Hani seçmen terörist değildi!

Seçimi savaşa, rakibi düşmana dönüştürdüler. Öyle ki, uğrayanlara 'terörist' suçlaması yapıldığı için CHP’nin Uludere belediye başkan adayı seçim bürosunu kapattı.

CHP’nin Şırnak Uludere belediye başkan adayı seçim bürosunu kapatmak zorunda kalıyor. Neden? Kendisine ziyarete gelenlere, destek verenlere "terörist" suçlaması yapıldığı için.

Aday Salih Tanık, daha önce ANAP’ta belediye başkanlığı yapmış, AKP’de ilçe başkanlığı yapmış. Ama bugün CHP’den aday olunca bir anda "devlet düşmanı" ilan edilivermiş.

Tanık, iki gündür ulaşabildiği gazetelere, televizyonlara derdini anlatmaya çalışıyor.

Dün Artı Tv’de Meral Peker’in sorularını yanıtlarken bir ayı aşkın bir süredir yaşadıklarını şöyle özetliyordu:

"Listeler askıya çıktığında köylerden bin 500 korucuyu buraya getirip sandıklara kayıt yaptırdılar, AK Parti’ye oy versinler diye. İzmir’den iki tabur askerin buraya kayıtları yapıldı. Biz bunlara itiraz ettik, itirazlarımız reddedildi.

Köy korucuları olsun, devlet memurları olsun yanımızdan geçenlere ters gözle bakılıyor. Bazen uyarılıyor, bazen tehdit ediliyorlar. Onların birinci derecede akrabaları dahi bize selam verdiklerinde korucu ve memur olan insanlar bundan zarar görmeye başladı.

Üç görevli buraya geldi, benim kendi akrabalarım selam vermeye geldiler, oturmaya da gelmediler. Jandarmaya çağrıldılar. Bunlar tim komutanıydı. ‘Sizi tim komutanlığından aldık’ dediler. Buna da üzülmediler. Ama ‘bizi açığa alırlar, görevimize son verilir’ diye çok üzüldüler.

Devletten maaş alan veya çocuğu burs alan, devletin herhangi bir kurumunda işi olan hiçbir vatandaş cesaret edip kapımızı açamıyor, selamımızı alamıyor.

Bir AK Partili, bir korucu gelip bize selam verdiğinde bunu sorguya çekip ‘sen teröristsin’ denmesine üzülüyoruz.

Bu insanlar zarar görmesin diye büromuzu geçici olarak kapatmak zorunda kaldık."

Başka bir iddiası daha var Tanık’ın.

İlçe jandarmaya çağrılan koruculara "Oyunun fotoğrafını çekecek ve bize getireceksin, başka bir partiye oy veren görevden atma sebebi sayılır" dendiğini söylüyor.

Tüm bunları dillendirmeye başlayınca valinin kendileriyle görüştüğünü ve "böyle bir şey olmayacak" dediğini de ekliyor.

Peki bunun zeminini kim hazırladı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta muhalefet partilerini "terörist" ilan etti:

"Biz CHP gibi 3-5 fazla oy almak için Pensilvanya’daki o şarlatana, Kandil’deki terör ağlarına taşeronluk yapmıyoruz. Bir de yanlarında adı iyi olan bir parti, bir de adı Saadet olan particik var. Bu dörtlü çete Cumhur İttifakı’na karşı birleşiyor.

Kandil ve Pensilvanya destekli zillet ittifakıyla karşı karşıyayız.

Pensilvanya ve bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla çevirdikleri tezgâhlar, girdikleri işbirlikleri artık aleniyet kazandı. Seçim sloganlarını Pensilvanya belirliyor, aday listelerine Kandil'den müdahale ediliyor. Bölücü örgütün siyasi uzantıları da bunların seçim çalışmalarını yürütüyor. CHP, tarihinin hiçbir döneminde bu derece kötü yönetilmemiştir."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ondan geri kalmıyor:

"CHP, PKK’ya taşıyıcı annelik yapmaktadır. Amerika ekonomik olarak saldıracak, alttan bu zillet ittifakı bunu toplayacak. Ülkenin geleceğini tehlikeye atmak istiyorlar.

Sayabildiğimiz 299 HDP ve PKK iltisaklı adamı CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi listelerinden koyuyorlar. Doğu ve Güneydoğu’da bizim tasfiye ettiğimiz PKK’yı büyükşehirlerde yaşam tüneliyle yeniden hayata bağlamak istiyorlar. Buna müsaade etmeyin."

Bu da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan. CHP’nin 6 okunun "sözde kaldığını" söylüyor ve devam ediyor:

"Bugün aday gösterdikleriniz işte ortaya çıkıyor. Bölücübaşının posterlerinin altında siyaset yapıyorlar. Sizin adaylarınız içinde DHKP-C'li, PKK'lı var işte görüyoruz. Siz bir kere PKK ile FETÖ ile DHKP-C ile TİKKO ile ne kadar terörist, terör örgütü, bölücü, hain varsa onlarla ittifak içindesiniz. Bu mudur milliyetçilik? Bayırbucak Türkmenlerini katleden, onlara zulmeden Esed'in peşinde koşuyorsunuz. Bu mudur milliyetçilik? Bunların milliyetçilikle, milletle bir ilgisi yok. İşte Cumhur İttifakı ile zillet ittifakının arasındaki fark budur."

AKP Genel Başkan Yarımcısı Mahir Ünal da CHP’nin belediye meclis üyeleri listesinde HDP’lilere yer verdiğini söylüyor ve ekliyor:

"CHP son iki yılda aldığı pozisyonla milli güvenlik sorunu haline dönüştü."

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'a göre de CHP "Türkiye'nin istikbalini hedef alan eylemleri desteklemiş"!

AKP, bu kez sandıktan çok korkuyor. Korktukça geriyor, kutuplaştırıyor, saldırıyor, suçluyor.

Artık "güvenmediklerini" söyledikleri anketleri "güvenilir" hale getirmek için ellerinde pek bir şey de kalmadı.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş, seçime girmeye hak kazanmış siyasi partileri "terörist" ilan etmelerinin başka bir izahı yok.

Öyle ki muhalefeti "Erdoğan’ın gitmesini istiyorlar" diye suçlayabiliyorlar.

Madem gitmekten bu kadar korkuyorsunuz, yayınlayın bir KHK yasaklayın seçimleri.

Çünkü muhalefetin işi sizi er ya da geç o koltuktan indirmek olacaktır. Ve demokrasilerde bu bir suç değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi