ODTÜ'yü bölen yola 'yanlış dava' açıldı

ODTÜ'yü bölen yola 'yanlış dava' açıldı
ODTÜ kampüsünün ön bahçesi olarak nitelenecek mevcut arazi sit alanı olmasaydı da yapılan yolun güzergâhının tartışmalı alandan geçmesi teknik ve bilimsel olarak sakıncalı bir konudur.

Tahir ÇALGÜNER*


Ankara Büyükşehir Belediyesi 13 Ocak 2017’de 3 sayfalık bir Belediye Meclis kararı aldı. Bu kararda ağırlıkla ottan çiçekten bahsediliyordu. Ancak 2. sayfanın 2. paragrafının sonları bir felaketin habercisiydi. Planlama tarihinde ilk kez bir Üst Ölçekli Plan, kent içi ve kent dışı yapılaşmamış alanlar olarak, Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Melih Gökçek ile Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen arasında ikiye bölünmüştü. Bu bölünmeyle birlikte Ana Ulaşım Planı ve kent içindeki imar planları ve bunlara ilişkin açılan davalar, Ana Plan 2038'in bağlayıcılığından kurtuluyordu. Meslek odalarının açtıkları davaların ağırlıklı olarak kentsel alanlara yoğunlaşması da sadece bir rastlantıdan ibaretti! Kent dışı alanlarda ise Ana Plan 2038 devredeydi.

Başta Büyükşehir Belediyesi yasası olmak üzere bütüncül makro ölçekli plan felsefesine, şehircilik ilkelerine, hayatın akışına, önceki mahkemelerin içtihada dönüşmüş kararlarına, plan kademelenmesine, ölçek birlikteliğine, özü itibariyle planlamaya ihanet ve meslek disiplinine darbe sayılabilecek bir ahlaksız teklif, ne yazık ki taraflarca siyasi rüşvet olarak kabul görmüştü. Böylelikle işler nazım plan değişiklikleri üzerinden gidilecek ve al gülüm ver gülüm birbirleriyle davalaşarak varlık alanlarını siyaseten korumaya devam edeceklerdi.

Alper Taşdelen talimatını Dogan Yılmazkaya'ya verdi ve 116 sayılı darbe kararı böylelikle Belediye Meclisi’nden oybirliği ile geçti. Meslek odalarına iş ağırdan aldırıldı. Birkaç toplantı, konuşmacı falan derken Meclis kararına dava açma süresi kaçırıldı. Meslek odaları başkanlarının neredeyse tümünün yaşananlardan haberi vardı ve bilerek danışıklı dövüşle ne üyelerini, ne halkı bilgilendirdiler. Bilgilendiren kişilere de soruşturma açtılar, itibarsızlaştırma faaliyetine girdiler. Bir tür mobing uyguladılar.

Mızrak çuvala sığmadı. Plan, ellerinde patladı. Ankara'nın yarım ana planı meslek odalarının, diğer yarısı ise Gökçek'in olsun, planı tutmadı. Taşdelen ile Gökçek'in ise uygulamada bir elmanın iki yarısı olduğu böylelikle ortaya çıktı.

Bu planda ne yazık ki olan Ankara'ya oldu. Koskoca Başkent yine ana plansız kaldı ya da Ana Plan, Gazi üniversitesine de henüz proje parası da ödenmemişken ulaşımıyla beraber ortadan kaybedildi... Bu sürede işin peşine düşen Tahir Çalgüner ile Sedat Vural da işsiz kaldılar.
8 ay önce Ana Plan 2038 adıyla onaylanan ODTÜ yollarının kuru gürültüsünün neden şimdilerde yapıldığını anlamak ise bu yazıyı okuyanın idrakine kaldı.

ARAZİ SİT ALANI OLMASA DA YAPILAN SAKINCALIDIR

ODTÜ kampüsünün ön bahçesi olarak nitelenecek mevcut arazi sit alanı olmasaydı da yapılan yolun güzergâhının tartışmalı alandan geçmesi teknik ve bilimsel olarak sakıncalı bir konudur.

ODTÜ kampüsünü ikiye bölerek İngilizce hazırlık binasının arkasından geçecek yol, bilindiği üzere, 1. Etap yola, yani açılısı yapılan Malazgirt Bulvarı’na Vişnelik Mevkii’nden bağlanacak, sorunlu bir arter ve aynı zamanda ana yol güzergâhıdır.

Kamuoyunun gündeminden özellikle kaçırılan ikinci yolun yaklaşık 1 kilometrelik kısmı, ODTÜ arazisinden geçecek 8 kilometrelik yol güzergâhının parçasıdır. Dikmen bölgesinden başlayan, 100. Yıl mahallesinden geçerek ODTÜ’nün içine Vişnelik mevkiinden doğu-batı yönünde dalan ve Bilkent yolunu takiben Eskişehir yoluna bağlanacak bu yol önerisi 2023 Planında yok. Ancak "AUAP 2038" yani Ankara Ulaşım Ana Planı’na cayır cayır işlenecek ve "bilimsel" bir yol hüviyeti kazanacak!

Rektör, "Bu yolun ODTÜ arazisi içinden geçecek 800 metrelik kısmı ‘tünel yol’ olsun" diyor. Bu tutumuyla Rektör, ODTÜ’yü kurtaran ama Ankara’yı yeterince gözetmeyen bir tutum içinde görünüyor. Şehir Plancıları Odası ise dava sürecinde hukuki olarak büyük bir hata yapıyor.

Şehir Plancıları Odası’nın Bianet sitesine verdiği demeç aynen şöyle:

"Necati Uyar: Koruma İmar Planı’nda öncelik yol değil

ODTÜ Ormanı’nın doğal sit alanı ilanının, yol projesinin onaylanmasından sonra gerçekleştiğini hatırlatan Uyar bu nedenle eski imar planlarının geçersiz olduğunu söyledi. ODTÜ’nün başvurduğu "koruma amaçlı imar planı"nın önemini şöyle açıkladı:

‘Koruma imar planında öncelik imar planında olduğu gibi yapılaşmada değil korumada olmalı. Yollar, tünel açmak değil, alanı korumak için neler yapılacağı, hangi önemlerin alınacağı dikkate alınmalı.’

Uyar, Bayraktar’ın her iki yolun da ağaçlara ve ODTÜ’nün dokusuna zarar vermeyeceği açıklamalarıyla ilgili 100. Yıl Mahallesi tarafında devam eden yol yapım çalışmalarından örnek verdi:

‘Burada ağaçlar sökülüyor ancak uzmanlar ağaç sökümü için doğru mevsimin olmadığını söylüyor. Yapraklı ağaçların tüm yapraklarını döktükten sonra sökümünün yapılabileceği belirtiliyor ancak buradaki ağaçlar üzerlerindeki elmalarla söküldü. Bu söküm ve başka yere dikim işlemleri sadece tepkiyi azaltmak için yapılıyor.’"

Şehir Plancıları Odası yukarıdaki haberden de anlaşılacağı üzere bir "sit davası" açmış. Yani tünel yolun iptal davası değil. Böylelikle yanlış dava açarak davayı kaybeden taraf olacak. Bu davayı "yol iptal davası ve güzergâh davası" olarak açmayan ve Ankara kent bütünü özelinde gerekçelerini sıralamayan Şehir Plancıları Odası’nın konuyu sadece bir "sit–koruma davasına" indirgemesi ayıptır. İş yapmak için dava açılmaz. Açılan dava teknik açıdan yanlış açılmıştır. Yol, ileride yapılaşma çekeceği gibi sit alanı üzerinde potansiyel baskı yaratır. Gelecekte sit alanı ile oynanabileceği de tecrübelerimizden sabittir. Yolun tünel yol olup olmaması ve yüzey çıkışlarının olacağı bilindiğine göre çevresinde her an bir plan değişikliği ile AVM yapılabilir. Yani söz konusu plan şimdilik bir "yapılaşma" önermiyor demek ve davayı "Yol iptal davası" olarak açmamak bir hukuk cambazlığı ve karşı tarafla paslaşmak anlamına gelir. Özellikle Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) altında ayrılacak alanın seçimi söz konusu olduğunda, gelecekte yolun sonunda Bilkent yoluna cepheli ve ODTÜ kampüsü içinde bir AVM plan değişikliği yapılmayacağını kimse garanti edemez.

Bu noktada; Gordion AVM'nin DOP ile ayrılarak yapıldığı ve sonrasında başka plan değişikliklerine sahne olduğunu geçmişten iyi biliyoruz.

Peki, ODTÜ Rektörü ne diyor? "Ben tünel yola karşı değilim. Buyursun Gökçek gelsin" diyor. Kaldı ki; ODTÜ kampüsünün ön bahçesi olarak nitelenecek bu arazi sit alanı olmasaydı da bu yol güzergâhının alandan geçmesi teknik ve bilimsel olarak sakıncalı bir konudur.

ODTÜ 2. VE 3. YOL YOL DAVASI VE ANA PLAN KARMAŞASI

Ankara Yeni Çevre Düzeni Planı 2038'e dava açmayan meslek odaları ODTÜ ve AOÇ'de topu taca atıyorlar.

ODTÜ arazisinden geçirilmesi planlanan tek güzergâh var. Birinci etap, ODTÜ Ormanı ile 100. Yıl ve Çiğdem mahallelerinden geçerek Eskişehir Yolu ile Konya Yolu'nu, birbirine bağlaması planlanan ODTÜ Yolu projesi. Yapımı planlanan ikinci etap ise, ODTÜ arazisinden tünel olarak geçirilmesi planlanan yol.

Yapımı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan tünele dair, Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Beyazıt İlhan ve TTB'nin avukatlarından Av. Özgür Özel bu tünel projesine itiraz ettiklerini söylemişti.

DERE YATAĞI ÜZERİNE TÜNEL OLMAZ

Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ASKİ Genel Müdürlüğü Plan Proje Daire Başkanlığı'nın 19 Ocak 2012'de hazırladığı ve Genel Müdür Ahmet Hamdi Göksu'nun da imzası bulunan evraka istinaden, "Entegre Sağlık Kampüsleri binalarının yerleşimi yapılırken, mevcut atıksu yağmurları, içme suyu ve dere yataklarının (Ağıl Deresi) dikkate alınarak, proje çalışmalarınız sırasında bu hatların geçtiği güzergahların korunması gerekmektedir" maddesinin yer aldığını söyledi. "ODTÜ'nün altından yol geçirmeyi planladıkları alana dair bu bilgi belediyeden verilmemesine rağmen aynı belediye tünel yapacağız diyor" sözlerini kaydetmişti.

Dere yatağının üzerine kesinlikle tünel yapılmaması gerektiğinin altını çizen Sarıaltun, "Bu tünel ile günde 50 bin kişinin ziyaret etmesi planlanan bir hastanenin yol sorunu çözülemez. Yanlış bir proje. ODTÜ Yolu tartışmaları sürecinde bu tünel atlandı. Hatırlatmak lazım, Birkaç yıl önce aynı arazide bulunan Atatürk Hastanesinin bodrum katını su basmıştı. Dere yatağı ciddi bir tehdit" ifadelerini kullanmıştı.

ODTÜ TÜNEL İLE TALAN EDİLECEK

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu, "Tünel ile ODTÜ'nün yerleşke bütünlüğüne, ağaç varlığına zarar vermeyeceklerini iddia ediyorlar. Tünel yapımı başladığında, havalandırması ve bağlantı noktaları için ODTÜ'de yine ağaç kesimi olacak.

ODTÜ'de bulunan ağaçlara zarar vermeden bir tünel yapabilmek için 20-30 metre aşağı inmek gerekir. Bu kadar derin bir tünel için de daha çok havalandırma noktası gerekir. Bir yangın veya deprem anında tünele ulaşabilmek için de müdahale noktaları yapılır. Yani tünel yapıldığında yerin altı kadar yerin üstü de zarar görür" diye konuşmuştu.

‘İLK YOLLA ODTÜ'YÜ TALAN ETTİLER, İKİNCİ YOLLA YOK EDECEKLER’

TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, yapımı planlanan tünelin 18 Eylül'de Başbakan ve Sağlık Bakanı'nın temelini attığı Bilkent Şehir Hastanesi'ne yol imkânı sağlamak için yapıldığını söyledi. İlhan, "Temeli atılan hastane için şu an tek ulaşım Eskişehir Yolu. Yüksek Planlama Kurulu evraklarında da yazılı olduğu gibi 3566 yataklı bir sağlık kampüsü için günlük 50 bin hasta bekleniyor, yaklaşık 10 bin personelin çalışması planlanıyor. Bu yoğunluğun sadece Eskişehir Yolu ile kaldırılamayacağı ve hastane ulaşımı için yol yapılması şartı koşuluyor. İlk yolu açmak zorundalar ki, esas ODTÜ'yü boydan boya kesecek yolu açabilsinler. İlk yolla ODTÜ'yü talan ettiler, ikinci yolla yok edecekler" şeklinde konuşmuştu.

Mimarlar odası Ankara şube başkanı Tezcan Candan karakuş ise; keza aynı fikirde. O da Tünel Yola karşı.

Meslek odalarının "tünel yol" olmamasına ilişkin açtıkları dava gerekçeleri ile ODTÜ Rektörünün ‘tünel yol olsun’ söylemi, meslek odalarının görüşleri ile uyuşmuyor ve çelişkili. ODTÜ Rektörünün de 2. yol önerisine dava açmadığını düşünürsek mahkeme safhasında bu durumun Gökçek'in işine yarayacağı açık.Bu haliyle Gökçek'e altın tepsiyle yol sunulmuştur. İster tünel yapar ister yüzeyden geçirir, artık onun insafına kalmış... Açılan davalardaki koordinasyon eksikliği, bütünleşik bir "güzergah davası" açılmamasını defalarca hem ODTÜ rektörüne hem de Meslek odası başkanlarına anlatıldı, ancak sonuç alınmadı. Açılan davanın yanlışlığı, hatta dava bile açmamış asıl mülk sahiplerinin şahitlik yapamaması, imar hukuku tarihine geçecek teknik ve hukuki skandallar ile kendini göstermiştir... Bu davaların kazanılması çok zor. Konu, sadece yapım tekniğine indirgenmiştir. Bu noktada Gökçek yeni bir fiiili durum yaratarak, tünel yolun finansman seçeneğini de hesaba katarak ODTÜ'ye ölümü gösterip sıtmaya razı etme gibi bir malum seçeneği de kullanabilir.


* Şehir ve Bölge Plancısı

Öne Çıkanlar