AB Bakanı'na göre Türkiye yabancı gazeteciler için güvenliymiş!

AB Bakanı'na göre Türkiye yabancı gazeteciler için güvenliymiş!
Avrupa Konseyi'nde özgürlük savunuculuğu yaparken böyle diyor Ömer Çelik. Peki gerçek öyle mi?

HABER MERKEZİ- Die Welt'in muhabiri Deniz Yücel halen tutukluyken ve Fransız gazeteci bugün sınır dışı edilirken AB Bakanı Ömer Çelik, Strasbourg'da "Türkiye yabancı gazeteciler için güvenli bir ülke" dedi, hem de bunu 'net bir şekilde' söylediğini vurguladı.

AB Bakanı Ömer Çelik bugün Strasbourg'da Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland ile görüştü. Ardından da açıklama yaptı:

"Türkiye Averupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne bağlıdır, tahahhütlerin dışına çıkmamıştır. OHAL'i ilan ederken bile bunu tahahhütlerle bağlı kalarak yapmıştır. Sonraki süreçte güvenlik ve özgürlük dengesine dikkat ederek bunu gerçekleştirmeye çalışmıştır. İşbirliğine devam edeceğiz" dedi. 

'YABANCI GAZETECİLER İÇİN GÜVENLİ BİR ÜLKEYİZ '

"Yabancı gaztecilerin Türkiye'ye gelmesi, çalışması hala güvenli mi?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Net bir şekilde söylüyorum, Türkiye tabi ki yabancı gazeteciler için güvenli bir ülkedir. Gazetecilik faaliyeti için Türkiye'de bulunmak isteyenler için Türkiye güvenli bir ülkedir. Basın hürriyeti çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilirler. Gerçek gezeteciler için tabi ki güvenli bir ülkedir. Gazetecilik şapkası altında gelip terör örgütüyle çalışanlar için gerekli tedbirler alınmaktadır. Terör faaliyetlerine, teröristlerin yaptıkları toplantılara katılanları gerçek gazetecilerin faaliyetleriyle karıştırmamak lazım" dedi. 

PEKİ DURUM ÖYLE Mİ?

Bakan Çelik, hala tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel ve bugün sınırdışı edilecek olan Fransız gazeteci Mathias Depardon'u unutmuş olmalı. Nisan ayında İtalya ile ilişkilerin gerilmesine neden olan gazeteci Gabriele Del Grande'yi de unutmuş anlaşılan. Grande 14 gün gözaltında tutulmuş, açlık grevi yapmıştı. 14 gün sonra da sınırdışı edilmişti.

Ocak ayında ise ABD merkezli New York Times gazetesinin muhabiri Rod Nordland'ın Türkiye'ye girişine izin verilmemişti.

Sadece onlar mı? Türkiye'nin yabancı gazeteciler için de ne kadar 'güvenli' olduğunu son bir yıldaki bir kaç örnekle aktaralım:

Kasım ayında Gaziantep'te fransız uyruklu gazeteci Olivier Roger Jean Bertrand gözaltına alınmış ve sınır dışı edilmişti.

2016 Nisan'ında Guardian, Al Jazeera, Foreign Affairs gibi uluslararası yayınlara haber geçen serbest gazeteci David Lepeska Türkiye'ye alınmamıştı. 

Daha önce de erişimi engellenen Rus haber ajansı Sputnik'in Türkiye genel müdürü Tural Kerimov'un ülkeye girişine izin verilmemişti.

Alman kamu televizyonu ARD'nin Ortadoğu temsilcisi Volker Schwenc'in de ülkeye girişi yasaklanmıştı.

Yunan fotomuhabiri Giorgos Moutafis de sınırdışı edilen gazetecilerden.

Der Spiegel'in İstanbul muhabiri Hasnain Kazım'ın akreditasyonu uzatılmamış Spiegel muhabirini çekmek zorunda kalmıştı.

Aftenposten gazetesinin istanbul bürosunu açan gazeteci Silje Ronning Kampesaeter de kalıcı basın akreditasyonu alamamamıştı.

Türkiye kökenli Hollandalı köşe yazarı Ebru Umar da gözaltına alınmış, çifte vatandaş olduğu için ülkeden çıkış yasağı getirilmişti.

İsveç’te yayın yapan bir televizyon kanalına çalışan L.N.B ve R.A.S. adlı iki gazeteci Diyarbakır'da gözaltına alınmıştı.

Wall Street Journal (WSJ) Gazetesi'nin Türkiye temsilci ABD’li gazeteci Dion Nissenbaum, İstanbul’da ailesiyle kaldığı evde polis tarafından gözaltına alımıştı. Üç gün ailesiyle görüştürülmeyen Nissenbaum serbest bırakıldıktan sonra ülkesine dönmüştü.

Van'da yaşayan Finlandiyalı yazar Taina Niemelä'nın 'ajanlık faaliyetinde bulunduğu' gerekçesiyle sınır dışı edilmişti.

Demek ki bakana göre bunlar 'gerçek gazeteci değil'. Tıpkı şu anda cezaevinde olan 160'a yakın gazeteci gibi..

Öne Çıkanlar