam 130 yıl önce kaleme aldığı şahane makalenin linkini de bu köşeye sıkıştırayım. http://gallica.bnf.fr/ark:/12148/bpt6k272469b

19. yüzyıl Fransa'sını, mesela yüzlerce cilt tarih ya da sosyoloji kitabı değil, Balzac ve/veya Zola'nın romanları çok daha iyi, hem de derinlemesine ve içeriden betimler/anlatır. Keza Flaubert'in romanları da..

Wolfe, Truman Capote'dan etkilenmişti, Norman Mailer ile çalışmıştı. Aslında cins bir adam. Hep beyaz ya da açık renk takım elbise giyiyor, kravat her zaman mevcut. Çok çalışkan. Yaptığı işe ''Sanatsal soruşturmacılık'' diyor. Derdi sadece bir şey anlatmak, betimlemek değil daha ötesi, ortaya çıkarmak, teşhir etmek. İçerik kadar biçime de önem veriyor.

Yeni Gazetecilik akımının filizlenmesiyle ABD'de Village Voice, Rolling Stone gibi dergiler çiçek açarken, New Yorker, Harper's hatta Playboy gibi dergiler de bu türün ürünlerine sayfalarını açtı.

Yeni Gazeteciliğin mayasında, kökeninde Kerouac var, Bukowski de var, LSD var, Doğu'dan Batı'ya karayolu seyahatlerinde Amerika'yı keşif var... Hep yeni, farklı bir şeyin peşinde.

İlginçtir bugün ''Yavaş Gazetecilik'' ekolünün genel yaklaşımları ve bir çok ilkesi de ''Yeni Gazetecilik''ten esinleniyor.

Aslında çok da yeni bir şey değil dünyada. Mesela Fransa'da Albert Londres, daha Birinci Dünya Savaşında yapmış ''Yeni Gazeteciliği'', çünkü gazetecilikte Latin Ekolü zaten bu tür sübjektif eklere, haberle yorumu karıştırmaya teşne.

Bizde Yaşar Kemal'in önce büyük bir röportaj ustası sonra da büyük bir romancı olması tesadüf olmasa gerek. Hemingway ya da Marquez için de geçerli bu güzergah.

Zaten Wolfe da bu yakınlığı şöyle açıklamış: ''İyi bir roman için, öncelikle iyi gazetecilik gerekir''.

Varlık abi (Özmenek) Sur yıkılmadan Diyarbakır'daki bir toplantıda çok güzel açıklamıştı aslında Yeni Gazetecilik adı verilen ekolü: ''Habercilikte artık 5N+1K yetmiyor. Haberin 5D'sini de eklememiz gerekiyor''.   

Yine bizdeki 'Gazeteci-Yazar' ibaresi, habercilikle roman yazarlığını birleştirmeye işaret etmiyor ama yine de gazetecinin tek başına bir şeyinin eksikliğine göz kırpıyor.  

Batı'da meslekdaşlarımız Yeni Gazeteciliğin yenilerini-eskilerini tartışırken, bizde gazeteci diye ortaya çıkan bir dingo, arkadaşlarımızı, değerli ve muhalif dostlarımızı ihbar ediyor: Yeni Polis bunlar! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi