Eski SPK Başkanı uyardı: Tedbiri abartmayın

Eski SPK Başkanı uyardı: Tedbiri abartmayın
Prof. Cansızlar, TCMB'nin tedbirleriyle yatırımcının TL borcunu kapatmak için dövizi zararına bozdurduğunu belirtti, 'Yabancı yatırımcının güvenini azaltmayın' dedi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanı ve Atılım Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Cansızlar, "Önümüzdeki dört yıl gibi seçim olmayacak bir dönemin olması, aslında bir şans ve çok iyi değerlendirilecek bir dönemdir. Üretimin ithalata ve dış finansmana bağımlılığının azaltılması, ekonomiye güvenin tekrar sağlanması ve enflasyonun azaltılması kritik önem arz etmektedir" açıklamasında bulundu.

Cansızlar, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin döviz kurlarının ve faizlerin artmasına, borsa endeksinin düşmesine neden olduğunu belirten Cansızlar, geçen hafta uluslararası bir yatırım bankasının yayınladığı raporu anımsattı. Cansızlar, bu raporda, Türk Lirası'nın seçimlerden sonra değer kaybedeceğini bu nedenle dövize geçilmesinin tavsiye edildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:

"Bunun üzerine Londra merkezli para piyasalarında bir hareketlilik yaşanmış ve Türk Lirası'ndan dövize geçiş hızla artmaya başlamış. Türk Lirası'nın sınırlı miktarda olduğu bu piyasada SWAP (takas) faizi hızla artarak önce gecelik yüzde 200'lere akabinde de yüzde 1200 seviyelere kadar çıkmıştır. Dolar/Türk Lirası artmıştır. Bu gelişmeler üzerine Merkez Bankası gerekli önlemleri zamanında alarak bu spekülatif atağı engellemiş ve ilk etapta Dolar/Türk Lirası kur seviyesi gerilemiştir. Daha sonra ise kurlarda yukarı ve aşağı yönde hareketlerin devam ettiği gözlenmektedir. Bu arada döviz kurunun düşmesini fırsat bilen yerli yatırımcılar da döviz almaya devam etmektedirler."

YABANCI YATIRIMCILAR ZARAR ETMİŞLERDİR

Cansızlar, Merkez Bankası'nın tedbirleri üzerine yatırımcıların TL borçlarını kapatmak için dövizi zararına bozdurduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Merkez Bankası'nın beklenmedik şekilde aldığı sert tedbirler sonucu açığa satış için daha önce ödünç olarak aldıkları TL pozisyonlarını kapatmada yüksek maliyet nedeniyle zorlanan yatırımcılar bu kez hem Türkiye'de sahip oldukları tahvilleri ve hisse senetlerini hem de ellerindeki dövizi zararına satmak suretiyle TL pozisyonlarını kapatmaya çalışmışlardır. Bunun sonucunda hem döviz kuru hem de SWAP faizleri düşmeye başlamıştır. Yapılan tüm bu işlemler sonucunda Londra'da işlem yapan yabancı yatırımcılar zarar etmişlerdir."

TÜRKİYE'NİN DIŞ FİNANSMANA İHTİYACI VARDIR

Alınan tedbirler sonucunda spekülatif atağın etkisiz hale getirildiğini ve döviz kurunun normal seviyelere gerilediğini vurgulayan Cansızlar, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:

"Ancak unutmayalım ki, ülkemizin dış finansmana ihtiyacı vardır. İhtiyacımız olan dövizleri de ülkemize yabancı yatırımcılar getirmektedirler. Bu bakımdan alınan tedbirleri çok abartmamak ve yabancı yatırımcıların güvenini azaltmamak gerekir. Bu arada yerli yatırımcıların döviz alımları nedeniyle döviz kurları seçim öncesinde yeniden yukarı yönlü hareketlenmeye başlamıştır. Son verilere göre bankalardaki toplam mevduatın yarısının yabancı para döviz olduğu ve yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı toplamının da giderek arttığı ve 180 milyar dolara ulaştığı gerçeğini de unutmamak gerekir."

İYİ DEĞERLENDİRİLECEK BİR DÖNEM

Cansızlar, seçim öncesi piyasalarda aşırı dalgalanmaların önüne geçilmek amacıyla alınan önlemler sonucu gerek mal gerekse finansal piyasalardaki iyileşmelerin geçici olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Cansızlar, şunları kaydetti:

"Ekonomideki durgunluk, işsizliğin giderek artıyor olması, bir yıl içinde kısa vadeli ve cari açık olarak yaklaşık 200 milyar dolar dış kaynağa olan ihtiyaç gibi konular dikkate alındığında kalıcı yapısal önlemlerin alınması zorunluluk arz etmektedir. Seçim sonrasında açıklanacağı yetkililerce belirtilen tarımdan sanayiye her alanda hazırlanmış yapısal reform paketinin uygulanacağına yönelik güçlü bir irade ortaya konulması oldukça önemlidir. Önümüzdeki dört yıl gibi seçim olmayacak bir dönemin olması aslında bir şans ve çok iyi değerlendirilecek bir dönemdir. Üretimin ithalata ve dış finansmana bağımlılığının azaltılması, ekonomiye güvenin tekrar sağlanması ve enflasyonun azaltılması kritik önem arz etmektedir. Seçim sonrası piyasalarda döviz ve faizlerde düşük dozda da olsa dalgalanmalar yaşanabilir; ancak sözü edilen köklü yapısal reformların açıklanması ve uygulanmasına kararlılıkla başlanılması ve devam edilmesi durumunda özellikle yılın ikinci yarısından sonra ekonomide toparlanma olabileceğini tahmin ediyorum." (EKONOMİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar