Kılıçdaroğlu'ndan 10 maddelik 'Saray' yazısı: Kurabiyeler haramdır diye yemedim

Kılıçdaroğlu'ndan 10 maddelik 'Saray' yazısı: Kurabiyeler haramdır diye yemedim
Kemal Kılıçdaroğlu, Beştepe'ye dair bir yazı kaleme aldı. Saraya bir kez gittiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu "Kurabiyeler haramdır diye yemedim…" dedi. Kılıçdaroğlu, "Saray bugün, beşli çetelerin, ihale takipçilerinin karargâhıdır" ifadesini kullandı.

Artı Gerçek - CHP'nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne dair 'Tek bir yüzükten, saraydaki saltanata…' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Kılıçdaroğlu, T24'te yer alan yazısında, "Ben, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit gibi demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi rakiple değil, yargısıyla, askeriyesiyle, istihbaratıyla “BAAS” partisi benzeri, devletleşmiş bir yapıyla mücadele ettim" dedi.

Beştepe'deki saraya sadece bir kere, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gittiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Yoksulluğun, işsizliğin kol gezdiği Türkiye’de o lüksü, debdebeyi unutamam" diye anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Kıymetli dostlar, bu yazımda sizlere, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir bela ile karşı karşıya olduğunu 10 maddelik bir yazı ile anlatmaya çalışacağım" diye başladığı yazısında şu ifadeler yer aldı:

"Saray bugün yolsuzluğu, rüşveti kendine hak bilip, “Oğlum paraları sıfırladın mı?” diyenlerin yeridir. Bakanların yolsuzluk dosyalarını TBMM’de kapatan organdır. Rüşveti meşrulaştırmak için, yöneticilerin de hakları olduğunu savunan saray ilahiyatçıları çıktı.

Saray bugün, beşli çetelerin, ihale takipçilerinin karargâhıdır. Saray, kamu ihale yasasına tabi değildir. Kamu ihale mevzuatında da 199 kez değişiklik yaparak, istediği ihaleyi istediği kişiye, firmaya verme özgürlüğüne sahiptir. Çünkü Saray, “devletin malı deniz…” anlayışına sahiptir. (...)

Devlet saray tarafından böyle yönetilince, yönetenler de nemalanıyor… ABD Başkanı Donald Trump, Erdoğan’ı “mal varlığını araştırırım” diye tehdit etti. Erdoğan; tehdide karşı, “araştırmazsanız namertsiniz… Benim verilemeyecek hiçbir hesabım yoktur” diyemedi. Mal varlığı dolayısıyla bir devletin yöneticisine şantaj yapılıyorsa o devletin yöneticisi bir milli güvenlik sorununa dönüşür. Dolayısıyla saraydaki Erdoğan’ın malvarlığı bugün için bir milli güvenlik sorunudur.

(...)

Saray; 5’li çetelerin, hak yiyenlerin, kara para aklayan uyuşturucu baronlarının, dolarla TC vatandaşlığını satın alanların güç aldıkları bir merkeze dönünce sarayın adını “külliye” olarak değiştirmek zorunda kaldılar.

(...)

Sarayda bir gün…

Saraya bir kez gittim… 15 Temmuz darbe girişiminden 10 gün sonra, 25 Temmuz 2016 tarihinde… Bir darbe girişimi olmuş, daha şehit olanların, yaralıların sayısı tam bilinmiyor. Hayatını kaybedenlerin sayısının 400’ün üzerinde olduğu söyleniyor… Yaralıların sayısı tam belli değil, Ankara hâlâ barut kokuyor… Güvenlik önlemleri her alanda görülüyor… Erdoğan’ın daveti üzerine 25 Temmuz 2016 tarihinde saraya gittim… Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, ben, Sayın Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Sayın Fahri Kasırga ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın katılmıştı… 2 saat 40 dakika süren toplantıda darbe girişimi ve sonrası ele alındı.

Samimi söylemek gerekirse defalarca bürokrat ve siyasetçi olarak gittiğim Çankaya Köşkü'nün ağırlığı yoktu… Tarih yoktu… Çankaya Köşkü'ne girdiğinizde devletin kuruluşundaki atmosferi hissedersiniz. Sarayın bende yarattığı izlenim, bir kamu binasından çok, lüks ve ihtişamlı odaları ve yurt dışından getirildiği söylenen ve pahalı mermerlerden oluşan koridorları ile insanı rahatsız edici bir otel atmosferiydi… Erdoğan’ın bugün otururken neredeyse içinde kaybolacağı altın yaldızlı ihtişamlı koltuğu yoktu. Yoksulluğun, işsizliğin kol gezdiği Türkiye’de o lüksü, debdebeyi unutamam. Toplantı sırasında çay dışında sarayın fırınında piştiği söylenen sıcak kurabiyeler geldi… Çayımı içtim ama bu lükste bu kurabiyeler haramdır diye yemedim… Evet, yoksulluk içinde verilen bir milli kurtuluş savaşını ve o savaşın kahramanlarını düşündüğünüzde bu şatafatlı yaşam bize yakışmıyor… Ve bir daha da Sayın Bahçeli'nin sık sık gittiği saraya gitmedim ve hiçbir davete katılmadım.

YAZININ TAMAMI

Öne Çıkanlar