Rusya’nın yüzüne bir tükürük daha

Eğer Rusya’nın Su-24 uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi 'sırtımızdan vurulma' olarak adlandırıldıysa S-400 ve Kırım'la ilgili tavrı ise 'yüzümüze tükürmek' olarak adlandırılabilir.

Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler Mayıs rüzgarından da daha değişken çıktı. Halbuki çok yakın zamana kadar çok iyi bir birini anlama ve çok farklı alanlarda işbirliği isteğini gösteriyorlardı. En son olarak da modern silah anlaşması yapılmıştı ancak aniden bu durum değişiverdi.

Türkiye’nin Akşam Gazetesi, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamasına dayanarak Ankara’nın her an Rusya’dan S-400 füze kalkan sisteminin alımını durdurabileceğini yazdı. Türk Bakan "Bu konuda resmi herhangi bir ret cevabını almadık. Putin’in kendisi bize ortak üretim konusunda çalışmalar yapabileceğimizi söyledi. Bundan dolayı da teknoloji üretimi gündemimizde olacak. Ama eğer Rusya bu konuya olumsuz yaklaşırsa o zaman başka bir ülkeyle anlaşabiliriz" dedi.

Türk Bakan Türkiye'nin kendi hava sahasını koruması için Rusya savunma sistemine ihtiyaçlarının olduğunu ama başka bir sistem de  alabileceklerini vurguladı. Tüm bu açıklamalar, Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşmazlıkları ele veriyor. Rusya, eğer Türkiye isterse biz S-400 kalkan sistemini satabiliriz ama ortak üretimden falan söz edilemez diyor. Türk tarafı ise Putin’in ortak üretim konusunda çalışma yürütebileceklerini söylediğini dile getiriyor. Tüm bu çelişkili açıklamaları gözönünde bulundurursak bu anlaşmanın gerçekleşmesi zor gözüküyor. Bir de S-400 sistemlerinin alımını öncelikli sırada bekleyen Çin var.

Aynı gün Türkiye tarafı Kremlin'in hassas bir yarasına daha bastı. O da Kırım sorunu. Erdoğan ülkesinin Ukrayna’nın bütünlüğünü desteklediğini ve Kırım'ın Rusya’ya katılımını kabul etmediklerini söyledi. Türkiye Cumurbaşkanı  "Biz Kırımın yasal olmayan işgalini kabul etmedik ve kabul etmeyeceğiz. Biz Ukrayna’nın ülke bütünlüğünden yana olan Kırım Tatarları'na yaptığı yardımdan dolayı çok memnunuz... Ben bir daha Poroşenkoya Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, Kırım da dahil olmak üzere, desteklemeye devam edeceğini söyledim" dedi. Son olarak da Erdoğan, Ukrayna’yla Karadeniz bölgesinde güvenlik konusunda işbirliği anlaşmasına vardıklarını dile getirdi.

Eğer Rusya’nın Su-24 uçağının Türkiye tarafından düşürülmesini "sırtımızdan vurulma" olarak adlandırıldı ise o zaman S-400 ve Kırım'la ilgili tavrı ise "yüzümüze tükürük" olarak adlandırabiliriz. Rusya ve Türkiye arasındaki iyi ilişkiler ve ortaklıkların bu şekilde olmaması gerektiği aşikardır. Bir de Türkiye’nin ABD’ye karşı başlattığı karşıtlığı buna eklersek.

İlk başlarında Ankara Rusya’dan S-400 sistemlerinin üretimi konusunda herhangi bir istekte bulunmamıştı ve sadece onların Türkiye’de parçalarının birleştirilmesini kabul etmişti. Türkiye Rusya’nın bu teknolojiler konusunda Ankara’ya vermemesini kabullenmişti. Ne oldu da birden bu teknoloji aktarımı ve üretim meselesi gündeme geldi.

Kırım ve Ukrayna’ya gelince durum daha da vahimdir. Herkes Kırım'ın Rusya’nın bir parçası olduğu kabulü veya reddinin Moskova için bir dost-düşman belirlemesinde önemli olduğunu biliyor. Türkiye’nin bu konuda açıkça Kırım yarımadasının Rusya’ya aidiyetini kabul etmediğini açıklaması ve bir de diğer bir yandan Ukrayna’yla Karadeniz bölgesinin güvenliği konusunda anlaşmalara varması açık bir biçimde Moskova’ya karşı bir tavır olduğu anlaşılıyor.

Ne oldu ve niye Türkiye birden böyle bir çıkış yaptı? Bu sorunun çok fazla cevabı olabilir. En önemlisi de Ankara ve Washington arasındaki çelişki olabilir. Yani Ankara ABD’ye karşı bir şantaj aracı olarak Rusya’yla ilişkileri kullanıyor. ABD ortaklarının düşmanlarıyla işbirliği kurmalarından rahatsız olduğu bilinen bir şey.

Büyük ihtimale Ankara’nın Moskova’yla olan bu ilişkilerinin amacı ABD’ye karşı bir politik oyundan ibarettir. Ne kadar politik yakınlık olsa da, son dönemde Türkiye, ABD’nin yürüttüğü politikalardan çok rahatsız. Özelikle de ABD’nin Kürtleri ve darbeye teşebbüs edenleri desteklemesinden dolayı. Tabi ki Türkiye ve Rusya arasındaki işbirliği de ABD’yi rahatsız etmekte ve Erdoğan da bunu; ABD’yi Kürtleri desteklemekten vazgeçirmek ve Ortadoğu’daki amaçları için bir baskı aracı olarak kullanmakta.

Öyle gözükmektedir ki eğer ABD, Erdoğana taviz verirse o zaman Erdoğan hemen Rusya'dan vazgeçmeye hazır. Büyük ihtimale bu son süreçteki Rusya karşıtı tavırlar da ABD’yle Türkiye arasında bazı yumuşamaların olduğunun belirtisidir.

Yani Ankara’nın kısmen de olsa Moskova’yla ilişkilerini bozması Ankara ve Washington arasında yumuşamaların belirtisi olacak.      

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi