Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Ateşkesi ABD ile imzala, bitirmek için Rusya’ya git

ABD ile imzalanan ateşkes anlaşmasının süresi bu akşam 22.00 gibi doluyor. Ateşkesin akıbetine karar vermek için Erdoğan Putin’e gidiyor. Size de garip gelmiyor mu bu!

Sanki uzaya Apollo gönderecekler de geri sayım yapıyorlar; "10… 9… 8…" diye.

ABD ile ateşkes anlaşması 18 Ekim’de imzalanmıştı. 120 saatlik bir ateşkes süresini öngörüyordu.

Atılan imzaların daha mürekkebi kurumadan, hemen ertesi gün başladı Erdoğan geri sayıma:

"Pazarlık sünnettir diyerek 120 saatte mutabık kaldık. Bugün ikinci gün. Salı gecesi süre bitiyor… Olursa olur 120 saatin bittiği dakika kaldığımız yerden devam eder teröristlerin başını ezmeye devam ederiz."

En son dün Erdoğan geri sayımını "5… 4… 3… 2…" diye sürdürüyordu:

"120 saatin büyük bir bölümü sona erdi. Yarın Rusya ziyaretimiz var. Putin ile bu süreci ele alıp atılması gereken adımları atacağız."

Artık o kadar savaşa bağımlı hale gelmişler ki, adeta savaşa kronometre tutuyorlar.

Darbe koşulları yetmedi, OHAL uygulaması, o da yetmedi savaş…

Erdoğan iktidarının oynayacağı son kozdu bu askeri harekât ve onu da oynadı.

Çünkü darbe koşulları da Olağanüstü Hal de yetmedi ülkeyi yönetmesine. Tabanındaki erimeyi, parti içinden kopuşları bir türlü engelleyememişti. Son çare olarak Kuzey Suriye’deki Kürtlere savaş açtı.

Oyunun ilk perdesinde durumu kısmen lehine çevirdi ama Ortadoğu’da hiçbir oyun tek perdelik değildir. Hatta oyunun toplam kaç perde olduğunu oyuncular bile bilmez.

Ama yine de CHP, İYİ Parti gibi muhalefet partilerini peşine takmasını bildi. Millet İttifakı’nı politika yapamaz hale getirdi.

Savaş tezkeresine "Hayır" diyen HDP’yi ise kaba kuvvetle, devlet gücüyle siyasetin dışına atmak istiyor.

HDP’li vekiller parti binalarına giremiyor, girseler bile basın açıklaması yapmak için parti binasından çıkamıyorlar, polis kuşatması altında basın toplantısı yaparken tartaklanıyorlar.

Seçilmiş HDP’li belediye başkanlarına operasyon da tam gaz sürüyor. Görevden alınıp yerlerine kayyım atanıyor, gözaltına alınıyorlar, tutuklanıyorlar…

Erdoğan iktidarının "Yurtta Kürtlerle savaş, cihanda Kürtlerle savaş" politikası tam gaz sürüyor.

Bu savaşın tozu dumanı arasında AKP iktidarı toplumda açtığı yaraların görünmez kılınmasını amaçlıyor.

Hırsızlıklar, yolsuzluklar, yandaş kayırmalar; yoksulluk, açlık, insanların ceplerini yakan zamlar kanlı bir savaşın gölgesinde kalsın istiyorlar.

Bu yüzden savaş tamtamlarını durmaksızın çalıyorlar.

En son ABD ile imzaladıkları 120 saatlik ateşkes sürecinde yurttaşlar kendi dertlerini hatırlamasın diye sürekli geri sayım yaparak savaş gerilimini ayakta tutmak istiyorlar.

ABD hangi sopayı gösterdi de Erdoğan beş günlük ateşkese razı oldu? 

Bazı tahminlerimiz var ama şimdilik bu sorunun yanıtını net olarak bilmiyoruz ancak18 Ekim Cuma günü imzalanan 13 maddelik anlaşma maddeleri belirsizliklerle dolu.

Kesin olan şu ki ABD’nin "terörist"i ile Türkiye’nin "terörist"i aynı anlama gelmiyor.

Anlaşmadaki "güvenli bölge" kavramı da iki taraf açısından çok farklı anlamlar taşıyor. Belli ki ABD "güvenli bölge" derken 120 kilometrelik bir genişliği kastediyor. Ama Türkiye’nin "güvenli bölge"den anladığı 444 kilometre.

Anlaşmanın dokuzuncu maddesinde yer alan "YPG’nin ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılamaz hale getirilmesi" kim tarafından yapılacak, o da belli değil.

Ama anlaşmanın üçüncü maddesi tam olarak evlere şenlik. Büyük bir ciddiyetsizlik abidesi.

Üçüncü maddede deniliyor ki, "Türkiye ve ABD ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışıyla NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder."

Hatırladınız değil mi bu sloganı; "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için."

Alexander Dumas’nın yazdığı 17. Yüzyılda geçen tarihi roman; Üç Silahşorlar. Athos, Porthos, Aramis… Bir de D’Artagnan…  İşte onların sloganı bu. Tarihi romandaki silahşorların sloganları gelmiş ABD ile Türkiye arasındaki anlaşmaya girivermiş.

Mizahı bir yana da bu işte uluslararası hukuk açısından büyük bir çarpıklık var.

Suriye’de bulunmaları gayrimeşru görülen iki devlet Türkiye ve ABD, aralarında 120 saatlik bir ateşkes anlaşması imzalıyorlar.

Peki, Suriye topraklarında çarpışan bu iki devlet mi? Hayır. Türkiye, Suriye Kürtlerine askeri harekât yapıyor.

Şimdi bu ateşkes anlaşmasının süresi bu akşam 22.00 gibi doluyor. Bu nedenle bugün Erdoğan, Putin’le görüşmek üzere Soçi’ye gidiyor. Ateşkesin sürüp sürmeyeceği bu görüşmede belli olacak.

Ancak anlaşılması güç olan şu; Türkiye ateşkes anlaşmasını ABD ile imzaladı, bitirmek için neden Rusya’ya gidiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi