Cumartesi Anneleri'ne bu hafta da engel

Cumartesi Anneleri'ne bu hafta da engel
Galatasaray Meydanı etrafındaki polis ablukası 707. haftada da devam etti.

700’üncü haftadan bu yana Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapmasına izin verilmeyen Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemi de polisler tarafından engellendi.

Cumartesi Anneleri 707. hafta eylemlerini gerçekleştirmek için İHD İstanbul Şubesi'nde toplandı. Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta eyleminden itibaren devam eden polis engeli, 707'nci haftada da sürdü. 

Galatasaray Meydanı'nın basın açıklamalarına kapatılmasıyla birlikte Cumartesi Anneleri'nin oturma eylemlerine devam ettiği İnsan Hakları Derneği çevresi polis tarafından ablukaya alındı.

Cumartesi Anneleri'nin yine Galatasaray Meydanı'na yürümesine izin verilmediği 707. hafta eylemine DİSK-KESK-TMMOB-TTB yöneticileri de katıldı.

KAYIP YAKINLARI POLİSE TEPKİ GÖSTERDİ

Kayıp yakını Hanife Yıldız, polislere seslenerek, "Baskıyla bu iş çözülmez. Bu nasıl bir insanlık? Burası İnsan Hakları Derneği. Haktan hukuktan bahsediyorsanız ama burası insan hakları derneği. Burayı basıyorsunuz" dedi.

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise polislere şöyle seslendi; "Senin de anan bacın olabilir. Hakkımızı arıyoruz. Kardeşlerimiz yakınlarımızı arıyoruz. Adalet aramıyoruz adalet istiyoruz."

Cumartesi Anneleri'nin 707. haftada İHD önünde okuduğu "Hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz" başlıklı açıklaması şöyle:

Tüm dünyada, yargının ve yargıçların görevi hak ihlaline uğrayan bireylerin hakkını teslim etmektir. Türkiye’de bağımsız, tarafsız ve verimli adalet dağıtan bir yargı sistemi olmadığı için hak ihlaline uğrayanların adalet talebi karşılıksız kalmaktadır.

Haksızlığa uğrayanların hakkının teslim edilebilmesi ancak iktidarın hukuk kurallarıyla sınırlandığı durumlarda mümkündür. Türkiye bugün hukukun üstünlüğü ile bağlı olmayan iktidar ve yargı gücünün yarattığı bir hukuksuzluk felaketini yaşamaktadır. Bizim adalet talebimizin 8 haftadır polis baskısı ve şiddeti ile engellenmesi bu felaket ortamının sonucudur.

707. haftamızda hukuk ve adaletin bu topraklara ne kadar uzak olduğunu gösteren bir kaybedilme davasını hatırlatmak için buluştuk.

27 Ekim 1995 günü Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü'ne baskın yaptı. Baskın sırasında köylülere ağır şiddet uygulandı. Askerler köyden ayrılırken işkenceden ayakta duramayan 73 yaşındaki Abdulkerim ( Şemsettin) Yurtseven, köye odun toplamak için gelen 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ı gözaltına alarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburuna götürdü.

Olay Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarında şu şekilde yer aldı: "Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır. Aynı çukura gömülen köylülerin cesedi köpekler tarafından çıkarılınca, köylülerin cesetleri bu kez taburun yakınlarından geçen çaya atılmıştır." 

Tanık beyanlarına rağmen, suça iştirak edenlerin itiraflarına rağmen, olayın geçtiği TBMM Susurluk Raporu’na rağmen açılan dava 12 Kasım 1999 tarihinde delil yetersizliği gerekçesiyle kesin beraat hükmü ile sonuçlandı. Ailelerin yaptığı temyiz başvurusu Yargıtayca reddedildi ve 2 Nisan 2001 tarihinde beraat kararı onaylandı.

AİHM‘e taşınan dava 18 Aralık 2003 tarihinde sonuçlandı. AKP hükümeti AİHM’e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, tazminat ödeme yoluna gitti. (Başvuru no: 31730/96)
Abdulkerim (Şemsettin )Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın gözaltında kaybedilişlerinin 23. yılında cezasızlıkla kapatılan davalarının yeniden açılıp onların akıbetlerini açığa çıkartacak ve ceza adaletini sağlayacak bir yargılamanın başlatılmasını istiyoruz.

Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!

Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon

Öne Çıkanlar