‘İlk gazeteden 119 yıl sonra da baskılar sürüyor’

‘İlk gazeteden 119 yıl sonra da baskılar sürüyor’
Kürt gazeteciler ilk Kürt gazetesi Kürdistan’ın 119. yılı etkinliklerinde yaşadıkları baskıları anlattılar.

FATİME TEKİN / DİYARBAKIR 

Mısır'ın başkenti Kahire'de 22 Nisan 1898'de Bedirhan Bey'in oğullarından Mikdad Midhat Bedirhan tarafından çıkartılmaya başlanan ilk Kürt gazetesi Kürdistan’ın 119. yılı çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Diyarbakır’da yapılan etkinlikte öne çıkan ise gazetecilere yönelik baskılar oldu.

Kürdistan Gazeteciler Günü dolayısıyla Özgür Gazeteciler İnisiyatifi, Diyarbakır’da bir forum düzenledi. Forumda, basına yönelik 2017 yılının 112 günlük ihlal raporu da açıklandı. 2 gazetecinin haber takibinde öldürüldüğü ve 166 gazetecinin hala tutuklu bulunduğu belirtilen raporda, baskılara rağmen gerçeklerden asla taviz verilmediği vurgulandı.

Formun yapıldığı salona Cizre’de bodrumlarda öldürülen Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş, Rojeva Medya Gazetesi Editörü Evin Buldan, Musa Anter, Gurbeteli Ersöz, Şengal’de haber takibinde öldürülen Nujiyan Erhan’ın fotoğrafları asılırken, yine üzerine "Kürt gazetecilerinin 119’unucu yılı kutlu olsun" yazılı pankart açıldı.

FORUMDA BASINA YÖNELİK İHLALLER DE AÇIKLANDI

Forum öncesi basın üzerindeki ihlal raporunu açıklayan Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan, sözlerine gazetecilerin gününü kutlayarak başladı. Gazetecilerin özgür bir ortamda gazetecilik yapmalarını umut ettiklerini söyleyen Boltan, Kürt gazetecilerin günümüzda onlarca dergi, gazete, radyo, TV, ajans ve haber siteleriyle yayınını sürdürdüğünü belirtti. Boltan, "Tüm baskı ve engellemelere, tutuklama ve ölümlere, sürgün ve sansüre rağmen Kürt basını durmadan büyüdü, dünya ve bölgede önemli bir yer edindi. Kürt basını sadece Kürtlerin değil coğrafyasında barınan tüm halkların sesi, kulağı ve gözü oldu" dedi.

Boltan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürt basını gerçeklerden asla taviz vermeyerek hakikati her zaman topluma taşımayı birinci görev bildi. 119 yıldır gerçeklerin karanlıkta kalmaması için mücadele etti, ediyor. Bu topraklarda denenmiş ve her seferinde başarısız olmuş sansür, kapatma, tutuklama, hapis cezası, işinden etme, sürgün etme gibi baskıcı uygulamalar son iki yıldır Kürt basını üzerinde hiç eksik olmadı."

Boltan, 2015 yılı sonrasında yaşanan baskı döneminde Kürt gazetecilerinin durumuna ilişkin olarak ise şunları aktardı:

"Kürt sorununun çözümü için yaklaşık üç yıl süren sürecin buzdolabına kaldırılmasıyla 2015 yazından itibaren yeniden başlayan savaşın faturası her zaman olduğu gibi yine basına kesildi. Gerçekler bir kez daha öldürülmek istendi. Baskıların odağına yine Kürt basını ve muhalif basın konuldu. Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilanından sonra baskılar katlanarak sürdü. Bir darbenin ürünü olan OHAL’e dayandırılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) Kürt basını ve muhalif basın susturulmak istendi. Yüzlerce gazeteci gözaltına alındı, onlarca gazeteci tutuklandı, gazetecilere dava üstüne davalar açıldı, habercilik yargılandı, haber siteleri ve ajanslar onlarca kez erişeme engellendi, ajanslar, gazeteler ve TV’ler kapatıldı, binlerce gazeteci işinden oldu. Sadece 2016 yılında Türkiye’de 6, Suriye ve Irak’ta 10, Cezayir’de ise 1 olmak üzere toplam 17 gazeteci öldürüldü, 352 gazeteci gözaltına alındı, 109 gazeteci tutuklandı. Yine 2016 yılında 318 basın yayın organı (88 gazete, 17 dergi, 30 yayınevi, 5 haber ajansı, 120 TV-Radyo, 58 haber sitesi) kapatıldı, 780 gazetecinin basın kartı iptal edildi, 42 gazeteci saldırılara maruz kaldı."

Basın üzerindeki baskıların artarak devam ettiğine değinen Boltan, 1 Ocak 2017 tarihinden bu yana geçen 112 günde basına yönelik yaşanan baskılara dönük somut rakamları da aktardı. Son 4 ayda 17 gazetecinin tutuklandığını belirten Boltan, gazetecilere yönelik baskılara ilişkin ise şunları belirtti:

"Bu 4 aylık dönemde 17 arkadaşımız tutuklanırken, 82 gazeteci gözaltına alındı, 35 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, 9 gazeteci saldırıya uğradı, 6 gazeteci hakkında dava açıldı, 30 gazeteciye ceza verildi, 2 gazeteci sınır dışı edildi, 2 TV kapatıldı, Gazeteci Nujiyan Erhan Şengal’de, gazeteci Şifa Gerdi de Musul’da öldürüldü, 6 gazeteci haber takibi sırasında yaralandı, 17 gazetecinin bilgisayar, fotoğraf ve kamerasına el konuldu ve  3 haber sitesi erişime engellendi."

ALTUN:  BİR HALKIN DİLİ İÇİN MÜCADELESİ TAKDİRE ŞAYANDIR
Rojeva Medya Editörü Çetin Altun ise, 119 yıllık Kürt basın serüveninin ciddi değişimler yarattığına dikkat çekti. "Dili yok edilmek istenen bir halkın, dili için mücadeleyi sürdürmesi takdire şayandır" diye konuştu.
1990’lı yıllarda Kürt basınına yönelik artan baskılara dikkat çeken Altun, basına yönelik baskı ve şiddetin son örneğinin geçen yıl Cizre’de görüldüğünü söyledi. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cizre’de gazetecilik yapmak üzere bulunan Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’ın yakılarak katlediğine değindi Çetin Altun. Halen bir çok gazeteci arkadaşının tutuklu olduğunu sözlerine ekledi.

ASLAN: KADIN GAZETECİLER İÇİN ZORLUKLAR İKİ KAT ARTIYOR 

Kadın gazetesi Şujin’in Diyarbakır muhabirlerinden Şehiriban Aslan da özellikle bölgede uygulanan sokağa çıkma yasakları ve referandum kampanyası sırasında yaşanan baskılara değindi. "Kadın gazeteciler olarak yaşadığımız zorluklar iki kat artıyor. Bizler Kürtlerin yaşadığı sorunları, ezilenlerin yaşadığı sorunları aktardığımız için daha çok baskı altında oluyoruz" diye belirtti. 
Şehriban Aslan, mesleğini yerine getirirken birçok tehlikeyle karşılaştığını ve hatta ölümle burun buruna geldiğini söyledi. 

TURAN: KÜRT GAZETECİLER BASKI ALTINDA 

Dihaber Ajansı Muhabiri Semra Turan, "Kürt gazeteciler baskı altındalar, tutuklanıyorlar gözaltına alınıyorlar. Yine bir gazeciler gününde birçok arkadaşımız cezaevinde.  Elbette bizler de buruğuz" dedi.
Kürt gazeteciliği ile Kürt mücadelesinin birbirinden ayrı değerlendirilemeyeceği vurgusunu yapan Turan, "Tüm baskılara rağmen bu gelenek devam etmektedir" diye konuştu. 

SUR: KÜRT GAZETECİLİĞİ BİR MÜCADELE BİÇİMİDİR

Fırat Haber Ajansı (ANF) Muhabiri Sedat Sur, Kürt basınının zorlu koşullarda başladığını ve bu zorlukların günümüze kadar devam ettiğinin altını çizdi. Devamla şunları söyledi;
"Bizler savaş koşullarında çalışan gazeteceileriz. Elbette cephe savaşı değil bu ama Kürt gazetecilerinin tümünde savaş muhabirliği yapma durumu var. Burada sosyal, ekonomik, siyasal alanda Kürt gazeteciliği savaşı yaşıyor. Kürt gazeteciliği bir mücadele biçimidir.

KÜRDİSTAN GAZETESİ’NİN SERENCAMI

Kahire’de 4 sayfa olarak yayınlanmaya başlayan gazete 1898'den 1902'ye kadar toplam 31 sayı yayımlandı. İlk 23 sayısı 15 günde bir yayınlanan gazetenin 24’ten sonraki sayıları ise ayda bir yayımlandı.

Gazetenin ilk 5 sayısı Mikdad Mithad Bedirhan'ın sahibi ve yazı müdürlüğüyle Kahire'de basıldı. Mikdad Mithad Bedirhan’ın hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesinden sonra gazetenin sorumluluğunu kardeşi Abdurrahman Bedirhan üstlendi. Kardiş Bedirhan gazetenin merkezini Cenvre’ye taşıdı ve 6. sayıdan 19. sayıya kadar olan sayılar Cenevre'de basıldı. Gazete 20. sayıdan sonra bu kez İngiltere’ye taşındı. 20’den 23’e kadar olan sayılar Londra'da, 24’ten 29’a kadar olan sayılar ise Folkestone'da basıldı. Gazete son iki sayısını basarken merkezini yeniden Cenevre’ye taşıdı. Gazetenin, 30 ve 31. sayıları Cenevre'de basıldı.

Gazetenin ilk sayısının çıktığı 22 Nisan günümüzde "Kürt Gazetecilik Günü" olarak kutlanmaktadır.

Öne Çıkanlar