HDP’li Başaran: AKP-MHP faşist iktidarına kaybettireceğiz

HDP’li Başaran: AKP-MHP faşist iktidarına kaybettireceğiz
Cezaevlerinin toplama kamplarına döndüğünü belirten HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Başaran, 'Saldırı ve itaat ettirme siyasetine karşı direnişimiz iktidara geri adım attıracak' dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, parti genel merkezinde güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Güne yine bir siyasi soykırım operasyonu ile uyandıklarını belirterek sözlerine başlayan Başaran, Türkiye’de uzun süredir iktidarın, yargı ve medya eliyle demokratik siyaseti, toplumsal muhalefeti bastırma yolunu tercih ettiğini söyledi.

'HDP’Yİ TASFİYE ETME SİYASETİ YÜRÜTÜLÜYOR'

Sabah saatlerinde Diyarbakır, Ağrı, Batman, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok ilde eş zamanlı olarak onlarca kişinin gözaltına alındığını belirten Başaran, "Batman’da 20’den fazla kişi gözaltında alındı. Aralarında milletvekili adaylarımız, DTK delegeleri, HDP ve DTK yöneticilerimiz de bulunmaktadır. Yine Ankara’da 17 kişi gözaltına alındı. Uzun bir süredir adına ‘gizli tanık’ ya da ‘itirafçı’ dedikleri kişiler eliyle yalan ve düzmece iftiralarla partimize ve diğer demokratik kitle örgütlerine, insan hakları savunucularına ve avukatlara yönelik yoğun bir saldırı ile karşı karşıyayız" dedi.

'PARTİMİZ FİİLİ OLARAK KAPATILMA İLE YÜZ YÜZE BIRAKILMAKTA'

İktidarın kendisini siyaset alanında var edemediği için yürüttüğü savaş ve izlediği nefret siyasetinin ülkeyi gün be gün çöküşe götürdüğünü ifade eden Başaran, "Kendini var etmenin, ayakta tutmanın bir yolu ve yöntemi olarak HDP’yi kriminalize etttiği, HDP’yi tasfiye etme siyaseti yürüttüğüne hepimiz tanıklık ediyoruz. Maalesef adına hukuki operasyonlar denilen ama esasında HDP’ye karşı siyasi soykırım operasyonu olarak yürütülen, yargının ve medyanın ortaklaşa kurdukları kumpaslarla, yaptığımız bütün çalışmalar illegalize ediliyor, terörize ediliyor. İktidar bir tarafta demokratikleşme adımları attığını ileri sürerken, yargı reformları ile ülkeyi ileriye taşıdığını iddia ederken, bir taraftan da HDP’nin yürüttüğü parti çalışmalarını, anayasaya ve kanunlara aykırı bir biçimde engellenmekte ve partimiz fiili olarak kapatılma ile yüz yüze bırakılmaktadır."

ERDOĞAN'IN DİŞİME GÖRE BİR MUHALEFET BULAMADIM' SÖZLERİNE YANIT

HDP’li Başaran, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın dün partisinin Meclis grup toplantısında sarf ettiği ‘Dişime göre bir muhalefet bulamadım’ sözleri üzerinde de durdu.

Başaran, Erdoğan’a "Oysa bizler biliyoruz ki, demokratik koşullarda HDP bu ülkenin bırakın muhalefeti, iktidar partisi olabilecek kadar toplumsal bir karşılığı olan bir partidir. Yargı, medya bütün devletin zor aygıtları ile bize saldırarak, bizleri ezme çalışmaları yürüttüklerini görüyoruz. Ama kendilerine buradan da ifade edelim; Biz demirden leblebiyiz, bütün iktidarlar bizi bu yöntemlerle ezmeye çalıştı. Tıpkı 2009 KCK operasyonları ve siyasi soykırım operasyonları gibi. Ama hiçbir iktidar bu saldırılardan sonuç olamadı. Bu iktidar da yargı eliyle bizleri çalışamaz duruma getirme siyasetinde başarılı olamayacak" sözleriyle yanıt verdi.

'YARGI REFORMU HDP’YE UYGULANMIYOR'

Sözlerinin devamında iktidarın bahsettiği 'yargı reformu'nun HDP ve muhalefete uygulanmadığı üzerinde duran Başaran, bu konuda şunları söyledi: 

"Hakkari milletvekilimiz sayın Abdullah Zeydan’ın dosyası istinaftan sonra temyize götürüldü, yerel mahkeme durumunu değerlendirdi ve tahliye kararı verildi. Ama Abdullah Zeydan daha cezaevi kapısından çıkamadan tekrar tutuklandı. Yine bir başka örnek Selma Irmak. 1 yıl 18 ay cezası temyiz edilebilir hale geldi ama mahkeme cezanın miktarı göz önünde bulundurularak tutukluluğunun devamına karar verdi. En dehşet verici örneklerden birisi İdris Baluken örneğiydi. Sayın Baluken siyaset yapmaktan, bu topluma barış yolunu açmak için çaba sarf etmekten başkan hiçbir şey yapmamıştır. Demokratik siyasetin bir neferiydi, ancak yürüttüğü bu demokratik siyaset, katıldığı demokratik eylemler suç unsuru olarak kabul edildi. Barış heyetinin içinde yaptığı bütün eylem ve etkinlikler suç kabul edilerek rehin tutuldu. Ancak kendisi de bu yargı reformuyla beraber, bazı cezalarda temyiz yolu açıldığı için dosyası temyiz edildi, tutuklu duruma getirildi. Asıl dehşet verici olan bir defa hükümlüyken, tutukluluğunun tekrar değerlendirilmesi için yapılan başvuru sonrasında 8 defa ayrı ayrı tutuklu hale getirilmesi. Bakın bugün AKP’nin yargı reformu dediği meselenin HDP’ye uygulanma biçimi bu örneklerle sabit."

15 BELEDİYE EŞBAŞKANI TUTUKLU

Kabile devletlerinde görülmeyen uygulamaların yaşandığı bir Türkiye’de yaşadıklarını ifade eden Başaran, 31 Mart seçiminde belirledikleri, 'AKP-MHP faşist iktidarına kaybettireceğiz, Kürdistan’da kazanacağız. Ama bunu hazmedemeyen, bizi sandıkla geriletemeyeceğini bilen iktidar yine kayyumlar eliyle 31 Mart’tan beri 3’ü Büyükşehir belediyemiz olmak üzere 24 belediyemize kayyum atadı. En son 3 eş başkanımız dün Mardin’de tutuklandı. Kendileri 12 gündür gözaltındaydı. Düşünün ki kayyum atanacak kadar delillin ellerinde olduğunu söyleyenler ifadeyi almak için 12 gün boyunca bekliyorlar" dedi.

Toplamda HDP’li 15 belediye eşbaşkanının tutuklandığını belirten Başaran, tutuklananların 10’unu kadın olduğuna dikkat çekti. Başaran, Bu, iktidarın Kürt düşmanlığını ve kadın düşmanlığını ne kadar yükselttiğini gösteriyor" dedi.

'CEZAEVLERİ TOPLAMA KAMPINA DÖNDÜ'

Türkiye’deki cezaevlerinin ise, 'toplama kampı'na döndüğünü dile getiren Başaran, "Gözaltına alındıktan hemen sonra saatlerce elleri kelepçeli ring araçlarıyla sevk edilen siyasetçiler, cezaevlerinde kendilerine kitaplar verilmeyerek, askeri nizamlarla ayakta sayım yapılması, yine özellikle revire çıkarmamak, doktora götürmemek en ağır hastaların cenazelerinin cezaevinden çıkmasını bekleyen bir siyaset, bir yönelimle karşı karşıyayız. Dışarıda saldırı, içeride zapturapt altına alma ve itaat ettirme. Bu yüzden bizim el ilanlarımızdaki ‘itaat etmiyoruz’ lafı, iktidar için korku ifadesidir" ifadelerini kullandı.

'KADINLAR, KÜRTLER DİRENMEYE DEVAM EDİYOR'

Saldırılar karşısında yüksek sesle "itaat etmiyoruz" diyen kadınlar ve Kürtlerin direnmeye devam ettiklerini vurgulayan Başaran, şunları ekledi: "Bu ülke uzun bir süredir hukuk devleti olmaktan çıkmış, kanun devleti bile olmadığını göstermiştir. Kanunların bile uygulanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Yargı reformları ile ifade özgürlüğünün önünü açtığını söyleyenler en ufak bir demokratik etkinliği terörize ederek saldırı geliştiriyorlar. 25 Kasım’da bütün illerde yürüyen kadınlara karşı açık ya da kapalı saldırılarla karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz."

'SES ÇIKARMAK HEPİMİZİN EN ASLİ GÖREVİ'

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, açıklamasının devamında şunları söyledi: 

"HDP’ye, toplumsal muhalefete geri adım attıracaklarını zannediyorlar. Defalarca söyledik, sadece söylemekle kalmadık, pratiğimizle alanda olarak, halkın yanında el ele vererek direnerek iktidarın bu saldırı, siyasi soykırım, itaat ettirme siyasetine boyun eğmeyeceğimizi defalarca kendilerine gösterdik. Bugün bu arkadaşlarımız gayri ahlaki bir biçimde sabah evlerine baskın yapılarak gözaltına alınmış olabilirler. Bu arkadaşlarımızın yürüttüğü siyasetin bu ülkede en doğru, geleceğin, değişim-dönüşümün, kurulmak istenen tekçi rejime karşı ayakta durma siyaseti olduğunu defalarca söyledik söylemeye devam edeceğiz. Şimdi bugün HDP’ye saldırılara karşı sessiz kalanlara sesleniyoruz.

Bugün en çok direnenler, en çok sesleri yükselenler saldırı altında. Bu saldırılara ortak cevap vermenin zamanı geldi geçiyor. Bugün HDP’ye yapılan saldırıya ses çıkarmak hepimizin en asli görevi olmalıdır. Bugün Türkiye’deki yıkım siyasetine dış siyasetteki bataklığa karşı barış siyaseti yürütmek hepimizin görevi olmalıdır. İşkenceye karşı, cezaevlerinin toplama kampına dönmesine karşı, cezaevlerinin iktidarın muhalefeti terbiye ettiği kamplara karşı çıkmak en temel görevimiz olmalıdır.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki ortak yükseltilen sesimiz tıpkı 31 Mart’ta ve daha önce farklı zeminlerde olduğu gibi bu iktidara geri adım attıracaktır. Biz daha da güçleneceğiz. İktidar bu saldırıları güçlü olduğundan değil düştüğü acizlikten yürütüyor. Çünkü HDP siyasetini demokratik yollarla tüketemeyeceğini, bitiremeyeceğini anlayınca bunu türlü kumpaslarla gerçekleştirebileceğini zannediyor ama bu konuda bir kez daha yanılacağını görüyoruz." (Mezopotamya Ajansı)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar