Fırat Kalkanı Harekatı bitiyor

Fırat Kalkanı Harekatı bitiyor
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "El Bab’ın alınması ile birlikte bu operasyon hedefine ulaşmış olacak" dedi. POLİTİKA – Başbakan Yardımcısı...

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "El Bab’ın alınması ile birlikte bu operasyon hedefine ulaşmış olacak" dedi.

POLİTİKA – Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin Cerablus üzerinden Suriye topraklarına girerek başlattığı, "Fırat Kalkanı Operasyonu"na değinen Kurtulmuş, operasyonu "Türkiye'nin sınırlarını korumak bakımından zorunlu olan bir operasyon" olarak savundu.

PYD NEDENİYLE CERABLUS’A GİRİLMİŞ

Cerablus’a girmelerini, "PYD unsurlarının sızarak Türkiye’ye girmelerini" gerekçe gösteren Kurtulmuş, şunları aktardı: "Sınırın başka yerlerinden PYD/PKK unsurları sızarak içeri giriyorlardı. Bunun yapılması mecburiydi. Türkiye'nin sınırlarının korunması hem de aynı zamanda Suriye'nin kuzeyinde hareketli terör gruplarının bertaraf edilmesi oradaki yerli halkın yerlerine yerleştirilmesi için yapılan bir operasyondu. Dolayısıyla bu bizim ulusal güvenliğimizin bir parçası olarak görülmesi gereken bir operasyondur. Şimdiye kadar da planlandığı şekilde devam ediyor."

Cerablus’u aldıklarını ileri süren Kurtulmuş, "İnşallah aynı şekilde El Bab temizlenir" dedi.

‘ÜMİT EDERİZ EN KISA ZAMANDA TEMİZLENİR'

Kurtulmuş, Rakka operasyonuna ilişkin bir soruya da "Rakka başka bir şey, burası Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında El-Bab'a kadar olan bölge. Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili bir bölgedir. 5 bin kilometre karelik bir alandan bahsettik, o alanın temizlenmesi Türkiye'nin bir yerde tabiri caizse sınırlarının terör örgütlerinden korunması anlamına geliyor. Ümit ederiz en kısa zamanda temizlenir. Son bilgilerimiz, şehrin içerisine kuvvetlerimizin girdiği, belli yerleri aldığı."

ASTANA CENEVRE SÜRECİNİ DESTEKLEYECEK BİR SÜREÇ

Rakka operasyonun gecikmiş olması nedeniyle Rakka'dan bazı DAİŞ üyelerinin El-Bab'a doğru geldiklerini ve şehirdeki direncin bu nedenle uzun süre devam ettiği yönünde bilgiler olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Suriye sorununu hiçbir ülkenin tek başına çözme imkanı yoktur, dolayısıyla burada bir ittifakın oluşması çözüm için bir zeminin oluşması şarttır. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak Astana görüşmeleri ortaya çıktı. Halep üzerinde bir barış süreci. Burada Rusya ile Türkiye, daha sonra Rusya, Türkiye, İran üçlü olarak. Astana görüşmesinde ilk kez bir şey oldu, 6 yıldır hiçbir şekilde bir masa etrafına gelmeyen muhalif unsurları ve rejim unsurları bir araya geldiler. Türkiye, İran ve Rusya bundan sonraki sürecin bir yerde gözlemciliğini, garantörlüğünü adına ne derseniz deyin Amerika'da işin içerisinde büyükelçileri biliyorsunuz işin içerisindeydi. Astana sürecini Cenevre'nin alternatifi ya da rakibi olarak ortaya koymayın, Astana süreci Cenevre sürecini destekleyecek bir süreçtir. Buradan çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz, uluslararası camia bir an evvel adil ve kalıcı bir barış nasıl olur, Suriye'de bunu ortaya koymalıdır. Suriye halkı ne istiyorsa buna karar versin, bu süreçlerin önü açılsın bunun için de uluslar arası camia destek olsun."

KÜRTLER ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ OLUR

Bab operasyonunun başarılı olmasıyla Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefine ulaşmış olacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Rakka başka bir meseledir. Rakka meselesi Türkiye sınırlarını tehdit eden bir şey değil. Eğer Rakka'da ‘Biz DEAŞ'ı temizleyelim ama oraya PYD'yi, YPG'yi koyalım' derseniz, bu Türkiye için ulusal güvenlik meselesi olur" ifadesini kullandı.

AKADEMİSYENLERİN GÖREVDEN ALINMASINI SAVUNDU

Tepkiye neden olan akademisyenlerin durumunu da değerlendiren Kurtulmuş, durumu savundu. Kurtulmuş, "Akademisyen arkadaşlarımız hangi gerekçelerle atıldılar, bunların hepsine bakmak lazım. Sonuçta bu KHK'larda şöyle bir düzenleme getirildi. Varsa yanlışlıklar, varsa eksiklikler, hatalı bir değerlendirme varsa bunlar değerlendirilip, tekrar düzeltilebilmesi için de bir imkan var" diyerek 7 kişilik komisyonu işaret etti.

Daha önce AK Parti yetkililerinin "OHAL sürecinde referandum yaptırmayız" açıklamalarına rağmen, uzatılan ve seçim sürecinde de yürürlükte olan OHAL’in seçimlerle ilgisi olmadığını savunan Kurtulmuş, "Bu bir parti kampanyası değil. Herkes kampanyasını ortaya koyacak. Herkes dilediğini istediği şekilde söyleyecek. Seçim özgür şekilde olacak. Bu anlamda da Olağanüstü Hâl ile halk oylaması sürecinin hiçbir ilgisi yok" diye belirtti.

SEÇİM SÜRECİNDE OHAL’İ SAVUNDU

"Partinizin KHK'yi referandum sürecinde baskı için kullandığı söyleniyor" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Eğer biz iki süreci birbirine karıştırıyor olsaydık tam da bu noktadan hareketle, ‘Aman kimse rahatsız olmasın. Kimseye olumsuz bir atmosfer ortaya çıkmasın' diye bu KHK'ları referandumdan sonraya bırakırdık. Bu ayrı bir şey, o ayrı bir şey. Burada devletin bekası ile ilgili bir süreç var" iddiasında bulundu.

Öne Çıkanlar