Hak-İş'ten EYT çağrısı: 99 öncesi haklar aynen kullandırılmalı

Hak-İş'ten EYT çağrısı: 99 öncesi haklar aynen kullandırılmalı
Hak-İş Başkanı Arslan, EYT'de kendilerinin talebinin, 8 Eylül 199 öncesi işe girmiş tüm emekçilerin eski mevzuata göre emeklilik haklarını kullanmaları olduğunu söyledi. Arslan, gelir vergisindeki adaletsizliğinse çalışanların maaşını erittiğini söyledi.

Artı Gerçek - Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Amasra'da 41 işçinin öldüğü maden ocağındaki patlamaya ilişkin, "Taş kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz ama bunu yaparken insan hayatını da ötelemeyelim, daha çok kömür diye insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Maden kazalarının yüzde 95'i önlenebilir. Bunun farkında olarak nerede hata, eksiklik var tespit etmemiz gerekiyor" çağrısında bulundu.

Arslan, konfederasyonun 47'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Ankara'da düzenlenen 'Başkanlar Kurulu ve Genişletilmiş Başkanlar Kurulu' toplantısında maden ocaklarındaki çalışma koşulları, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ve gelir vergisi başta olmak üzere çalışma hayatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan'ın konuşması özetle şöyle:

EYT DÜZENLEMESİ: Bu sorunun çözümünde önemli düzenlemeleri, gelişmeleri bekliyoruz. Talebimiz şu, 8 Eylül 1999'dan önce işe girmiş bütün emekçiler, eski mevzuata göre emeklilik haklarını kullanmalı. Getirilen bundan sonraki düzenlemelerin yeni işe girenler için olmasını biz de kabul ediyoruz ama 8 Eylül 1999'dan önce işe girmiş insanların haklarının iade edilmesini istiyoruz. Bu konuda ciddi bir kararlılık gösteriyoruz. Bunu her platformda anlatmaya devam edeceğiz.

VERGİ: Verginin adaletli bir şekilde alınması konusunda taleplerimiz var. Türkiye'nin vergi konusunda bir reforma acilen ihtiyacı var. Toplu sözleşmelerle elde ettiğimiz kazanımları birkaç ay içinde kaybediyoruz. Kriz dönemi için çözüm önerimiz; yüksek enflasyon yüksek döviz ve buna bağlı yaşadığımız hayat pahalılığının normalleşmesine kadar bütün vergi oranlarının yüzde 10'la sınırlandırılmasını istiyoruz.

GRİZU PATLAMASI: Amasra'daki patlamada, hayatlarının baharında gencecik evlatlarımızı, kardeşlerimizi toprağa vermek zorunda kaldık. Bu gerçekten Türkiye'ye yakışmıyor, Türkiye bu sorunu çözmeli. Elbette üretim, istihdam, kar önemli ama her şeyden önce insan, insan hayatı gelir. Bunu ne yazık ki başaramadık, hâlâ iş kazaları konusunda abartılı rakamları bir kenara koyup, kamunun rakamlarına baktığımızda dünya sıralamasında yukarılardayız. İşverenlerin 'kanunun arkasından nasıl dolanırız da sorumluluklarımızı yerine getirmeyiz' yaklaşımını terk edip, çalışanların hayatlarını nasıl güvence altına alırız kaygısı ve temennisi olmalı. Dünyada metan gazlarını bir kısım yöntemlerle toprak üstüne çıkarıp hatta onu da mutfaklarda kullanacak şekle getiriyorlar. Bu yolla grizu patlaması ortadan kaldırılıyor. Yüzde 5'in üzerinde olduğu zaman patlama oluyor, yüzde 1-2'lik oranlar yanıyor ama patlamıyor. Dünya bunu çözmüş. Taş kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz, destekliyoruz ama bunu yaparken insan hayatını da ötelemeyelim. Daha çok kömür diye insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Amasra'da sendika olmasına rağmen bu kazaların olması, 41 kardeşimizi şehit vermemiz kabul edilebilir değil. Bunun bütün yönleriyle araştırılması, kimin sorumluluğu, ihmali varsa gereğinin yapılmasını istiyoruz. Yeni Ermenekleri, Somaları, Amasraları yaşamamak için buna ihtiyacımız var.
(EKONOMİ SERVİSİ/AA)

Öne Çıkanlar