Çetinkaya'nın 'rezerv kutusu' piyasayı tatmin etmedi

Çetinkaya'nın 'rezerv kutusu' piyasayı tatmin etmedi
TCMB Başkanı Çetinkaya, rezervlerdeki azalmayla ilgili piyasada oluşan soruları raporda bir kutu çalışmasıyla anlattıklarını söyledi, ancak kutu tatmin edici bulunmadı.

ARTI GERÇEK - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, Financial Times'ta Merkez Bankası'nın rezervleriyle ilgili yayınlanan haberin ardından büyük tartışma konusu olan rezervler hakkında bir bilgilendirme ihtiyacının farkında olduklarını belirterek, "Rezervlerimizde son aylarda hiçbir parametrede bozulma yok" dedi.

Hatırlanacağı üzere mart ayının son haftasında Financial Times gazetesinde yayınlanan bir yazı ile birlikte TCMB’nin net rezervleri tartışma konusu haline geldi. Söz konusu makalede Merkez Bankası'nın net rezervlerinin açıklananın aksine 28,1 milyar dolar olmadığı iddia edilmişti. 25 Mart’tan itibaren net rezervlerin swap işlemleri nedeniyle yüksek gösterildiği, bu işlemlerin göz aradı edilmesi durumunda net rezervlerin 16 milyar dolar düzeyinde olduğu vurgulanmıştı.

Merkez Bankası'nın net uluslararası rezervlerindeki azalışın, analistlerin kamuya açık verilerle yaptığı hesaplarla tutmadığı öne sürülmüş, rezervlerde artış bekleyen ekonomistler ve analistler Merkez Bankası'nın konuya açıklık getirmesi gerektiğini vurgulamıştı. Uzmanlar, Merkez Bankası'nın net rezervlerinde geçen haftaki kısıtlı artışın ise ‘rezervin artmasını engelleyen başka bir işlem olduğu görüşüne’ yol açtığını savunmuştu.

Bugün yılın ikinci enflasyon raporuyla ilgili sunumunun ardından soruları cevaplandıran Çetinkaya, rezervlerdeki azalmaya ilişkin piyasada oluşan sorulara yönelik, "Enflasyon raporunun içinde bir kutu çalışmamız bulunuyor. Rapordaki kutu çalışmamızda bu konularda bilgilendirmeyi detaylı bir şekilde yapmaya çalıştık" dedi.

Çetinkaya, herkesin en çok merak ettiği net rezervler ve swaplar meselesi ve aynı zamanda swapların muhasebeleştirilmesi konusundaki sorulara, "Enflasyon Raporu’nda bun konuyu bir kutu içinde açıkladık" demekle yetinmiş, herhangi bir ayrıntı vermemişti. O sırada bu rapor katılımcıların elinde olmadığı için de teknik sorular sorulamamıştı. Toplantı bittikten kısa süre sonra Merkez Bankası raporu, dolayısıyla da kutuyu kendi sitesine yerleştirdi.

KUTUDA DEĞERLENDİRMEYE ÇALIŞTIK

Çetinkaya’nın bahsettiği rezervlere ilişkin kutularla ilgili değerlendirmeleri özetle şöyle: 

"Rezerv gelişmelerini etkileyen birçok etken var. Bunları rapor içindeki kutuda da detaylandırmaya çalıştık. Örneğin bankaların döviz likiditesi, teminat depo işlemlerimiz, döviz karşılığı TL swap işlemlerimiz, rezerv opsiyon mekanizmaları karşısında bizim dönem dönem attığımız adımlar, tüm bunlar rezervlere etki eden alt bileşenler. Bunların dışında enerji ithalatçısı şirketlere satışlar, hazinenin dış borç ödemeleri gibi alt kalemler de var.

'NET REZERVE DEĞİL BRÜT REZERVE BAKIN'

Rezerv rakamlarında gözlenen dalgalanma. Biliyorsunuz sıradışı değil, bunlar dönemsel dalgalanmalar ve her iki yönde gerçekleşebiliyor. Ülkemiz gibi dolarizasyonun yüksek olduğu ülkelerde rezerv tartışmalarının uluslararası brüt rezervler üzerinden yapılması en uygun yöntem. Dalgalı kur rejimindeyiz. Biz diper MB’ler gibi rezervle ilgili iletişimimizi hep brüt rezerv üzerinden gerçekleştirdik. Çünkü net rezerv konusu üzerinde mutabık kalınmış bir yöntem yok. Analizler bakış açılarının farklılığını yansıtıyor.

Ülkenin döviz yeterliliği konusunda farklı metrikler var. Rezervlerimizde, son aylarda hiçbir parametrede bozulma yok. Rezervlere bakarken trende ve orta vadeye bakmak daha sağlıklı olacaktır. Dalgalı kur rejimindeyiz. Biz diper MB’ler gibi rezervle ilgili iletişimimizi hep brüt rezerv üzerinden gerçekleştirdik. Çünkü net rezerv konusu üzerinde mutabık kalınmış bir yöntem yok.

Rezerv verilerini daha kompakt bir şekilde paylaşılmaya ihtiyaç olduğunu görüyoruz, bunu da yapmaya çalışacağız. Bazen verilerin zamanları ve içeriğiyle ilgili toplam resmi görememe gibi bir durum olabiliyor. Bunların sonucunda biz eğer daha fazla bilgi ihtiyacı varsa bunu karşılarız.

SWAP DÖNEMSEL OLARAK ORTAYA ÇIKAN BİR ARAÇ

Swap’tan söz edecek olursak, dönem dönem bazı araçlar daha fazla öne çıkabiliyor. Yüzde 10’lardan yüzde 40’lara işlem limitinin artırılması piyasada gördüğümüz anomali karşısında piyasanın etkinliği için atılmış bir adımdır ve o sonuçlarını gördük. Birkaç gün içinde piyasalarda bir normalleşme yaşandı.

Biz ihtiyaca göre farklı araçları devreye alabiliyoruz, amacımız piyasanın etkin bir şekilde çalışması, fiyat anomalilerinin oluşması, bankaların etkin çalışabilmesi. Fakat kullanım oranları ve talep farklı olabilir."

MERKEZ BANKASI SORU İŞARETLERİNİ ORTADAN KALDIRAMADI

Prof. Dr. Yançin Karatepe, kutuda yer alan bilgilendirmelerle ilgili Euronews'ta kaleme aldığı makalede şu değerlendirmelere yer verdi:

"Enflasyon raporunun 80. sayfasında yer alan "5.2" numaralı "Kutu"da bankanın uluslararası rezervlerine ilişkin açıklama yer alıyor.

Söz konusu kutuda uluslararası rezervler "para otoritelerinin kullanımına açık ve kontrol edebildiği altın ve yabancı para karşılığı olan varlıklar" şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama swap işlemleri yoluyla elde edilen döviz tutarlarının da banka tarafından rezerv hesaplarında dikkate alındığını göstermektedir. Diğer bir ifade ile banka net rezervlere ilişkin bir açıklama yapmaz iken, swap işlemleri üzerinden elde ettiği dövizlerin kendi "kullanımına açık" olduğunu ifade etmiştir. Oysa biz biliyoruz ki bu işlemlerden dolayı bankanın temin etmiş olduğu döviz banka açısından bir varlık değil, zamanı geldiğinde ödemek zorunda olduğu bir yükümlülüktür. Bu nedenle, her ne kadar merkez bankası elinde bulundurduğu dönemde bu döviz üzerinde bir tasarrufta bulunma imkanına sahip olsa dahi, swap işlemlerinin vadesi dolduğunda bunları iade etmek zorunda kalacağı için banka tarafından bir yükümlülük olarak değerlendirilmelidir. Bankanın yapmış olduğu "uluslararası muhasebe standartlarına uygun olarak swap işlemleri muhasebeleştirilmektedir" şeklindeki açıklama rezervler hakkında oluşan soru işaretlerine tatmin edici bir yanıt olmamaktadır.

Söz konusu kutuda yer alan "Bankaların Merkez Bankası bünyesinde tuttukları yabancı para kaynakları olası yabancı para ödemeleri(dış yükümlülükleri yerine getirme, mevduat çekişlerini karşılama vb.) için kullanmaları durumunda bile söz konusu kullanım dış finansman ihtiyacını da azaltacak olması bakımından bankaların merkez bankasında tuttukları kaynaklar da dahil olmak üzere brüt rezervlerin tamamı rezerv ölçüm göstergelerinde esas alınmaktadır" ifadesi de sorunludur. Çünkü bu ifade içinde yer alan "mevduat çekişi" bir dış borç ödemesi işlemi olarak kabul edilemez. Mevduat sahipleri herhangi bir gerekçe ile örneğin sisteme olan inançlarının azalması gibi, döviz hesaplarından mevduatlarını çekebilirler. Bu şekilde mevduat çekilmesi hiçbir şekilde dış borç ödemesinde bir azalmaya yola açmayacak ancak Merkez bankasının tanımladığı "brüt rezerv" miktarında bir azalmaya yol açacaktır. Dolayısıyla brüt rezervler azalırken dış borç miktarı azalmayacağı için Merkez Bankasının rezervlerinin dış borcu karşılama gücü de azalmış olacaktır.

Merkez Bankası rezervlerinin dış borç ödemeleri konusunda yetersiz kalabileceği endişelerine yönelik yaptıkları açıklama da sorunludur. Banka "Rezerv ölçümüne ilişkin bir diğer önemli husus da ülkenin bir bütün olarak dış yükümlülükleri karşısında bulundurulan rezerv varlıkların hesaplanmasını değerlendirirken yalnızca resmi rezervleri değil, bankacılık sistemi ve firmalar kesiminin yabancı varlıklarının da göz önünde bulundurulması gerektiğidir" diyor. Bu açıklamanın meali, evet bizdeki rezerv yeterli olmayabilir ancak ülkede dolarizasyon o kadar yüksek ki dış borç ödemesi için ihtiyaç duyulan döviz bankacılık sisteminden ve vatandaşlardan temin edilebilirdir. Zaten sorunda burada değil mi? Eğer dış borç ödemesi için ihtiyaç duyulan dövizin teminatı vatandaşın sahip olduğu para ise ve ihtiyaç duyulan döviz bankacılık sisteminden "satın alınarak" karşılanacak ise kurların seviyesi ne olur?

Merkez Bankası verilerine göre şubat ayı sonu itibariyle bir yıl içerisinde ödenmek zorunda olan dış borç 118,3 milyar dolar. Buna önümüzdeki bir yıl içinde oluşacak cari açık da eklenince ülkenin ödemek zorunda kalacağı tutarın 140 milyar dolar civarında olduğu ortaya çıkar. Şimdi Merkez bankası, sorun yok çünkü vatandaşta döviz var diyerek bu borç ödemesini gerçekleştirecek olanlara "bizim rezervlerimizi boş verin" bunu piyasadan temin edin" diyor. O zaman tekrar soralım; vatandaşın TL’ye güvenmediği için ağırlıklı olarak döviz tevdiat hesaplarında tuttuğu tasarruflarını bozdurması için kurların hangi seviyeye gelmesi gerekir? Ya da bu açıklama vatandaşta "zaten MB yeter miktarda rezerv yokmuş dolayısıyla kurlar daha da fazla aratacak" beklentisi yaratıp DTH’ların artmasına yol açarsa durum ne olur?

Sonuç olarak; Merkez Bankasının rezervleri konusunda tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır. Banka bu konudaki soru işaretlerini ortadan kaldıramamıştır."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar