NBA Playofflarına hazırız

NBA Playofflarına hazırız
Playofflara nasıl gelindi? Play-in’de neler oldu? Golden State Hanedanlığı’nın sonu mu? Miami dip dalgası bu kez ne yapacak? NBA finali için tahminler…

Haluk KALAFAT


NBA’in 2023-2024 sezonunun normal sezonu tamamlandı. Yaklaşık altı aylık lig sezonunu heyecanla izledim. Saat farkı nedeniyle geceleri yaşayıp günün bir bölümünü uyuyarak geçirdim. 2022-2023 sezonunu da büyük oranda izlediğim için artık kendime NBA yarasası diyorum iki yıldır.

Gençlik yıllarımda Larry Bird ile Magic Johnson rekabeti, Kerim Abdül Cabbar hayranlığı ile başlayan NBA tutkum, yoğun çalışma hayatım nedeniyle tatlı su izleyiciliğine dönüşmüştü. 90’lı ve 2000’li yılların başlarını ana hatlarıyla takip edebilmiştim sadece. Jordan’lı yılları, Detroit Pistons’ın “Bad Boys”unu, Shaquille O’Neal’ın ligi domine edişini, Kobe Braynt’ın hırsla sarmalanmış yeteneğini, San Antonio Spurs Hanedanlığını, Allen Iverson rüzgarını, Dirk Nowitzki’nin NBA’e Avrupalı basketbolcuların değerini kanıtlamasını, Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur’un NBA başarılarını uzaktan izleyebilmiştim. Beş, altı dakikalık özetlerle yetiniyordum. NBA’in yoğun atmosferine giremiyordum. Son iki yıldır, bol bol zamanım var. Madem izliyorum, neden anlatmayayım…

Yoğun maç trafiğinin ardından

Önce takip etmeyenler için kısa bir özet vereyim. National Basketball Association’ın (NBA) 77. sezonun sonuna yani Playoff Dönemi’ne geldik. NBA sezonları normal sezon ve playoff olarak iki aşamada tamamlanıyor.

NBA, Doğu ve Batı olarak iki konferansa bölünmüş bir lig. Her konferansta 15’er takım bulunuyor. Normal sezonda takımlar kendi konferanslarında topladıkları puana göre sıralanıyorlar. İki konferans playoffunda sekiz takım kendi aralarında yedi maç üzerinden eleme usulü karşılaşıyor.

İki konferansta da normal sezonda ilk altı sırayı alanlar playoff doğrudan giriyor. Son iki takımlar ise play-in ile belirleniyor. Yedinci ve sekizinci sıradakiler kendi aralarında oynuyorlar ve kazanan playoffun yedinci takımı oluyor. Bu maçın mağlubu, dokuzuncu ve onuncu olan takımın yaptığı eleme maçında galip olanla bir maç daha yapıyor. Kazanan playoffun sekizinci takımı oluyor.

NBA dünyanın en zorlu liglerinden biri. Normal sezonda her takım 41'ini iç sahada 41'ini deplasmanda olmak üzere 82 maç yapıyor. 2023-24 sezonu 18 Ekim 2023 günü başladı ve 16 Nisan 2024 günü tamamlandı. Takımlar ortalama iki günde bir maç yapıyor, deplasman turuna çıktıklarında gün aşrı yolculuk yaparak art arda maçlar yapıyorlar. Bu nedenle NBA takımları sezon öncesi kamp dönemi hariç antrenman yapmıyor. Bu yoğun maç trafiğinde sakatlıklar takımların kaderleri için genellikle belirleyici oluyor.

NBA yönetimi ligden düşme uygulaması olmayan ligin heyecan dozunu artırmak için yenilikler peşinde olan bir organizasyon. Play-in uygulaması bu amaçla 2020-2021 sezonunda başlatılmıştı. Amaç playoffa katılma heyecanının, normal sezonun son anlarına kadar devam etmesiydi ki, bunda oldukça başarılı oldular. Bu yıl sezon ortasında durağan ritme giren lige, heyecan katmak için sezon içi turnuvası uygulaması başlatıldı. Sezonun ortasına bir kupa daha konulmuş oldu. Bu turnuva neredeyse play-in kadar heyecan getirdiyse de yapılan maç sayısını arttırdı.

