'Türkiye'ye Kürt’ü düşman değil, dost ve kardeş gören politika kazandırır'

'Türkiye'ye Kürt’ü düşman değil, dost ve kardeş gören politika kazandırır'
Diyarbakır’da bir araya gelen 77 kuruluş ortak bildiri yayınladı. Uluslararası topluma 'Afrin’e seyirci kalma' çağrısı yapıldı.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK- Diyarbakır’da bir araya gelen aralarında Kürt siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin bulunduğu 77 kuruluş, Afrin'e ilişkin tutum belirlemek için toplandı. Toplantıda, Afrin’e yönelik devam eden askeri harekata ilişkin atılacak adımlar masaya yatırıldı. 5 saat süren toplantının ardından hazırlanan bildiri Kürtçe ve Türkçe olarak açıklandı. Bildiriyi okuyan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, "Afrin köyleri, beldeleri ve kasabalarına yapılan bombardımanlar sonucu yerleşim yerlerini terk ederek Afrin kent merkezine sığınanlarla birlikte şehir büyük bir nüfus kalabalığına ulaştı. Ve şimdi Afrin şehir merkezi kuşatma altına alınarak havadan ve karadan bombardımana tabi tutulmuş, daha şimdiden şehir tam bir harabeye dönmüş, onlarca sivil yaşamını yitirmiştir. Afrin’de büyük bir insanlık trajedisinin yaşanması an meselesidir" dedi.

"AFRİN SADECE AFRİN DEĞİLDİR"

"Afrin tek başına Afrin değildir" diyen Öztürk, Afrin’nin IŞİD saldırılarından kalan halklara kapılarını açan bir halk olduğunu hatırlatarak, "Ortadoğu’nun bütün kültürleri, inançları ve dillerinin bir arada ve birlikte yaşayabileceğine ışık tutan bir ortak yaşam, barış ve kardeşlik vahasıydı. Şimdi bu barış, kardeşlik ve birlikte yaşam vahası kurutulmak isteniyor. Bu nedenle Afrin, tek başına bir Afrin değildir. Afrin semboldür, Afrin Ortadoğu halklarının birlikte ve kardeşçe yaşayabilecekleri yeni bir medeniyetin filizlendiği aydınlık şehridir. Afrin, Kürt sorununun, demokratik, adil ve barışçıl yöntemlerle çözümüne model oluşturan, ışık tutan bir barış şehridir. Afrin, bu nedenle yok edilmek, Afrin’in gerçek sahipleri yurtsuzlaştırılarak, dışarıdan getirtileceklere "yurt" edilmek isteniyor. Afrin’in demografik yapısı değiştirilmek isteniyor. Afrin şahsında, Kürt halkının kendi vatanında bir statü sahibi olması engellenmek isteniyor, Kürt halkının bütün kazanımları yok edilmek isteniyor" dedi.

"AFRİN TÜRKİYE İÇİN TEHDİT OLUŞTURMADI"

Kürt ve Türk halkları başta olmak üzere, bütün uluslar arası toplumun yaşanacak bu insanlık trajedisi karşısında daha fazla sessiz kalması gerektiğini ifade ede Öztürk, şunları söyledi: "Afrin, ne Türkiye için, ne de Suriye için bir tehdit unsuru olmamışlardır. Demokratik bir Suriye’de bütün halkların, inançların ve kültürlerin adil, demokratik ve eşitlikçi bir düzende kardeşçe yaşamak istemi ve talebi neden başka ülkeler ve halklar için tehdit oluştursun. Bu talepler, üç yıl öncesine kadar, Türkiye’nin de yaşadığı çıkmazlardan kurtulmak, huzur, refah, adalet, barış ve kardeşlik ülkesi olmak için AKP hükümetinin gündeminde olan taleplerdi. Bunun için tüm toplumsal kesimlerin büyük bir destek verdiği görüşme ve müzakerelerle çözüm arayışları söz konusuydu

"KÜRT SORUNU BU YÖNTEMLERLE ÇÖZÜLMEZ"

Kürt sorununun, demokratik ve adil bir şekilde barışçıl yöntemlerle çözümünden başka bir yol ve çıkışın olmadığı, acı ve ağır bedeller ödeten kırk yıllık tecrübelerle gerek siyasi ve askeri kurumların gerekse de diğer tüm sivil toplum örgütleri ve diğer toplumsal dinamiklerin bildiği bir realitedir. Daha fazla acı çekilebilir, daha fazla insan yaşamını yitirebilir, daha büyük ve ağır yeni bedeller ödenebilir; ama bu somut realite asla değişmez. Kürt sorunu bu yöntemlerle çözülemez. Bu yöntemler, Türkiye’nin daha büyük çıkmazların, sorunların, çelişki ve çatışmaların içerisinde bütün enerjisini tüketmesi ve zayıf düşmesinden başka bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle, Kürt’ü düşman gören değil, dost ve kardeş gören bir politika Türkiye’ye kazandırır."

ULUSLARARASI TOPLUMA AFRİN ÇAĞRISI

IŞİD’in bitme ile yüz tuttuğu, Suriye’de demokratik yeni bir sistemin kurulmasının gündemleştiği bir zamanda Afrin’e yönelik yapılan bu saldırının iyi okunması gerektiğini savunan Öztürk, uluslararası topluma çağrıda bulundu: "Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu ve diğer uluslar arası kurumlar aldıkları kararlarının arkasında olmalıdırlar.

Afrin’de gelinen süreç ve büyük bir insanlık trajedisinin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu da dikkate alınırsa, bu soyut ve geçiştirmeci karar ve çağrıların sorun çözücü olmaktan uzak olduğu bir gerçektir. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Suriye’deki uluslar arası koalisyon güçleri, Rusya, İslam ülkeleri ve topyekün uluslar arası toplum daha acil ve somut girişimlerde bulunmalı, Afrin’de olası bir insanlık trajedisinin önüne geçmelidir.

"YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR"

Uluslar arası toplumun, hem siyaseten, hem de ahlaken Afrin şahsında Rojava halkına karşı sorumlulukları ve görevleri vardır. Bütün uluslar arası toplumun başına müsallat olan, tüm Avrupa’yı gerçekleştirdiği bombalamalar ve katliamlarla korku cehennemine çeviren DAİŞ zulmünün bertaraf edilmesi için omurgasının ağırlığını Kürtlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (QSD), kadın ve erkek binlerce kahraman evladını şehit vermiştir. Büyük ve ağır bedeller ödeme pahasına çağın direnişini gerçekleştirerek uluslararası toplumu DAİŞ terör çetesinden kurtarmıştır. İşte tam da bu gerçek nedeniyledir ki, şimdi Afrin şahsında Kürt halkına karşı sorumluluklarını yerine getirme sırası uluslar arası toplumun omuzlarındadır.

"AFRİN SİYASET ÜSTÜ BİR MESELEDİR"

Afrin halkına sahip çıkmak, Afrin direnişinin yanında olmak siyaset üstü bir mesele olarak bütün insanlığın ahlaki ve vicdani görevidir. Bu nedenle, başta Birleşmiş Milletleri, Avrupa Konseyini, Avrupa Parlamentosunu, uluslar arası koalisyon güçlerini, İslam ülkelerini ve topyekün uluslar arası toplumu çok acil olarak Afrin’deki trajedinin önüne geçmek için girişimlerde bulunmaya, Afrin’e giren bütün silahlı güçlerin Afrin’den çekilmesi de dahil somut sonuçlar ortaya çıkarmaya çağırıyoruz.

Kürt halkı başta olmak üzere, Türkiye’deki bütün halkları ve inanç topluluklarını Afrin halkıyla dayanışmaya, seslerini yükseltmeye, Afrin’ne yapılan saldırının son bulması için çok acil bir tutum almaya çağırıyoruz."

Öne Çıkanlar