Ankara JİTEM Davası’nda beraat kararı

Ankara JİTEM Davası’nda beraat kararı
Ankara JİTEM Davası’nda heyet, sanıkların tamamı hakkında beraat kararı verdi. Müşteki avukatları, 'Bu bir devlet politikasıdır' diyerek tepki gösterdi.

Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında 19 kişinin zorla kaybedilip infaz edilmesine ilişkin açılan ve kamuoyunda "Ankara JİTEM Davası" olarak bilinen davanın karar duruşması, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

'İKTİDARDAN BAĞIMSIZ DEĞİL'

Kayıp yakınlarının avukatlarının savunmalarıyla devam eden duruşmada, avukatlar, "Buradaki sanıklar suç işledi. Devlet içinde çeteler vardır. Herkes biliyor. Bu siyasi iktidardan bağımsız olan bir şey değil. AKP Genel Başkanı, Mehmet Ağar ile anlaşmıştır. Yerinizde kim olursa beraat çıkacağını biliyoruz. Biz buna rağmen mücadelemize devam edeceğiz. Bu cinayetleri soruşturan avukatlar katledildi. Ama bugün ne Kürt halkı ne solcular ne devrimciler, siz avukatları katletseniz de bitmedi. Bağımsız olmadığınızı biliyoruz. Vereceğiniz kararın da adaletsiz olduğunu biliyoruz" dedi.

Avukat Sertaç Ekinci, "Israrla usule ilişkin eksiklikler giderilmeye çalışıldı. Mehmet Ağar mahkemenizde yargılandığı suçtan soruşturması devam ederken tahliye edilmiştir. Bu da devlet tarafından korunduğuna dair bir delildir. Siyasi boyutuna değinilmemiştir" diye konuştu.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇTAN MAHMUM EDİLSİNLER'

Avukat Ruşen Ali Nergiz, sadece sanık Ayhan Çarkın'ın ifadelerinin esas alınarak mütalaaya dönüştürüldüğünü belirterek, "25 sene önce işlenmiş cinayetlerden bahsediyoruz. Noktası noktasına bilmeleri mümkün değildir. Ayhan Çarkın'ın akli dengesinin yerinde olduğuna dair rapor geldi. Ama iddia makamı sanki Çarkın'ın akli dengesi yerinde değilmiş gibi gösterdi. Tüm sanıkların insanlığa karşı suçtan mahkum edilmesini, cezalandırılmasını istiyoruz" talebinde bulundu.

'YARGILAMA SÜRECİ KARARI GÖSTERMİŞTİR'

Nuray Özdoğan, devlet tarafından işlenen suçlarda uluslararası hukuk ve mevzuatları hatırlatarak, "Yine sorumluları ortaya çıkarmak devletin sorumluluklarındandır. Yargılama süreci bize nasıl bir karar vereceğinizi göstermişti zaten. Altına imza attığınız tüm evrak ve belgeler sizin de sorumlu olduğunuz gösterir. Bu cinayetlerin aydınlatılmasına dair adil bir yürütme yapmalıydınız. Deliller var olmasına rağmen yokmuş gibi açıklanırsa bu delil karartmadır" ifadelerini kullandı.

'CEZASIZLIK BİR DEVLET POLİTİKASI'

Avukat Ahmet Özmen ise cezasızlığın bir devlet politikası olduğunun altını çizerek, "Cinayet işleyen kamu görevlileri sizler tarafından korunuyor. İddia makamının söylediği 'geçen 25 yılın' toplumdaki karşılığının ne olduğunun bizler tarafından zapta geçirilmesi için söz aldım. İddia makamı tam olarak şunu söylüyor, '25 yıl geçti, biz bu süre zarfında bir şey yapmadık, bundan sonra da yapmayacağız'. Aydınlansın diye ne yaptınız? Üzerinden 25 yıl geçiren sizsiniz" şeklinde konuştu.

SALONU TERKETTİLER

Ardından sanık avukatlarının savunmasına geçildi. İddia makamının mütalaasına katıldıklarını ifade eden avukatlar, sanıkların beraatını istedi. Sanık avukatların savunması devam ettiği sırada tepki gösteren milletvekilleri ve kayıp yakınları salonu terk etti.

CEZASIZLIK KARARI

Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Ahmet Demirel'in yargılama devam ettiği sürede öldüğünden dosyasının düşmesine, devlet tarafından korunduğu iddia edilen kayıp sanık "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın dosyasının ayrılmasına, tüm sanıkların yabancı uyruklu iki kişiyi öldürme suçu bakımımdan tefrik edilmesine karar verdi.

Mahkeme, diğer suçlardan tüm sanıkların beraatına karar verdi. 

Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Nurettin Güven, Mahmut Yıldırım ve Muhsin Korman, "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" sucudan yargılanıyordu.  (MA)

Öne Çıkanlar