Sonuçta NBA, geçtiğimiz yıl kırdığı normal sezonda biletli seyirci rekorunu, bu yıl daha da geliştirerek 22 milyon 538 bine ulaştırdı. Geçtiğimiz yıl biletli seyirci sayısı 22 milyon 500 bin olarak açıklanmıştı. Canlı yayın gelirleri de her yıl artıyor. Uzun lafın kısası, NBA Larry Bird’e karşı Magic Johnson ya da Michael Jordan dönemi popülaritesini yeniden yakalamış görünüyor.

Şimdi hızla değişen NBA’in hikayesini playofflar sonrasına bırakalım ve bu yılın şampiyonunu belirleyecek dönemi anlatmaya başlayalım.

Dramatik bir play-in

Doğu Konferansı’nda yedinci olan Philadelphia 76ers ile sekizinci Miami Heat ve dokuzuncu olan Chicago Bulls ile onuncu olan Atlanta Hawks 17 Nisan’da karşılaştı.

Batı Konferansı’nda ise yedinci Los Angeles Lakers ile sekizinci New Orleans Pelicans ve dokuzuncu olan Sacremanto Kings ile onuncu olan Golden State Warriors playofflara kalmak için 18 Nisan günü sahaya çıktı.

Atlanta ve Golden State ilk maçlar sonucu playofflara veda etti. Normal sezonda Batı’daki mücadele Doğu’ya nazaran çok daha çetin olmuştu. Atlanta, Doğu’da 36 galibiyet 46 mağlubiyetle onuncu sıradayken, Golden State Batı’da 46 galibiyet 36 mağlubiyetle onuncu sırada yer almıştı. Golden State’in playofflara doğrudan katılan Phoenix Suns’tan sadece üç galibiyet geride olduğunu belirteyim. Kısacası Batı Konferansı’nda işler çok karışıktı ve zordu.

Atlanta’nın yıldızı Trae Young’ın sezon ortasında sol elinden ameliyat olmasına neden olan sakatlığı ile başlayan krizden kurtulup play-in’e girebilmesi bile başarıydı. Açıkçası ilk maçtan elenmeleri çok şaşırtıcı olmadı. Jordan döneminin çok ama çok uzağında olan Chicago Bulls’tan 15 sayı fark yediler.

Golden State Hanedanlığının sonu mu?

Asıl dramatik olan Golden State’in vedası oldu. NBA’in yapısı bir takımın sürekli “çok güçlü” olmasını engellemeye yönelik mekanizmalarla dolu. Rekabetçi bir lig oluşturmak üzerine kurulu bu sistemde iddiasını sezonlar boyunca sürdürebilen takımlara “dynasty” yani “hanedanlık” adı veriliyor. Bunun en bilinen örneği Jordan dönemi Bulls Hanedanlığı. 1991 ile 1998 yılları arasında toplam altı şampiyonluk kazanan Bulls, 1991, 1992 ve 1993’te arka arkaya üç kez şampiyon olmuştu. Jordan’ın ilk emekliliğini açıklayıp iki yıl basketbolu bırakması nedeniyle playoff yapmalarına rağmen 1994 ve 1995’te ikinci turda elenmişlerdi. Jordan’ın emeklilik kararından dönmesi sonrası 1996, 1997 ve 1998’de yeniden şampiyon oldular. Üç kez arka arkaya şampiyon olmak NBA jargonunda “three-peat” olarak adlandırılıyor.

Bir takımın “three-peat” yapması hanedan olarak adlandırılmasına yetmiyor. Takım kültürünün belirleyiciliği, ligi belli bir süre domine edebilmesi ve yıldız oyuncuları gibi faktörler de önemli. Golden State, NBA’in modern zamanlardaki “hanedanıydı”. Stephen Curry, Clay Thompson ve Draymond Green sacayağı üzerine kurulan bu hanedanlık, 2014, 2016 ve 2017 şampiyonluğundan sonra artık bittiler denildiği anda 2021 şampiyonluğunu kazandı. Golden State “three-peat” yapamadı ancak 2015’te fire verdikleri sezonda NBA’in normal sezonda en çok galibiyet alan takım unvanını önceki hanedanlığın sahibi Bulls’tan 73 galibiyetle aldı. Bulls’un rekoru 72 galibiyetti. Fire verdikleri sezon finallerde talihsiz bir yedinci maç ile şampiyonluğu, Lebron James’li Cleveland Cavaliers’a kaybettiler.

Golden State’in başarısında modern dönemin en iyi oyuncularından biri kabul edilen Kevin Durant’i 2016’da kadrosuna katması büyük etkendi. İlk beşi Stephen Curry, Klay Thompson, Draymond Green, Kevin Durant ve Andre Iguodala’dan oluşan o kadro, NBA’in gelmiş geçmiş en iyi kadrosu olarak nitelendirilir.

NBA’in gelmiş geçmiş en iyi şutörü olarak gördüğüm Curry, lige 2009’da katıldı. En iyi şutörler sıralamasında ilk onda sayabileceğim Thompson 2011’de ve en iyi savunmacılardan ve top yönlendiricilerden biri olan Draymond Green 2012’de draft edildiler. Artık 35-36 yaşlarını süren bu üçlü, kariyerlerinin sonlarına geldi. Ancak “artık bittiler” denilen 2021’de, efsanevi bir playoff başarısı gösterip şampiyon olmuşlardı. Bu şampiyonlukta Curry’nin rolü çok büyüktü.

Curry gibi bir oyuncunun varlığı, Golden State’i her zaman tehlikeli bir takım yapıyor. Bu sezon, Brandin Podziemski gibi bir yeteneği, Trayce Jackson-Davis gibi modern basketbola uygun bir uzunu draft eden ve bu iki çaylağı ilk yıllarında takıma monte eden ve 2021 draftı Jonathan Kuminga’nın artık bir NBA oyuncusu haline gelmesiyle Golden State bir sürpriz yapabilir umudu vardı. Ancak Curry’nin sakatlığı, Klay’in ağır sakatlıklardan sonra eski haline bir türlü gelememesi ve Draymond Green’in saha içinde ve dışında çıkarttığı olaylar nedeniyle takımın ancak play-in’e kalabilmesi ve ilk maçta elenmesi, hanedanlığın bu kez gerçekten sonuna geldiğimizi ilan etti.

Golden State yönetimi Curry etrafında yeni bir kadro kuracak mı, onu önümüzdeki sezon göreceğiz. Çünkü bu yıl oynadığı basketbol, Curry için yolun sonuna gelmediği izlenimi doğurdu.

Miami’nin dip dalgası

Doğu Konferansı’nın play-in’inde Philadelphia 76ers, önceki sezon play-in’den gelip NBA finaline çıkarak eşine az rastlanır bir başarı gösteren Miami Heat’i bir sayı farkla geçip Doğu Playoff’unda yedinci sırayı kaptı.

Miami Heat, NBA’in en saygı duyulası takımı olabilir. Kulübün kendine has bir kültürü var. Lebron James dönemi sonrası Miami Heat, başka bir takım haline geldi. Lebron James’i ve Chris Bosh’u takımın yıldızı Dwyane Wade’in yanına transfer eden Miami, 2010 ile 2014 yılları arasında “The Big Three” dönemini yaşamıştı. Bugün Lakers’ta forma giyen Lebron artık 39 yaşında. Şampiyonluk yaşamak için kendi draft sınıfının en iyi iki oyuncusuyla aynı takıma katılmıştı. NBA tarihinde “ya nefret edersin ya çok seversin” denilen oyuncusuna dönüşmesine neden olan bu kararı, ona dört sezon oynadığı Miami’de iki şampiyonluk getirdi. Altı yıllık kontratına rağmen Lebron’un dördüncü yılın sonunda ayrılmasının ardından Miami, farklı bir görünüme kavuştu. Baş antrenörü Erik Spoelstra’nın yönetiminde draft edilmemiş oyunculardan yıldız üreten bir kulüp haline geldi.

Aslına bakılırsa Miami’nin başka çaresi yoktu. 2000’li yılların başından itibaren Alonzo Mourning, Tim Hardaway, Lamar Odom, Shaquille O’Neal, Lebron James ve Chris Bosh gibi yıldız oyuncuları takıma katarak başarı arayan, bu uğurda NBA’in belirlediği toplam maaş sınırını zorlayan Miami, elindeki draft haklarını takaslarda çarçur etmişti. Böylece kontrat bedelleri yüksek olmayan işlenilecek oyuncuları ya da draft listesine giremeyen gözden kaçmış yetenekleri takıma kazandırma yoluna gittiler. Duncan Robinson, Haywood Highsmith, Gabe Vincent, Max Strus, Caleb Martin son yıllarda Miami’nin NBA yetenek avcılarının gözünden kaçmış ama Miami’nin yakaladığı yetenekler.

Miami artık yıldızlarının itici gücünden çok takımın toplam zekası ve koordinasyonuyla özellikle playoff maçlarında tam konsantrasyonla mücadele eden sert bir NBA takımı. Hiçbir takım playoff maçında Miami ile oynamayı tercih etmez. Lakin 18 Nisan günü Philadelphia 76ers’a son anda kaybettiler.

Şimdi önlerinde Bulls vardı ve 20 Nisan günü Türkiye saatiyle 02.00’de maça fırtına gibi başladılar. İlk çeyrekte Bulls’u ikiye katladılar: 34 – 17. Üstelik 76ers maçında sakatlanan Jimmy Butler’dan yoksun kadrosuyla çıktılar sahaya. Bir Miami klasiği olarak bu yıl draft ettikleri çaylak Jaime Jaquez Jr.’ı oyun kurucu olarak kullandılar. Bulls ikinci çeyrekte biraz toparlansa da özellikle bir önceki maçta 42 sayıyla kariyer rekoru kıran Coby White’ın felaket oyunuyla çok varlık gösteremedi.

Böylece Miami geçen sezonda olduğu gibi playofflar’a bir kez daha sekizinci sıradan girmiş oldu.

Play-in’in son maçı Sacremanto Kings ile New Orleans Pelicans arasında oynandı. Kings maça nispeten iyi başlayan taraftı. Pelicans, Lakers maçını yıldızı Zion Williamson son çeyrekte sakatlandığı için kaybetmişti. Zion’ın sakatlığı nedeniyle bir süre sahaya çıkamayacak. Onun yokluğunda Pelicans, iyi bir maç çıkarttı. Kings yedeklerinden sayı katkısı alamazken, Pelicans asların dinlendiği dakikalarda farkı açtı ve devre arasına dokuz sayı farkla girdi. İkinci yarıda farkı koruyarak playoff biletini aldı.

En alttakiler ile en üsttekiler

Artık playofflar başlıyor. Miami geçen sezon Doğu Konferansı finalinde karşılaştığı Boston Celtics ile karşılaşacak. 2024 sezonunun en güçlü takımı olarak görünen Celtics karşısında yine dipten gelip bir mucizeye imza atabilecekler mi göreceğiz.

76ers ise New York Knicks’in karşısına çıkacak. 76ers’ın yıldısı Joel Embiid, sakatlıktan yeni döndü ve play-in maçında sağlığı çok iyi görünmüyordu. New York eski rekabetçi günlerine hızla koşan yeni bir takım. Bu eşleşme çok bilinmeyenli bir denklem şu an.

Batı Konferansı’ndan play-inden yedinci olarak gelen Lakers ise konferans normal sezonunu genç kadrosuyla lider olarak tamamlayan Oklahoma City Thunder ile oynayacak. Onları da zorlu bir maç bekliyor. Çünkü Lebron artık 39 yaşında ve nispeten yaşlı bir takım Lakers.

Pelicans’ın rakibi ise geçen yılın şampiyonu, NBA’in şu an açık ara en iyi basketbolcusu Nicola Jokic’i kadrosunda bulunduran Denver Nuggets olacak.

Boston Celtics ve Denver Nuggets ile karşılaşacak takımların işi oldukça zor; zira bence NBA finalini bu iki takım oynayacak.

Öne Çıkanlar